English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Г ] / Гравий

Гравий traducir turco

86 traducción paralela
Гравий шуршал под ногами и нам пришлось остановиться.
Çakıllar ayaklarımızın altında çatırdıyorlardı. Durmak zorundaydık.
Гравий, камень, мрамор, прямая линия здесь размечали жесткие пространства, плоскость без единой тайны.
Çakıl, taş, mermer... keskin hatlı, nizamî... gizemden mahrum.
Как знать, как знать... гравий!
Evet, küçükhanım... Dikkat edin, yolda çakıl...
- Я сказал, что там гравий.
- Yolda çakıl olduğunu söylüyordum.
Гравий? Мосты?
Ya da bir köprüden?
Из-за этой гравийки у меня так болит спина.
O bozuk yol, gerçekten sırtımı incitti.
F зачем ты делал гравий?
Çakıl taşlarıyla ne yapacaktın?
Будто гравий глотаешь.
Çakıl taşı çiğniyorum sanki.
Я вижу, у Вас гравий на дорожке.
Garaj yolunuzun hala çakıl taşlarından oluştuğunu fark ettim de.
Я даже не знаю почему но я начал счищать рассыпанный гравий с дороги небольшими граблями.
Nedenini bilmiyorum bile ama küçük bir tırmıkla yol kenarındaki gevşek toprakla uğraşmaya başladım.
Я мог надрать ему задницу, но этот гравий, я поскользнулся -
Onu pataklayabilirdim baba ama bu çakıllar, ayağım kaydı ve...
Ну, мой гравий!
Hey, çakıl taşlarım.
Ты всё воображаешь, а мне потом приходится собирать гравий.
Senin sayende çimlerde çakıl ayıklayarak vakit geçiriyorum.
Мой гравий!
Çakıl taslarım!
То я всё гравий подбирал, а теперь ещё и почтальонов.
Çakıl taşı toplamadığımda postacıyı topluyorum.
Дорога. Мы должны были выехать на гравийную дорогу.
Toprak yolda olmamız gerekiyordu.
Ну, знаете, что швырнул гравий вам в лицо.
Yüzünüze fırlattığım taşlar yüzünden özür dilemek için.
Сообщество, возможно, попадает в гравий, но это хорошо для бизнеса.
Ve şey, bazıları bunu toplumun değerlerini alçaltmak olarak görebilir... Bence bu iyi bir iş.
Слушайте, это просто гравий. Он вас не убьёт.
Bu sadece çakıl, seni öldürmez.
Гравий, ага...
Çakıl, evet.
- Это гравий?
- Çakıl mı?
- Да, это гравий!
- Evet çakıl!
Это гравий.
Çakıl.
Гравий.
Çakıl!
Это гравий!
Çakıl!
Это гравий, ясно?
Çakıl tamam mı?
Гравий!
Çakıl!
Там была старая гравийная куча.
Eski bir kum deposuydu.
О боже, Лили, что ты ешь, гравий?
Aman Tanrım, Lily! Ne yiyorsun, çakıl mı? !
- Несмотря на проломленный череп, гравий в волосах и воду в легких?
Kafatasındaki çatlak saçındaki kum ve akciğerindeki suya rağmen mi?
Ходжинс нашел гравий у нее в волосах, но смерть от гравия маловероятна.
Hodgins, saçında çakıl buldu ama çakılla ölmesi, olası değil.
Хей Мелкий скатанный гравий.
- İnce çakıl.
Гравий, трава, океан.
Beton, çimenler ve okyanus.
А они разбрасывают на поле размером со стадион различные токсичные элементы гравий, камень, куски металла.
Ve onlar bir futbol sahası büyüklüğünde bir yeri kökünden söküp oraya bir delik açıyorlar. Ve içine zehirli kimyasallar saçıyorlar ve onun üstünde de çakıl ve kaya var, büyük metal parçaları ve sonra her yere boru hattı döşüyorlar.
Гравий летал по всей комнате.
Her yere çakıl taşları saçılmıştı.
Вы можете выбрать "Асфальт" для нас это "мостовая" и конечно же, "гравий" и "снег", меняющие настройки так, чтоб автомобиль использовал всю силу для максимального сцепления с дорогой.
Asfaltı seçebilirsiniz, ki bize göre yol yüzeyi budur, tabii ki, çakıl veya karlı zemini, ki bu da temelde stratejiyi ve arabanın o zeminde performansı en yükseğe çıkarmak için ne kadar güç kullanmasını belirliyor.
Дорога сейчас с гравийным покрытием, в режиме "Гравий", Evo выпускает когти и цепляется за дорогу.
Yol şimdi gevşek bir zemin haline geldi, ama asfalt modda, Evo pençelerini zemine çıkarıp tutundu.
Бостонский Песок и Гравий.
Hafriyat işindeyim.
Песок и Гравий?
Hafriyat işinde mi?
Я перевозил гравий, пока не столкнулся с перевозкой мусора.
Çöpleri keşfedene kadar çakıl taşıyordum.
Знаете, этот гравий идеально подходит, для метания икры лосося.
Buradaki çakıl taşı, somonların yumurtlamaları için mükemmel bir durumda.
А ты, мой друг, теперь извещён о том, что мы сейчас соглашаемся на цену за гравий.
Ve sen, arkadaşım bu vesileyle haberin olsun çakıl taşı siparişlerini kabul etmeye başladık.
Это была старая гравийная дорога и я забыл, что не был Колином МакРэем.
Çakıl yolları olan bir bölgede yaşıyordum. Colin McRae olmadığımı unutmuşum.
- Гравий, значит. - Да.
- Çakıl taşı şirketi.
Не гравий, конечно же.
Sen neyle uğraşıyorsun? - Belli ki çakılla uğraşmıyorum.
Ты ходишь туда чтобы купить камни, гравий и разные вещи для своей лошади и он там обедает.
Oraya gidip taş, çakıl ve atınız için bir şeyler alabiliyorsunuz ve aynı zamanda yemekte yiyebilirsiniz.
Если бы только у меня был уголь, или гравий, или олово.
Keşke kömürümüz, kumumuz ya da bol paramız olsaydı.
Раздразни гравий.
Yolların tozunu attır bakalım.
- Оголена нить накала грави-демпфера.
- Nemlendiricinin üstündeki fitil çalınmış.
Мы нашли в них этот гравий.
Bunlar saldırganın ayak izleri.
Аккуратнее с этой грави-мусоркой.
Uçan çöplüğe dikkat edin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]