English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ U ] / Used

Used traducir turco

108 traducción paralela
А эта женщина... приходила в этот бар каждый вечер. надевала все драгоценности, которые только у нее были и просто ждала свою давно потерянную любовь.
Bu hanım... she used to sit her gece bu barda oturup... hep aynı mücevheri takar... kaybettiği sevgilisini beklerdi.
I'm used to it.
Buna alıştım.
Третий : если-бы он применил их, что стало-бы с Кубой? Three : if he had used them, what would've happened to Cuba?
Kullanmış olsaydı, Küba'ya ne olurdu?
... I did recommend to Khrushchev they be used.
Kruşçev'e önermiştim. Üç :
Когда я был министром... While I was secretary мы использовали то что называлось : "оранжевый агент" во Вьетнаме. ... we used what's called "Agent Orange" in Vietnam.
Bakanlığım sırasında Vietnam'da "Turuncu Ajan" denen bir madde kullandık.
Теперь едва ли угадаешь, кем я был.
Now you can't tell who I used to be.
But where are those good old-fashioned values On which we used to rely?
Peki nerde o bir zamanlar inandığımız... eski moda değerler?
* i spent oh so many nights * * just feeling sorry for myself * * i used to cry...
Pek çok gecemi... MONICA DAWSON BONANZA BURGER, NEW ORLEANS... kendim için üzülerek harcadım. Durmadan ağlardım...
В день, когда были заколоты два ребенка, сосед видел окровавленные ножи в его грузовичке, в котором, по его утверждениям, он забивал цыплят.
On the day that the two kids were stabbed his neighbor saw bloody knives in his truck which he claimed were used to kill a chicken.
* A long time ago * * We used to be friends, but I * * Haven't thought of you lately at all *
TV-Rip : şanslıadam Düzenleme :
You know, I'm not really interested in going back to the way it used to be.
Biliyorsun, ben... ben eskisi gibi olmasını istemiyorum.
I used to have time formyfriends all day
♫ Dostlarım için tüm gün zamanım vardı?
Ты так сильно меня любил, что...
You used toBeni bu kadar çok sevmeye alışmışken... Doğru Marcel.
I used to have time for my friends all day
? Tüm gün dostlarım için vaktim olmasına alışıktım?
The mole triggered the fire alarm, used that access point?
İçeri oradan girdi.
If you're looking for a stove, we've got one that's hardly ever been used.
Fırın arıyorsanız, bizde hiç kullanılmamış bir tane var.
Trust me. I used to work in construction.
Bir ara inşaatta çalışmıştım.
Я собираюсь начать сегодняшний урок с двух значений фразы "used to".
Şimdi "- ardı, - erdi" kalıbının iki kullanımıyla bugünkü dersi başlatacağım.
Например, "I used to have long hair", или, "I got used to walking home from the woods".
"Uzun saçlarım vardı" ya da "Eve ormanlık alandan yürürdüm." de olduğum gibi.
Которыми всегда гордился я?
¶ on which we used to rely? ¶
I'm just trying to get used to all the changes around here, okay?
Burada yaptığın değişikliklere alışmaya çalışıyorum.
. . .
# but you know you're into me # #'cause I am in the species known as sapien # # dogs used to eat me, but now they bring the paper in # * it's gonna take a lot to get me away from you * -
If you ever used those things before you'd know that they malfunction, misfire, break the beaver's legs.
Önceden onlardan kullanmış olsaydın sorun çıkaracaklarını bilirdin. Kapanmama ve kunduzun ayağını kırmak gibi.
Judah... used to like to dress me up.
Judah... beni giyindirip kuşandırmaktan hoşlanırdı.
Yeah, Doug used to carry a copy of "On the Road" in his pocket.
Doug eskiden "Yolda" romanını hep yanında taşırdı.
He used to come to this club where I play.
Eskiden bizim çaldığımız kulübe gelirdi.
I input transcriptions of my interviews to generate visual representations of words subjects used.
Röportaj kayıtlarımın çıktısını alırım ve kelimeleri görsel bir sunu haline getiririm.
There was this guy I used to know...
Bir adam vardı, eskiden tanıdığım...
I used to love sleeping between you and dad.
Babamla senin aranızda uyumayı çok severdim.
Oh. I used to watch it growing up with my grandmother.
Büyükannemin yanındayken izlerdim.
And used my powers of persuasion To get him on my side.
Onu tarafıma çekmek için ikna güçlerimi kullandım.
Used him four times since.
Daha önce 4 kere kullandım onu işimde.
Byron used to run the back room.
Byron gizli işlerini orada çeviriyormuş.
Used to ask the ladies if they wanted me to super-size it.
"Büyük boy" mu olsun derdim.
Hit every bunker and had to listen to fisher brag about his fourth wife who used to be a stripper and can only get off when she takes it up the "tuchus."
Topu bütün çukurlara soktum ve Fisher'ın tantanalarını çektim. Dördüncü eşi eskiden striptizciymiş de sadece götten verince orgazm olurmuş.
- There used to be consequences.
- Sonuçlarına katlanmalılar.
я так далеко забрёл от того места, что зовётся домом.
# I'm such a long, long way from what I used to call home #
I used to work on our pickup.
Kamyonetimizle ben ilgilenirdim.
Diesel... and that weight multipurpose grease are used on semis.
Dizel ve bu çok amaçlı yağ tırlarda kullanılır.
Well, we used to be best friends, and I was the one who turned her on to couponing, which was big mistake because she turned into a monster.
Eskiden çok iyi arkadaştık onu kupon biriktirmeye başlatan bendim ve bu büyük bir hataydı, çünkü böylece canavara dönüştü.
Yeah, but the receipts that he checked showed four separate occasions last month while Barb was shopping, their credit card was also being used in high-end restaurants around town.
Evet, ama kontrol ettiği faturalar geçen ay Barb'ın alışverişleri dışında bazı pahalı restoranlardaki harcamaları da içeriyormuş.
Ты сюда постоянно заходил.
Buraya her zaman gelirdin.You used to come in here all the time.
I'm getting used to BlueBell.
- BlueBell'e alışmaya başladım.
Remember when you used to call that old station wagon your sleigh?
Şu eski pikabın kızağın olduğunu... söylediğini hatırlıyor musun?
I used to be exactly the person that you wanted to see in these moments.
Eskiden o anlarda tam olarak görmek istediğin kişiydim.
It's just- - I'm just not used to being, um, submissive.
Nasıl desem itaatkar davranmaya alışık değilim ben.
I also used the words, "highly unlikely" and "wildly improbable."
Hatta "pek mümkün değil" ve "imkansıza yakın" öbeklerini de kullanmıştım.
What about that maid you used to work with? Chantrelle?
- Önceden çalıştığın şu hizmetçi?
I just feel like you used me... for sex.
Beni seks için kullanmışsın gibi hissediyorum.
Первый поцелуй или поцелуй "мы и ранЬше это делали"?
The first kiss or a kiss "We used to do"?
We could've used an eyedropper.
Göz damlalığı bile kullanabilirmişiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]