English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Б ] / Беззаботный

Беззаботный traducir turco

48 traducción paralela
Слишком беззаботный, и мало зарабатывает.
Çok iyi de, az para kazanıyor.
Простой и беззаботный, молодые люди.
Doğrudan ve canlı olarak, erkenciler!
Я думала, что ты весёлый и беззаботный.
Seni neşeli ve vurdumduymaz sanırdım.
Нет, я не весёлый и не беззаботный.
Hayır, ben ne mutluyum ne vururum ne de duyarım.
- Только мой беззаботный дух.
- Sadece benim kaygısızlığımı.
Беззаботный.
Umursamaz bir tavırlarım.
Наивный и беззаботный взгляд выдаёт их.
Masumiyetleri ve pürüzsüz ciltleri onları hedefleri yapar.
Весь этот забавный, беззаботный поступок лишь оставит его на долго в дураках.
Bu eğlence ve umursamazlık onu kandırana kadar, hepsi o.
Они собираются достать кресло-каталку, для тебя, беззаботный засранец!
Senin için tekerlekli sandalye getiriyorlar. Seni otlakçı piç.
Подшучивание - беззаботный, остроумный ответ
Hayır, denmez. Sohbet hafiftir, zekicedir, hazır cevap olur.
Другими словами - беззаботный человек.
Başka bir deyişle, özgür bir ruhu vardı.
И я сел, весь такой беззаботный, в лавандовом дыме ее сигарет.
- Ouu. - ¶ ve oturup umursamıyormuş gibi davrandım ¶ ¶ lavantalı sigarasını içiyordu ¶
- Я хочу провести беззаботный вечер.
- Dertsiz bir akşam geçirmek istiyorum.
Беззаботный как ребенок.
Dünyada tek bir tasası bile yoktu.
он всегда такой весёлый и беззаботный.
öyle değil mi? Evet.
Тебе необязательно делать беззаботный вид ради меня.
Benim iyiliğim için bu kadar tasasız görünmene gerek yok.
И гордо парит в небе змей беззаботный, взмывая и падая, рвется из рук.
"Ve sağa sola uçurtma göğe yükselmeye başladı." "Onun uçurtması, Çok yükseğe uçardı."
И такого рода беззаботный аппетит..
Böylesine tatmin olamayan bir istek...
Кайл – наглый, беззаботный... и не имеет ничего общего с Джеймсом Уилсоном.
Kyle, çapkın, gamsız biri ve James Wilson'la hiç ortak yönü yok.
"спонтанный, податливый, беззаботный".
"Hızlı davranan, esnek, gevşek."
Неужто это Барри Сойторо, беззаботный кладоискатель.
Barry Soetoro olmazsa vurdumduymaz hazine avcısını oynarım.
А ты Джеймс Мэн - богатый, беззаботный островитянин.
Sen James Maine'sin. Zengin, vurdumduymaz bir ada sakini.
Но сейчас я нажрусь, как самый беззаботный человек в мире.
Hiç sıkıntısı olmayan bir adam gibi yiyeceğim.
- Я беззаботный по натуре.
- Bu - - Doğaya uyum sağlıyorum.
Беззаботный, недисциплинированный...
Dikkatsiz, disiplinsiz...
Сколько воспоминании о времени, когда я был дурной и беззаботный.
Burası bana rahat ve aptal olduğum zamanları hatırlatıyor.
Беззаботный плейбой-грабитель, развлечения ради?
Eğlencesine takılan hoş, çapkın bir hırsız gibi mi?
Одна сработавшая взрывчатка, один беззаботный человек равно двум все еще дышащим людям.
El yapımı bir bomba, olan bitenden habersiz biri eşittir hâlâ nefes alan iki kişi.
– А вы прямо беззаботный ковбой, не так ли?
Tam bir mutlu kovboy tipisin, değil mi?
Да, кроме того я поняла, что беззаботный вид дается мне с трудом.
Evet, baktım ki özensiz görünüşüm çok fazla özen gerektiriyor.
Сегодня ночью я буду наслаждаться свободой как обыкновенный беззаботный простолюдин.
Bir geceliğine dertsiz köylüler gibi özgürlüğün tadını çıkaracağım.
Беззаботный автор детективов, который ненавидит восклицательные знаки.
Kaygısız ve aniden öfkelenen suç romanları yazarı.
Я немного беззаботный.
- Kalbim güzel.
Мой обычный автограф, когда я просто актриса, вот такой, беззаботный и капризный, а вот другая подпись – это проницательность, мудрость.
Sadece basit bir aktris olduğum zamanlardaki imzam, İşte böyleydi biraz özensiz ve değişken, Ama yenisi öngörümü ve zekamı ifade ediyor.
Я думала, у нас будет веселый беззаботный роман.
Başta bunun güzel, küçük bir kaçamak olacağını düşünmüştüm.
Беззаботный!
Sınır yok!
- Потому что я такой беззаботный?
- Homer, çocuk gibi görünüyorsun.
Конечно, если они неопытны и беззаботны.
Biliyormusun Jackie, bazı insanlar aslında normal ölçülerde buluyor beni.
Вы ребята беззаботны... как всегда
Sizin zibidiler bu kadar emin olmasın.
- Беззаботный?
- Evet.
Они так беззаботны,
.. kelebeklerle uğraşırken..
Другие беззаботны как река.
.. gamsız bir su akıntısı gibi.
Мы были молоды, красивы, беззаботны...
Gençtik, güzeldik, tasasızdık.
Ты и твои подруги беззаботны.
Sen ve arkadaşların umursamazsınız.
Мы ещё слишком беззаботны и веселы.
Bu yaşta y eterince şey yaptık
Завалены работой, удовлетворены и беззаботны.
Bir şeyler yapıyorlar, mutlu ve kaygıdan uzak.
Суфражистки беззаботны и глупы.
Süfrajistler pervasız ve aptallar.
Беззаботны и глупы.
- Pervasız ve aptal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]