Vietnam traducir turco
1,219 traducción paralela
Хорошая ферма - прямо как ты рассказывал во Вьетнаме.
Güzel bir çiftlik. Tıpkı Vietnam'da anlattığın gibi.
Мы выводили.
Dil her zaman sizi ele verir. Vietnam'da neyi yanlış yaptık?
Вот почему Джорджу Бушу пришлось сказать в Персидском заливе "Это не будет очередным Вьетнамом".
Vietnam'da birkaç kadın ve çocuğu canlı bıraktık, ve o zamandan beri kendimizi iyi hissetmiyoruz.
Конечно. Мне сказали, что когда я вернусь из Вьетнама, будет парад.
Yeah, tabi ki, bana da Vietnam`dan döndüğümde....... büyük bir geçit töreni yapacaklarını söylemişlerdi.
Дамы и господа, я был во Вьетнаме, Афганистане и Ираке, и должен сказать без преувеличения, что увиденное мной здесь в миллион раз хуже.
Bayanlar ve baylar, ben Vietnam, Afganistan ve Irak`ta bulundum..... ve abartmadan söyleyebilirim ki burada olanlar hepsinde olanlardan milyon kez daha kötü.
Я раньше водил, я смогу.
Vietnam`da her türlü arazide araç sürdüm. Sanırım bunu da sürebilirim.
Мне встречались такие среди ветеранов Вьетнамской войны.
Bunu Vietnam'dan dönen askerlerde görmüştüm..
Этот фильм основан на истории жизни Фунг Тхи Ли Лай Хайслип, из Кай Ла, рисовой фермерской деревни, что в Центральном Вьетнаме.
Bu film, Orta Vietnam'da, Ky La adlı pirinç yetiştirilen bir köyde doğan Phung Thi Le Ly Hayslip'in gerçek yaşam öyküsüne dayanır.
Мои родители внушали мне, что Вьетнам свободная нация.
Ailemin bana öğrettiğine göre Vietnam özgür bir ülkeydi.
Если бы Вьетнам был действительно для вьетнамского народа мы могли бы выбрать то правительство, которое хотим.
Vietnam gerçekten Vietnam halkınınsa istediğimiz hükümeti seçme hakkımız olmamalı mı?
Вьетнам только сейчас становится твоим.
Vietnam artık senin olacak.
Мы были наслышаны о его сочувствии и любви к Вьетнаму.
Onun Vietnam'a duyduğu sevgi ve şefkate dair öyküler duyardık hep.
Послушай, здесь же не Вьетнам. В этой спальне.
Burası artık Vietnam değil.
Ты хотела бы вернуться во Вьетнам.
Vietnam'a dönmek istiyorum.
Ты врал мне во Вьетнаме.
Vietnam'da bana yalan söyledin.
Это стоило мне $ 5,000 во Вьетнаме.
Vietnam'da 5.000'e almıstım.
Можете это забрать обратно во Вьетнам...
Vietnam'a geri götür.
Хунг, ставший теперь Джимми разбил моё сердце, перестав со мной говорить по-вьетнамски как это сделал Томми и наш новый сын Алан.
Hung, yeni adıyla Jimmy'nin Tommy ve küçük oğlumuz Alan gibi benimle Vietnam dilinde konuşmayı reddetmesi yüreğimi parçaladı.
Я люблю в тебе человека, которого увидела во Вьетнаме.
Vietnam'da gördüğüm adamı seviyorum.
Прошло 13 лет после войны, и я впервые вернулась во Вьетнам к духу своего отца к моим сёстрам и брату, Бону, который сумел выжить, и к матери, с которой я годы не общалась.
Savaştan 13 yıl sonra ilk kez Vietnam'a geri dönüyordum. Babamın ruhuna ablalarıma ve savaştan sağ dönen ağabeyim Bon'a ve yıllardır konuşmadığım anneme.
Но дом мой изменился, и я всегда останусь между севером, югом востоком, западом, войной, миром Вьетнамом, Америкой.
Ama vatanım değişmişti. Ben ise daima Güney'le Kuzey Doğu'yla Batı barışla savaş Vietnam'la Amerika arasında olacaktım.
Она живёт в Калифорнии с тремя сыновьями и помогла построить несколько оздоровительных клиник во Вьетнаме в рамках фонда "Восток встречает Запад".
Üç oğluyla Kaliforniya'da yaşıyor ve Doğu Batıyla Buluşuyor Derneği vasıtasıyla Vietnam'da birçok tıbbi kliniğin açılmasına yardım etti.
Я спас его во Вьетнаме, так что я буду начеку.
Vietnam'dan beri dostum, hayatını kurtardım.
Как только он поймет, что делает Пентагон во Вьетнаме...
O da Pentagon'un Vietnam gibi yerlerde yediği haltları anlamaya başladığında...
С тех пор Джо вернулся из Вьетнама, он отбрасывает пелену уныния.
Joe, Vietnam'dan geldiğinden beri ölen arkadaşı Paul'ü düşünüyor.
- Фильм про Вьетнам?
Vietnam filmini mi diyorsun? - Evet.
После "Апокалипсиса сегодня" я думаю это лучший фильм о Вьетнаме.
Apocalypse Now'dan sonra yapılmış en iyi Vietnam filmi bence.
Они сказали мне "Кларенс, это самый правдивый фильм о Вьетнаме, который мы видели".
Ceset Torbasında Eve Dönüş'ü izledikten sonra gördükleri, en gerçekçi Vietnam filmi olduğunu söylediler. Savaşta orada bulunmuş olan gazilerin söylediği bu sözleri duyunca harcadığım emeğe değmiş diyebiliyorum. Bak sana ne diyeceğim.
Я 2 года носил ее во вьетконговском центре для интернированных.
Bir Vietnam toplama merkezinde bunu 2 yıl boyunca taktım.
Меня отправляют во Вьетнам.
Beni Vietnam'a yolluyorlar.
Нам сказали, что Вьетнам очень отличается От США.
Bize, Vietnam'ın Amerika Birleşik Devletlerinden çok farklı olacağı söylenmişti.
Говорят, что вьетнамские креветки очень хорошие.
Vietnam'da çok iyi karides var dediler.
Во Вьетнаме хорошо то, что всегда есть куда идти.
Vietnam'ın en güzel tarafı hep gidilecek yerlerin olmasıydı.
Бабба собирался стать капитаном креветочного корабля, но вместо этого, он умер прямо здесь, у реки во Вьетнаме.
Bubba bir karides teknesi kaptanı olacaktı ama onun yerine Vietnam'daki nehir kıyısında öldü.
Вы на канале Американских сил
Kapat şunu. Amerikan Ordusu Vietnam Kanalını izliyorsunuz.
Двумя неделями позже, я покинул Вьетнам.
2 hafta sonra Vietnam'dan ayrıldım.
Церемония началась с того, что президент выступил с речью о расширении войны во Вьетнаме.
Tören, Başkan'ın Vietnam'da savaşın tırmanması gerektiğini belirten samimi bir konuşmayla başladı.
О войне во Вьетнаме?
- Vietnam'daki savaş mı?
Я только одно могу сказать о войне во Вьетнаме.
Vietnam'daki savaş hakkında söyleyebileceğim tek şey vardı.
Только одну вещь... о войне... во Вьетнаме.
Vietnam'daki savaş hakkında söyleyebileceğim tek şey var.
Во Вьетнаме...
Vietnam'da...
Мы против любой войны, когда черных солдат отправляют на линию фронта умереть за страну, которая ненавидит их.
Vietnam'daki savaşa karşıyız. Siyah askerlerin, onlardan nefret eden bir ülke için cepheye yollandığı her savaşa karşıyız.
Я думал, вернуться во Вьетнам, но, вместо этого, они решили что лучше мне для борьбы с коммунистами будет играть в пинг-понг. Я был на особой службе : путешествовать по стране, подбадривать раненых ветеранов и показывать им как играть в пинг-понг.
Ben Vietnam'a döneceğimi sanıyordum ama onlar benim için komünistlerle savaşmanın en iyi yolunun, pin pon oynamak olduğuna karar verdiler, ben de Özel Hizmetlerle ülkenin dört bir yanını gezdim, yaralı gazileri neşelendirdim ve onlara pin pon oynamayı gösterdim.
Я обещал Баббе во Вьетнаме, что как только война закончится, мы с ним будем партнерами.
Vietnam'da Bubba'ya savaş bitince ortak olacağımıza söz vermiştim.
тебе было страшно во Вьетнаме?
Vietnam'da korkmuş muydun?
Вьетнам, Бейрут...
Vietnam, Beyrut...
- Вьетнам был до меня.
- Vietnam benden önceydi.
Когда мне было 18.... меня отправили во Вьетнам.
18 yaşımdayken, Vietnam'a gittim.
В армии, во Вьетнаме.
Vietnam'daki eski birliğim.
В этот раз мы идём до конца.
"Vietnam gibi olmayacak bu!"
Мой дядя Роджер и дядя Джерри, которые были во Вьетнаме, видели "Домой в мешках для трупов".
Roger Amcam'la, Jerry Amcam Vietnam'da görev yapmışlardı.