Track traducir turco
42 traducción paralela
Эта старая ужасная курица и я выигрывали соревнования на "Катке".
Bir zamanlar bu yaşlı çirkin kadın ve ben The Track'taki yarışmaları kazanırdık.
- Что это за "Каток"? "Каток"?
- Track da ne? Track mı?
Дороги и треки.
Road Track.
Это, мистер Атлет, самодельное взрывное устройство!
Bu, bay Track Star ev yapımı bir patlayıcı!
Эрик, я только возьму свою кассету из машины.
Bir şey yapman gerek. Eric, eight-track'ımı arabadan almalıyım
Да, для хоккейной команды. Но когда я был в track team, мы попадали в штат трижды за четыре года, и два раза победили.
- Hokey takımı için öyle, ama ben atletizm takımındayken 4 yılda 3 kez eyalet finallerine çıktık.
Would I use them to get back on track?
Hayata dönmek için Kullanabilir miyim?
lf I could have my wasted days back Would I use them to get back on track?
Kaybolan günlerimi geri alabilir miyim Hayata dönmek için kullanabilir miyim?
# Track twenty-nine Won't you give me... #
# Yirmi dokuzuncu nişan Bana vermeyecek misin... #
# Track twenty-nine Woo... #
# Yirmi dokuzuncu nişan Bana ver... #
Lookin'back on the track for a little green bag
Lookin'back on the track for a little green bag
Lookin'back on the track, gonna do it my way
Lookin'back on the track, gonna do it my way
MONTENEGRO : Okay, the good news is that this span of track используется только для поездов южного направления что означает, что тело наиболее вероятно прибыло с севера а плохие новости?
Evet, iyi haber tren yolu boyunca sadece güneye giden tren kullanılıyor, bunun anlamı beden kuzeyden gelmiş.
Начинаем с восьми.
Sekiz tam track'le başlayacağız.
Как вы знаете, программа "Сегодня" может похвастаться устойчивыми успешными показателями, при этом мы всегда ищем что-то новое и свежее, мы хотим, чтобы в нашей программе присутствовала живая молодая энергия.
Açıkcası biz burada Today şovda başarının uzun track kayıtlarını yaparız ama biz yine de her zaman güncel kalmak için birşeyler ararız, bizim kontrol bölgemizden çıkmadığın sürece, şovda sendeki gençlik enerjisini yansıtmanı istiyoruz.
... так он грабил всех и вся от юты до оклахомы но полиция все не могла за ним проследить
¶ well, he robbed his way from utah to oklahoma ¶ ¶ and the law just could not seem to track him down ¶
Лагерь наш недалеко
Camptown track is five miles long
It'll help us track and protect him.
Onu izleyip korumamızı sağlayacak bir şey.
Hey, I'm happy as the next guy that we're back on track.
Yola geri döndüğümüz için herkes kadar mutluyum.
No name yet, but we'll track it down.
İsim yok elimizde, ama izini süreceğiz.
Of course, they're putting RFID chips in food packaging now, so they can track you through your Cap'n Crunch.
Tabii artık yemek paketlerine RFID çipler koyuyorlar bu sayede sen gofretini yerken seni takip edebiliyorlar.
When I was a kid, Lenny would stop there on the way to the Saratoga race track to hustle gin games off the Balinsky brothers.
Ben çocukken Lenny, Saratoga Hipodromu'na giderken orada mola vermişti. Balinsky kardeşlerle kağıt oynuyorlardı.
So the trick is to track it down, while I'm at the store.
Şimdi de, ben marketteyken onun yerini bulmalısın.
Well, it looks to be an extremely wide, V-shaped wound track, meaning whatever did this, is some sort of wide-angle tool that comes to a sharp point.
Çok geniş, V şeklinde bir yaralanma görünüyor yani buna neden olan şey ucu keskin olan geniş açılı bir alet.
These are all the aluminum tools from Dale's nut farm, and none of them match the wound track.
Bunlar Dale'in fındık çiftliğindeki tüm aluminyum aletler hiçbiri yaradakiyle eşleşmiyor.
These edges would definitely cause the wound track we saw.
Bu kenarlar kesinlikle gördüğümüz yara izine uygun.
His track record has been kind of spotty, но я не ненавижу его.
Geçmiş performansları biraz lekeli ama ondan nefret etmiyorum.
Led Zeppelin. No Quarter.
-... grubun İkinci cd, üçüncü trackının adı?
Я спросил "Дэйв, ты когда-нибудь играл с синхродорожкой ( click-track )?"
Ben de, "Dave, hiç metronomla.. .. çalmayı denedin mi?" dedim.
You didn't think I'd talk to Natasha and track you down?
Natasha ile konuşup seni bulacağımı düşünmedin mi?
We track him down before he hurts somebody else.
Başka birine zarar vermeden, onu bulacağız.
Ты измажешь соусом журнал, мужик.
Hey, "Road and Track" in üstünü sos yaptın, dostum.
I have to track down a titanium capacitor for a high-wattage mainframe I'm going to construct.
İnşa ettiğim yüksek voltajlı ana sistem için titanyum kondansatör bulmalıyım.
Он разбогател, когда изобрел 9-трековую кассету, и ему щедро заплатили производители 8-трековых кассет, чтобы он об этом молчал.
9 - track kaseti icat ederek zengin oldu. Çünkü 8-track endüstrisi bunun ortaya çıkmaması için para ödedi.
♪ the kid is back, is back on track ♪
Çocuk yolda geri dönüyor.
В "Роад и Тракс" говорится, что Z28 лидирует в списке "машина года".
Road Track'te, Z / 28'in yılın aracı ödülünün baş adayı olduğu yazıyor.
В "Роад энд Трак" пишут, она станет машиной года.
Road and Track, bu arabaya yılın arabası olacak diyordu.
Well, I decided to search Starkel's credit card charges, to see if it's possible to track his movements on the day he died.
Belki öldüğü gün neler yaptığını anlayabilirim diye Starkel'ın kredi kartı harcamalarını incelemeye karar verdim.
Нет, нет, но Джессап смог узнать адрес его отца.
No, no, but Jessup was able to track down an address for the kid's father.
We can use that and track his name.
Bunu kullanıp adını bulabiliriz.
We'll go up to Spanish Harlem and see if we can track down this guy.
İspanyol Harlemi'ne gidelim Bu adamı bulabilecek miyiz bakalım.
Track Edition — убожество.
çöp. Bu kurtarılamaz.