English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Б ] / Буре

Буре traducir turco

206 traducción paralela
Бурей отрезало связь.
Fırtına telleri kopartmış olmalı.
Помните : пока вы будете рисковать жизнью в буре огня, мы будем думать о том, какой же вы болван.
Siz hayatınızı riske sokuyorsunuz, biz ise hava atıyoruz.
Весёлый пир будет прерван бурей.
Partiyi bir fırtına böler.
хотя б созревший хлеб Был бурей смят и дерева поникли ; Хотя бы башни пали на главы Защитников, дворцы и пирамиды Склонились к основаниям своим, И рухнула сокровищница вся
Ham başaklar, ulu ağaçlar serilsin yere,... kaleler yıkılsın içindekilerin başına,... saraylar, ehramlar yerle bir olsun, batsın bereket hazinesi tabiatın,... bütün tohumlarıyla birlikte.
Потрясающий рев оркестра, гремевшего музыкальной бурей, прорывался сквозь стены и крышу, увлекая всех в свой водоворот.
Orkestranın cazibesi, bir fırtına gibi köpürüyor duvarlar ve çatılar arasında gidip geliyor ve hepsini yutuyordu.
Горе тому, кто льет масло на волны, когда Бог повелел быть буре.
Yazıklar olsun o kimseye ki, Tanrı onu bir fırtınadan kurtarırken o, suyu sakinleştirmeye çalışır.
В любой буре есть просвет, а тут он розовый, как те тряпки, что ты подарил Мишель, да?
Her gecenin bir gündüzü vardır, Sam, Güzel günlerde olacak, sence Michelle'e pembe bir elbise hediye etsem hatamı yapmış olurum, ha?
И нет почти никакой разницы между бурей снаружи и внутри.
Dışarıdaki fırtınayla burası arasında fazla bir fark yok.
Ваш корабль будет разрушен магнитной бурей.
Geminiz manyetik bir fırtına tarafından yok edilecek.
И, наконец, Дункан был как правитель... так чист и добр, что доблести его как ангелы, вострубят об отмщенье И в буре жалости родитсявихрь И явит облако с нагимммладенцемм
Duncan, yetkilerini öyle insanca kullandı görevini o kadar iyi yerine getirdi ki erdemleri birer melek olup, borazanlarla haykırarak öldürülüşünü lanetleyecek.
Погибла в революционной буре.
Devrimin karmaşasında hayatını kaybetti.
Примерно через год фараон вернулся в Египет, а город Танис был занесен песчаной бурей, которая длилась целый год.
Firavun'un Mısır'a dönmesinden yaklaşık bir yıl sonra Tanis şehri bir yıl süren bir çöl fırtınasında çöle gömüldü.
Бурей оваций и метелью серпантина...
New York, Eudora Fletcher ve bukalemun insan...
Один мой приятель... участвовал в Буре Пустыне.
Çöl Fırtınası'ndaki eski bir arkadaşım göndermişti.
Мы чуть не погибли в той буре.
O fırtınada neredeyse ölüyorduk.
Национальная Метеослужба сообщает о большой буре.
Büyük birkar fırtınası öngörülüyor.
Обожаю краткий миг затишья перед бурей.
Fırtına öncesindeki şu sessizlik anlarını seviyorum.
О, затишье перед бурей.
Fırtına öncesi sessizlik.
В связи с бурей в пустыне продолжим полёт на высоте 6О футов.
Çöl üzerindeki fırtına nedeniyle, 60 feette uçacağız.
- "Любовь над бурей поднятый маяк..."
- "Hayır. O silinmez bir izdir..."
- "любовь над вихрем поднятый..." - Как, как "над бурей поднятый"?
- "Fırtınalara benzer..." - "Fırtınalar" dan değil mi?
- Как бедуин в песчаной буре.
Kum fırtınasına yakalanmış bir bedevi gibi.
Что ты, Роз. Это было просто затишье перед бурей.
Roz, o fırtına öncesi sessizlikti.
Я не буду рисковать бурей.
Bir fırtınayı göze almayacağım.
Вы поняли, что я сказал о буре?
Fırtınayı anladınız mı?
- Я сориентировался перед бурей.
- Fırtınadan önce yönü belirledim.
Па де буре.
Pas de bourree.
Затишье перед бурей. Помнишь Париж?
Marquis de Sade'in kafatasında tuzağa düşürülmüş gibi hissediyorum.
- Эй, я участвовал в Буре в Пустыни, господин!
- Hey, Ben Çöl Fırtına'sına katılmıştım bayım.
Это затишье перед большой бурей.
Fırtına öncesi sessizlik bu.
И в тот момент мы просто потеряли контроль, потому что вырыть пещеру мы не могли, и рисковали быть пойманы бурей, которая не прекращалась.
Bu noktada kontrolü kaybettik ; çünkü karı kazamıyorduk ve risk, durmak bilmeyen fırtına yüzünden gittikçe büyüyordu
- Аминь, брат! - Как мог забыть Бога брат, чью землю сдуло чудовищной бурей?
kimin Tanrı'ya inancı, öfkeli bir fırtına da arazisi mahvolan kardeşimden daha fazla olabilir?
Президентская автоколонна захвачена бурей.
Başkanın korteji fırtınaya yakalandı.
Я начала это делать, когда моя дочь была в "буре в пустыне".
- Her gün. Kızım Çöl Fırtınası'ndayken başladım.
Покой перед бурей.
Fırtınadan önceki sessizlik.
и... могу чинить джипы в песчаной буре...
Kasırga esnasında cipi tamir edebilirim.
Мне нужно больше энергии, чтобы управлять бурей.
Fırtınayı kontrol etmek için daha fazla güce ihtiyacım var.
В тот самый день сильный Тимоти поднялся на ноги и стал осматривать повреждения, вызванные бурей.
Hemen o öğleden sonra Timothy ayağa kalkmış fırtınanın binalarda meydana getirdiği hasarı incelemeye koyulmuştu bile.
Попробуем подняться над бурей, вдруг будет лучше.
Tırmanarak türbülanstan kurtulmaya çalışacağız.
Радио Кэти. Смотри, что там с бурей творится.
Katie'yle bağlantı kurup fırtına hakkında bilgi iste.
- Нельзя послать их туда перед бурей.
- Onları fırtınadan önce gönderemedik.
Пролетит ли орел когда-либо над этой бурей скорби?
Bir kartal bu hüzün fırtınasında süzülebilecek mi?
Теленок должен быть рядом с матерью, чтобы не потеряться во внезапной снежной буре.
Yavrular, ansızın çıkan tipilerde kaybolmamak için annelerine yakın durmalı.
Группа цыплят потерялась в снежной буре.
Bir grup yavru kar fırtınasında kaybolmuş.
В резкой буре, в бесплодной земле, бабочки и цветы.
Çorak toprakların haşin rüzgarında kelebekeler ve çiçeklerle beraber yaşamak.
Даже буре в пустыне.
Çöl Fırtınası bile.
по сравнению с бурей.
Kasırgaya nazaran.
В 1989 году канадская провинция Квебек оказалась в темноте, когда трансформатор был выведен из строя солнечной бурей.
Doğrusu 1989'da Kanada'nın Quebec eyâletinin büyük kısmı karanlıkta kalmıştı, çünkü bir güneş etkinliği bir trafoyu patlatmıştı.
Буря 1859 года была такой сильной, что некоторые называли ее идеальной солнечной бурей.
1859'daki fırtına fevkalâde güçlü bir hadiseydi. Bazıları ona "Eksiksiz Güneş Fırtınası" dedi.
Это был "па де буре".
Ayrıca az önce yaptığım bir "pas de bourrée" ydi.
В тот день по-полудни, в Wisteria Lane объявили штормовое предупреждение, и все жители городка готовились к буре- - все, кроме Gabrielle Solis, которую беспокоила совсем иная буря на горизонте.
O günün öğle vakitlerinde... Wisteria Lane'de kasırga telaşı vardı... Ve tüm vatandaşlar, bu fırtına için hazırlık yapıyordu...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]