Жаждет traducir turco
607 traducción paralela
С того дня нет мне покоя. Страшный служитель Будды жаждет мщения!
O günden beri huzurum kalmadı, korkunç buda rahipleri intikam istiyor.
"Если девица жаждет свести с ума от любви к ней..." "... есть у меня настой Майский на мягоньких бойких воробушках ".
"Bakire, eğer adamı aşka dair sağlam fikirlerinden ayırmak istiyorsa Mayıs ayında, genç ve oyuncu bir erkek serçeden yapılmış bir iksirim var."
Это просто. Она жаждет выйти замуж, так мы ее окрутим.
- Evlenmek için can atıyor.
Еще там говорилось, что полиция жаждет допросить меня, я же был у миссис Френч в тот вечер.
Ayrıca polisin o gece onu ziyaret ettiğim için benimle konuşmak istediğini de yazıyor.
Иуда Бен-Гур, мой народ жаждет найти возничего, который победил бы Месаллу.
Halkım takımını Mesala'ya karşı zafere koşturacak biri için dua ediyor.
- Хорошо. А если человек жаждет только духовного союза?
Ya bir kişi sadece manevi bir birlik olduğunu söylüyorsa,
Он грезит садами родной земли и жаждет увидеть готические домики Сюррея, не так ли?
Memleketinin yeşilliğini özlemiş. Surrey'in Gotik evleri gözünde tütüyor, öyle değil mi?
Объятий жаждет краснощекий,
# İlk aşkını arıyor
- Что-то, что жаждет убивать. - Сибо сказала, что оно питается смертью.
Sybo onun ölümle beslendiğini söyledi.
Мой дядя, констебль, жаждет их.
Amca, polis memuru, onları istiyor.
Моя душа жаждет Бога, живого Бога.
Ruhum Tanrı için susuzluk çekiyor, yaşayan Tanrımız için.
Нужно снова в путь, набрать очков, моя кровь жаждет скорости.
Yola çıkıp puan almak istiyorum. Kabaran kan iştahım iniyor.
Она приближается. Она жаждет крови.
İyice yaklaşıyor ve bizi öldürmeden de bırakacak gibi değil.
- Парень жаждет боя.
- İşe asılıyor belli ki.
Да, она делает. И она жаждет точно как женщина но она ломается как маленькая девочка. "
Evet, öyle... kadın gibi acı çektirir ama küçük bir kız gibi de terkeder. "
К тому же, он жаждет сойтись со мной снова. Я уверен, он только этого и ждал.
Ayrıca, bana kılıcını tekrar sapladı.
Тедди Льюис жаждет с вами поговорить.
Teddy Lewis gelmiş. Seninle konuşmak istermiş.
Знаешь, когда женщины борются на ринге в грязи, вцепившись друг другу в глотки, каждый жаждет увидеть, кто умрёт первым.
Çamurda dövüşen iki kadın gibi,.. ... kimin daha önce öleceğini görmek için birbirini boğan.
Я думал, это он жаждет обладать Ковчегом.
Onu almak için beklediğini sanıyordum.
Пардон, мне кажется со мной жаждет побеседовать мой работодатель.
Affedersiniz, sanırım işverenim benimle sohbet etmek istiyor.
Индия жаждет автономии.
Hindistan, özerklik istiyor.
Пусть те, кто так жаждет обратят внимание на мои слова.
Bu hitabımın hükmünü isteyenler
Пусть те, кто так жаждет обратят внимание на мои слова... "
Benim bu hitabımın hükmünü isteyenler... "
Каждое поколение жаждет какого-то света, нуждается в уверенности и вере, что мир можно устроить справедливее и лучше.
Bütün nesiller aydınlanmak için can atarlar. Daha adil bir yol izlemek için güvene ve iyi bir inanca ihtiyaç vardır.
сумасшедший жаждет крови. Подождите.
Gözünü kan bürümüş bu manyağın.
Думаю, Риггс жаждет смерти.
Sanırım Riggs ölmek istiyor.
Дэн сегодня жаждет крови, не так ли? Это точно.
Dan kan dökme havasında, değil mi?
Опять жаждет крови, да?
Yine kan dökme havasında, değil mi?
Это живая машина для боя и она жаждет оторвать твою голову от тела.
Senin kafanı bedeninden ayırmak isteyen... canlı bir dövüş makinesi!
Сердце, которое жаждет.
Tutkulu bir kalp.
Никто не хочет играть под началом тренера который не жаждет победы.
Kimse kaybedeceği oyun için koç olmayı istemez.
Акерли жаждет познакомиться.
Ackerley, dört gözle bekliyordu.
Месье Пуаро жаждет увидеть знаменитые статуэтки.
Bay Poirot, şu ünlü figürleri görmeyi aklına koydu.
Ему не нужны пешки. Он жаждет королевской крови.
Piyonları değil, değerli taşları ister.
Зло жаждет заполучить эту книгу, и оно придет сюда за ней.
Şeytanın Necronomicon için dehşet bir açığı var! Ve onu almak için buraya gelecek. Bir anlaşma yapmıştık.
Великое движение жаждет справедливости!
Yüce İttifak adaleti sağlayacak!
- Возможно она жаждет этого всем своим существом но кто-то удерживает её.
Herhalde birisi onu engelliyordur belki tüm arzusuna rağmen.
Там снаружи парень, он сумасшедший, и он жаждет меня избить.
Dışarıda manyağın teki beni benzetmek için bekliyor.
Ты особенный, ты особенный человек, поэтому демон жаждет заполучить тебя.
Eskiden özeldin, şimdi de özelsin, bu yüzden Şeytan seni istiyor.
"Жаждет умереть в славном бою".
Hayatını şerefli bir şekilde sonlandırmak istiyormuş.
Возможно полковник жаждет мести.
İntikamını albayla alıyor.
Старик перед нами жаждет общения.
Şu öndeki yaşlı adam, ilgiye muhtaç.
Твое тело жаждет некого химического компонента.
Vücudun kimyasal bir bileşiğe ihtiyaç duyuyor.
Пресса бьёт копытом, жаждет информации.
Basın şimdiden, olayla ilgili bize baskı yapıyor.
А вьi знаете, как доктор жаждет прикоснуться к вам?
Sana dokunmayı ne kadar çok istediğini hiç fark ettin mi?
Трудно понять человека, неспособного попросить о том, чего он больше всего жаждет в жизни.
Dünyada en çok arzu ettiği şeyi istemekten aciz birini anlamak zor.
Террористам, торговцам оружием, наркомафии. Всем, кто жаждет избавиться от глубоко законспирированных агентов вроде нас.
Ve bizim gibi uzun zamandır kimlikleri gizlenenler de tabii!
Дэвид, мэр до смерти жаждет познакомиться с вами.
Çok heyecanlı öyle değil mi? David belediye başkanı seninle tanışmak için sabırsızlanıyor.
час, когда мальчик жаждет смерти, час
ölümü özlediği zamanı, zamanı mehameti ayıp olduğu zamanı.
Господь знает, что моя душа жаждет немного мира.
Tanrı biliyor ya, ruhum huzura hasret.
Он жаждет чести.
Şeref, onun için şiddetli bir tutkudur.