Re traducir turco
2,015 traducción paralela
We're gonna bypass the switcher.
Anahtarlayıcıyı atlayacağız.
You're gonna come back with only one camera.
Sadece bir kamerayla geri döneceğiz.
They're gonna be on the monitor behind you.
Arkandaki monitörde gözükecekler.
They're 23, they're on a bus in Nashua.
23 yaşındalar ve Nashua'ya giden bir otobüsteler.
They're drunk in the mornings, too.
Gündüzleri de sarhoşlar.
Because you're a nerd and I'm a nerd and you make nerds look bad.
Çünkü sen bir ineksin, ben bir ineğim ve sen inekleri kötü gösteriyorsun.
We're gonna be officially condemned on the House floor tomorrow.
Yarın Beyaz Saray'da resmi olarak kınanacağız.
Reese getting kicked out of the SOPA meeting, which you know we're gonna read about.
Hakkında okuyacağımız Reese'nin SOPA toplantısından atılması.
Can't understand what you're saying.
Söylediğini anlayamıyorum.
We're not loading the panel to the left.
Paneli sola yüklemiyoruz.
Yeah, I know, but I think you're gonna like Cyrus West.
Biliyorum ama bence sen Cyrus West'i seveceksin.
You're sure you don't want to use Tapley?
Tapley'i kullanmak istemediğine emin misin?
- They're on speaker.
- Telefondalar.
I know how much you want this, and I like how much you're going for it, but you've gotta wait until something's real.
Bunu ne kadar istediğini biliyorum ve bunun için çalışmanı seviyorum ama gerçekten bir şeyler olana kadar beklemelisin.
We need to ask are we creating more terrorists than we're killing?
Neden öldürdüğümüzden daha fazla terörist yaratıyoruz diye sormamız gerekiyor.
I prefer to be arguing the legality and the morality, but, no, they're not.
Yasallığı ve ahlaklılığı tartışıyor olmayı tercih ederdim ama hayır, değiller.
Now, Dr. Cochran, I can appreciate that you're an ethicist, but we don't face an ethical dilemma.
Şimdi, Dr. Cochran, bir ahlakbilimci olmanızı beğeniyorum ama biz etik bir ikilemle yüzleşiyor değiliz.
We're going to have to end this there.
Bunu burada bitirmek zorundayız.
- Cy, you're a little over the top.
- Cy, sınırı biraz aşmıştın.
- We're clear.
- Çıktık.
And you know you're not speaking right now?
Şu an bir şey söylemediğinin farkındasın değil mi?
You're gonna sleep in a park until a constitutional amendment is ratified by three-quarters of the states?
Eyaletlerin dörtte üçü bir anayasa değişikliğini onaylayana kadar bir parkta mı yatacaksınız?
But they're gonna cover the drum circles and crunchy, uninformed college kids yelling at the earners, who, coincidently, are the same guys running Time Warner News Corp. and AWM.
Ama medya davul çemberlerini ve hippi ama ne tesadüf ki aynı zamanda Time Warner News Corp. ve AWM'yi yöneten üniversite öğrencilerini haber yapacak.
Then you're on the wrong side of the camera.
O zaman kameranın yanlış tarafındasın.
Sooner or later, you're gonna want this.
Er ya da geç bunu isteyeceksiniz.
- You're saying it works on different levels.
- Değişik seviyelerde olduğunu söylüyorsun.
- I don't care whose side you're on.
- Kimin tarafında olduğun umrumda değil.
"ы св"
"Re an a-ho."
"D", "A"
- "Re", "La".
А потом оставайтесь на "D" как можно дольше, это производит сильное впечатление, когда доходит до верха, причем так резко.
- "Re" de çok uzun kaldıktan sonra.. .. temponun yükseldiği kısımda.. .. harika bir etki bırakıyor ve..
Back from the'80s, before Reagan was cool
You're on your way to be a rock'n'roll star
The band wore leather, and the boys were lookin'so pretty
It's a good thing to say, " Hey, boys, you're gonna go far
You're on your way to be a rock'n'roll star
With all our dreams hangin'on one little ditty
It's a good thing to say, " Hey, boys, you're gonna go far
Yeah, we got it on 2-inch tape down at Sound City
I don't know, but I'm glad you're gonna show us.
Pek bilmem aslında ama bize gösterecek olmana sevindim.
You're the best Milkovich there is.
Milkovichler'in yüz akısın.
That's a good thing. We're not animals.
Aksine bu iyi bir şey.
We're people with the ability to elevate sex to a spiritual, loving experience.
Biz hayvan değiliz. Seksi, manevi bir aşkla yoğurabilecek yeteneğe sahip bireyleriz.
You're not breaking your sobriety.
Kurallarını çiğnemiş olmuyorsun.
You're showing her how much you care.
Ona ne kadar değer verdiğini gösteriyorsun.
An end to him deciding we're here to please him whenever the urge arises. - Right.
Azınca onu tatmin etmemiz gerektiği düşüncesine son verebiliriz.
What if he doesn't let us call in sick when we're really not sick?
Hasta olmadığımız halde hasta izni almamıza izin vermezse?
That's cause you're a human piranha, Lois.
Çünkü insan değil öğütücüsün resmen Lois.
They're going for the brass ring up there.
Elim sende oynuyorlar üst katta.
They're out of room at St. Steven's.
St. Steven's tıklım tıklım doluymuş.
So can you tell me why you're here when I just saw you two weeks ago?
İki hafta önce de görüşmemize rağmen neden burada olduğunuzu söyler misiniz?
You sure we're digging in the right spot?
Doğru yeri kazdığımıza emin misin?
You're like gay flypaper.
Gey neon lambası gibisin.
As you know, our bodies are God's temple, and it's as if we're adding on a little wing or two.
Sizin de bildiğiniz gibi bedenlerimiz birer tapınak ve bizler de ufak kanatlar eklemeye çalışıyoruz buna.
Я никогда не делала этого. You're the reason why I had to pick up an extra hummer this week?
Bu hafta fazladan yapmamın sebebi sen miydin yani?
Oh, you're a good one.
Çok iyi birisin sen.