Бац traducir turco
297 traducción paralela
Раз-два-три - бац!
1, 2, 3, bum! Aynen böyle.
- Бац - и нашим конец.
İkiye böldük.
И бац!
Sonra da bam!
И, знаешь, когда мой старик на меня злился Энди появлялся рядом, - бац! - и шутливо снимал всё раздражение.
Bizim peder bana ne zaman kızsa, Andy hemen gelir, onun sinirini almasını bilirdi.
А когда нужно сказать, бац, и ничего не могу сказать.
Ama konuşma zamanı geldiğinde, konuşamam.
- Телячьи нежности. Бац-бац, по башке.
Kafasını güm güm.
- Бац-бац, если ты плохой!
- Sen öğretmensin.
- Бац-бац! Бейте его!
Kollarıma bakın!
Бей его! - Бац-бац!
Ve küçükler.
Бац-бац! - Бац-бац! - Ладно.
Pekâlâ, oyun mu istiyorsunuz?
Когда старый медведь придет сюда, он наступит на маленький капкан, попадет в него, начнет прыгать, чтобы высвободить лапу, танцевать вокруг большого и попадет в него, БАЦ!
sonra yaşlı ayı patikadan geldiğinde, ayağını küçük kapana sıkıştıracak.. bang.. yakalandı. o zaman ayağını kurtarmak için etrafta dans etmeye başlar..
Я три дня пытался вспомнить, где я её видел. И тут, среди ночи, бац!
Üç günden beri onu nerede gördüğümü hatırlamaya çalıştım.
Бац, бац, бац, и я проигрываю 400 баксов!
Dan, dan, dan, 400 kaybederim.
Как только про игру услышишь бац! Ты долги отдать не можешь. Ты тут как тут.
Borçlarını bile ödeyemiyorsun ama konu oyun olunca dan diye atlıyorsun.
бац - и все кончено.
Bir anlık bunalım ve güm, her şey bitti.
Ну и вот, стою я, значит, а ноги трясутся, как из жёлоба прямо мне за шиворот капля, бац!
Sonra işte icraata başladım. Çatıdan ufacık damla düşse kurşun gibi geliyor ve bacaklarım titriyor.
Еще одно сочинение - бац!
Bir deneme daha
Бац - еще одна лекция!
Başka bir ders - kırbaç!
Предположим, ты идешь с мешком цемента на спине. Поскальзываешься, падаешь и - бац!
Sırtında bir çuval çimemto torbasıyla önünden geçtiğini varsay.
Она встанет с кресла... и подойдет к двери... Ты подкрадешься... - и бац!
Buradan sandalyesinden kalkar kapıya doğru gider sende arkasına geçersin ve...
Один - бац! Другой - бах!
Diğeri de tuk.
Я пошла в магазин, а потом - бац - и упала в обморок прямо в овощном отделе.
Alışveriş yaparken sebze reyonunda kendimden geçiverdim.
Бац! Вот так.
Bir kaza eseri.
Вы запускаете туда руку, легкое движение - и бац!
İçeri süzülüyorsun, bir manevra yapıyorsun ve bam!
Вот, посмотрите : сижу, выковыриваю жуков из этого горшка с джамба-чем-то-там, и вдруг - бац!
Dakika da bir böcekler ısırıyor...
Сидел он на скамейке с девчонкой, и вдруг - бац!
Sandviç yiyordu. Sonra birden, başından vuruldu.
Упомяни десяток европейских городов добавь 30 эвфемизмов для мужских гениталий и бац - книга готова!
Avrupa'da yarım düzine şehri gez erkek organları için 30 kelime üret kendine bir kitap konusu bulmuş olursun.
Вот так в один день ешь индюшку, а на следующий день - бац... зайчики скачут, и гуси лежат.
Bir gün Noel'de hindi yersiniz, sonraki gün biliyorsunuz Lord'lar sıçrıyor ve kazlar yumurtluyor.
Я не хочу быть своего рода негр, что делать негр пользу, потом бац.. хит негра на милости в свою очередь, но я Гоц, чтобы быть таким негр.
Bir arkadaşıma yardım edip sonra da karşılığını bekleyen bir adam değilim ama şu an öyle olmam gerekiyor.
Я сидел, читал спортивную колонку, пил кофе, и тут - бац!
Sadece orda oturuyordum, bilirsin, spor bölümünü okuyordum, bir fincan Joe içiyordum ve bam,
Потом потрясение в 94, Кэрол ушла от него, и, бац - полный параноик.
Sonra, 1994'teki facia oldu. Carol onu terk etti ve paranoyak oldu!
Еще слэм-бац-благодарности, что Вы сударыня?
Bir "Çok iyiydin, sağol güzelim" daha.
Бац!
Bam!
Мы познакомились, ты пофлиртовал и потом бац!
Tanıştık, flört ettin ve "mutlu son"!
Так вот, мы в машине, и бац!
Arabadaydık ve "güm"!
Если у кого-нибудь сохранился ДНК анчоуса... ... он может выделить ген, отвечающий за производство масла... ... пересадить его детям третьего мира и бац!
Ançuez DNA'sına biriniz el atmışsa onların yağ yapan genlerinin alınıp birkaç Üçüncü-Dünya ülkesi çocuklarına yapıştırılması, ve bam!
Бац! И он уже в морге.
- Ve cenaze hazırdı.
Они делают так, чтобы ты пригласила их к себе в крепость, и - бац, из коня выпрыгивают все солдатики.
Kalene girene kadar gönlünü hoş tutarlar, sonra askerler çıkıverir. Steven'ı hatırlıyor musun?
Она поехала с детьми на станцию встречать мою маму и бац!
Annemi tren istasyonundan almaya gitmişlerdi ve... bang!
Почему сразу после того, как мы куда-то уезжаем бац, и вы уже в постели с соседской выгульщицей собак?
Neden şehirden ayrıldığımızın saniyesinde bum, yatakta komşunun köpek gezdiricisiyle birliktesiniz?
Пару лет назад, я с друзьями... отправился летать на дельтапланах в Новой Зеландии, сильный поток воздуха поднял меня и ударил прямо об стенку, бац!
Birkaç yıl önce birkaç kişiyle Yeni Zelanda kayalıklarında... yamaç paraşütü yapmaya gitmiştim. Büyük bir hava akımı beni alıp yamaca doğru sürükledi. Güm!
В детстве время тянется, а потом - бац!
Çocukken zaman bir türlü geçmek bilmez.
молоток упадет и бац!
Ve...
- Бац-бац!
- Güm güm, vurun ona.
Поначалу мы будем ладить,.. ... а потом - бац, вы назовёте меня маньяком-эгоистом, навязчивым ублюдком. И станета рвать волосы и кричать.
Her şey çok güzel olur ama bir gün yüzüme bencil, saplantılı bir sersem olduğumu haykıracaksın ve seni delirttiğim için, beni bir daha görmek istemeyeceksin.
... эус бэус раснадэус бац.
Ve... Sen... O...
Они удобно сидят, ничего не подозревая, и вдруг бац!
Sonra, bam! O pislikleri eziyorsun.
Все кричат, кричат, a потом - бац и умирают.
Bu yüzden büyük bir grupla konuşmaktan nefret ediyorum.
А потом - - бац!
Kırın!
А потом - бац, и такой вопрос.
- Sonra da birden bunu mu söylüyor? - Aynen öyle.
Бац!
Bum.