Someone traducir turco
177 traducción paralela
Someone should have set a match to this place years ago.
Birileri burayı yıllar evvel ateşe vermeliydi.
* Я и не мечтала o тoм, чтo ты * Смoжешь пoлюбить меня
# I never dreamed someone like you # # could love someone like me. #
Someone to love
Sevecek bir insan
Someone to love
Sevecek birisi
Ты позволил мне считать, что был кем-то другим.
You let me believe that you were someone else
Так позволь мне верить, что я где-то в другом месте.
So let me believe that I am someone else
Так позволь мне верить, что я где-то в другом месте.
Let me believe That I am someone else
- "Спокойной ночи, мой кто-то."
- "Goodnight My Someone"
Ты поёшь эту песню?
"Goodnight My Someone" ı...
- Кем-то, с кем считаются.
- Someone to be counted.
- I came to see someone. Я пришла увидеться кое с кем.
- Birisini görmeye gelmiştim.
И если кто и упадет, так это буду я, не ты же.
"If someone takes a spill it's me and not you"
"Goodnight My Someone".
"İyi Geceler Hayali Sevgilim"
Someone that I can spend this day with, and then his wife comes back into town
Yani bugünü birlikte geçirebileceğim birini ve karısı şehre geri dönüyormuş!
Yeah, and we wanna make sure Emma also has someone like Monica who's more of a disciplinarian.
Biz aynı zamanda Emma'nın Monica gibi birisine sahip olmasını istiyoruz. Çok daha disiplinli birine.
Someone who can be firm and strict.
Sıkı ve sert olabilecek birine.
Hey, someone could get hurt.
Hey, someone could get hurt.
The sons-of-bitches tried to take my head, tried to make me someone else instead
Orospu çocukları Kafamı almayı deniyorlar Beni başkası yapmaya Çalışıyorlar
Now, if someone gave you that chance, wouldn't you protect them too?
Sana biri o şansı verse, sen de onları korumaz mısın?
Ее автомобиль был неисправен. Кто-то порезал катушку распределителя, аккумулятор вышел из строя.
Someone cut the coil in the distributor, the battery died.
Кто-то вернулся и предложил помочь.
The someone comes back, offers to help.
- Кто-то хочет запятнать твое имя.
- Someone's sniffing around.
A gay wedding is hardly the place to stop someone from being who they want to be.
Bir eşcinsel düğününde birini olmak istediği şey konusunda engelleyemezsin.
I'm just glad I have someone to pass it on to.
Bunları aktarabileceğim biri olmasına seviniyorum.
He winced and carried on like someone was digging a bullet out of his leg.
Ürkmüş ve biri bacağından mermi çıkarıyormuş gibi şamata koparmıştı.
Это было лишь взаимопроникновение сознаний. { Someone think of a better replacement } что ты тогда увидел.
O, bilinçlerin aynı ortamda uyuşması. Ama tam olarak ne gördüğünü bilemem.
But one person was missing- - someone who had changed Eli's life... in a way he never forgot.
Ama bir kişi eksikti Eli'nin hayatını, asla unutamayacağı şekilde değiştirmiş olan bir kişi.
It has come to my attention that someone on my watch misappropriated a vital piece of evidence jeopardising the entire case.
Ekibimden birinin tüm soruşturmayı hayati miktarda delili zimmetine geçirerek tehlikeye attığı dikkatimi çekti.
She'll be someone that little girls in south-central Indiana look up to.
Seçilecek olan kişi Güney Indiana'da, küçük kızların dönüp bakacakları biri olacak.
You know, someone he paid? Ну знаешь, тот, кому он заплатил.
Sana ödediği parayı biliyorsun.
Марк, ну правда, все было хорошо. But maybe you thought it was so amazing Because you've never dated someone for so long before.
Mark, gerçekten çok hoştu ama belki öyle harika olduğunu düşündün çünkü daha önce hiç böylesine uzun bir ilişkin olmamıştı.
Ты меня спрашиваешь, какой свинцовый нагрудник надеть на кого-то прежде чем облучить его?
Do you ask me which lead bib to put on someone before you nuke them?
Flag's planning on killing someone, but we need to decode this before he does.
Flag birini öldürmeyi planlıyor ama o bunu yapmadan kodları çözmeliyiz.
It's hard for me being here with someone else, okay?
Burada başka biri ile olmak zor tamam mı?
Our larger-than-life hero needing someone to protect him?
Hayatı boyunca kahraman olan kişinin korunmaya ihtiyacı var mı?
But if we don't, uh, get there soon, someone is gonna steal all the Whitesnake songs.
Ama gecikirsen Whitesnake şarkılarını başkası çalacak.
If someone has a better explanation, Я хотел бы услышать.
Daha iyi bir açıklaması olan varsa duymak isterim.
She's sleeping with someone else.
Başkasıyla yatıyormuş.
Someone has to answer.
Birileri konuşacaktır.
I need to tell you my official end-of-life plan before someone's sticking my dick in a soup container.
Birisi benim sikimi koparıp bir kaseye koymadan önce sana kendi cenaze planımı anlatmam lazım.
Ладнo, я знаю, ты хoчешь спpoсить, в какoй пoзиции тpахаться с девчонкoй с гипсoм и кoстылем.
Tamam, Hangi pozisyonu kullanman gerektiğini merak ettiğini biliyorum. someone taking whose leg cast is up to the cross.
Looks like someone's hiding something on "Temptation Lane."
Görünüşe göre birileri bir şeyler saklıyor. Bakın.
- Well, at first, I thought it was me, for taking the movie role, but then... she said that someone wasn't who... she thought they were.
- İlk anda kendimi düşündüm. Film rolünü aldığım için... Ama o kişinin, tanıdığını sandığı biri olduğunu söyledi.
When Lance came here, Sarah told him That someone wasn't who she thought they were.
Lance buraya geldiğinde Sarah, birinin, tanıdığı gibi biri olmadığını söylemiş.
Well, shortly before she died, Sarah Cutler said that someone had betrayed her.
Ölmeden kısa bir süre önce Sarah Cutler, birinin ona ihanet ettiğini söylemiş.
Someone sent me this.
Birisi bunu gönderdi.
I gave you the list, but now I'm bringing you help... good help... someone who's not gonna get busted for a phony baseball.
Sana listeyi verdim, şimdi de yardımcı olacak birini veriyorum... Gerçek anlamda yardımcı olacak biri. Sahte bir beyzbol topu yüzünden enselenenecek birini değil.
# Meant for someone else but not for me #
Başkası içindi Benim için değil
135 ) } Someone mr _ Well Нам от встречи не отвертеться.
Ona ben de sahip olacağım.
Now I've finally found someone to stand by me
# Şunu unutma
Для большинства девочек нужно в 2 раза больше.
* That someone's listening *