Pile traducir turco
36 traducción paralela
Это обошлось мне в 2 батарейки.
Bu sadece iki pile patlar bana.
Мне понадобится аккумулятор для такой работы.
Bu tür işler için bir pile ihtiyacım var.
Лишь идиот вручает свою жизнь упаковке батареек. "
"Hayatını birkaç pile emanet eden herkes salaktır." derdi.
Мне нужны новые батарейки для фотоаппарата, и раз уж я здесь, почистите его, пожалуйста.
- Merhaba. Fotoğraf makinem için yeni bir pile ihtiyacım var... ve pili takarken, makineme iyi davranın.
"Насыпать ерунды"
- "Pile on the Piffle".
ДЕЛИСИЯ : Сегодня день, когда Фил объявляет миру кто будет играть главную роль в "Насыпь перец".
Bugün Phil'in "Pile on the Pepper" oyununda kimin başrol oynayacağını dünyaya duyuracağı gün.
Она собирается перехватить у меня главную роль в "Насыпь перчика".
Pile on the Pepper'da benimle başrolü kapmaya çalışacak.
- "Насыпь перца"
- "Pile on the Pepper."
Теперь Филип, как ваши дела с "Насыпь перца"?
Peki, Philip ; "Pile on the Pepper" işindeki derin düşüncelerin nasıl?
как вы уже знаете, Я ставлю "Насыпь перец", в посольстве.
Bildiğiniz gibi "Pile on the Pepper" ı Ambassador'da sahneliyorum, biliyorsunuz.
Она не только Хортенсия в "Насыпать перца", она также моя Гортензия, если вы понимаете о чем я.
"Pile on the Pepper" daki tek "Hortensia" aynı zamanda benim "Hortensia" m. Dediğimi anlıyorsanız.
- Таких батарей я в жизни не видел.
Bildigim hicbir pile benzemiyor.
Если хочешь снять фильм о том, как Бритта себя нахваливает,
Bence harika bir şey. Hey, eğer Britta'nın kendini omzunu sıvazlaması... hakkında bir belgesel yapıyorsan, yedek pile ihtiyacın olabilir.
Вы знает, просто : четыре ноги в замок, вбиватель шпал ( figure 4 leg lock, pile driver - приемы в рестлинге ) - Да, прыжки с канатов... суплекс... - Ох, нет, нет...
Bacak kitleme hareketi, Apış arasına alıp yere vurma sonra, kafadan tutup yere vurma.
Из-за холода батарея разряжается.
- Soğuklar pile zarar veriyor.
Он разрабатывал что-то большое. Что-то настолько большое, на фоне чего... атомный реактор показался бы пальчиковой батарейкой.
Büyük bir şeyin peşindeydi, o kadar büyük ki nükleer reaktör adeta bir pile benzeyecekti.
"Демо режим. Открутите винты, чтобы открыть отсек для батарей".
Pile ulaşım kapağındaki vidayı çıkarın.
- из кучки забракованных.
- Reject Pile'dan.
- Ага, я знаю, из забракованных.
Reject Pile'ı biliyorum.
Чипы Фассбиндера соединяются кабелем с источником питания, и у него есть запасная батарея.
Fassbinder çipleri kabloyla bir güç kaynağına bağlanır. Ayrıca yedek pile ihtiyacımız var.
I think we need to make a decent dent in the pile of forms.
Bu formları azaltana kadar sanırım.
Well, if you start them early with a good education - - 60 grand to finger-paint and pile blocks.
Erken eğitimin önemi- - Parmak boyası ve lego kule yaptırmak için 60.000 dolar alıyorlar.
Никому не нужно столько батареек.
Kimin o kadar pile ihtiyacı olur ki...
Мне нужны батарейки и туалетная бумага.
Pile ve tuvalet kâğıdına ihtiyacım var.
Barb would head out with a pile of coupons.
Bir yığın kuponla çıkıyordu.
Нам нужен аккумулятор, но, Ломакс... что нам еще нужно?
Bir pile ihtiyacımız var ama Lomax başka ne gerek?
Мне также нужен порох из дюжины патронов, клейкая лента и все батарейки, которые ты сможешь достать. и немного арахисового масла.
Ayrıca bir düzine mermi kovanından alınan baruta, koli bandına bulabildiğiniz kadar pile ve biraz yerfıstığı ezmesine ihtiyacım var.
* Сидящая у мусорной кучи *
♪ Sitting in a junk pile ♪
But it wouldn't explain why someone would dump him into a pile of kudzu.
Ama birinin onu kudzulara atmasını açıklamaz.
Делаете такие длинноворсовые ковры?
Shag Pile ( uzun tüylü ) gibi mi?
How is it my fault that your jerk boss put his jerk nose into a pile of jerk cocaine?
Senin bu işe yaramaz patronunun işe yaramaz kokaini, işe yaramaz burnuyla çekmesi nasıl benim kabahatim oluyor ya?
Нет, Макс, я работаю не на двух больших батарейках, как ты.
Seninkiler gibi malzemem olmadığı için pile gerek kalmıyor.
Вы помните Хилари Пайла?
Hilary Pile'ı hatırlıyor musunuz?
Спросите его о Хилари кучи.
Ona Hilary Pile'ı sor.
Вот именно. Потому что они ему не нужны.
Hayır, çünkü pile gerek yok.
Потому что мне не нужны батарейки.
Çünkü benim pile ihtiyacım yoktu.