Жду не дождусь traducir turco
662 traducción paralela
Хорош болтать, ближе к делу, я жду не дождусь.
Boşanma işlemlerini bir an önce başlat. Sabırsızlanıyorum.
Жду не дождусь, когда мы все обсудим.
Konuşmayı dört gözle bekliyorum.
Жду не дождусь, когда наши жёны вернутся домой и жизнь войдёт в привычную колею.
Herkesin karısı eve gelip olaylar yoluna girince çok sevineceğim.
- Я жду не дождусь.
- Clum'ı karıştırma.
Я жду не дождусь, когда мы будем вместе.
Yeniden buluşacağımız günü büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum.
Жду не дождусь встречи с ним!
- Onunla tanışana kadar bekleyin.
Было бы здорово, золотко, если б ты мне помогла - я жду не дождусь когда всё упакую.
Bana yardım etmen büyük incelik. Bütün bu eşyaları toplamam gerek.
Жду не дождусь. этого, Марта!
Gerçekten bunu dört gözle bekliyorum.
Я жду не дождусь!
Sabırsızlanıyorum onu görmek için.
Жду не дождусь.
İple çekiyorum.
Жду не дождусь момента, когда они их увидят.
Görmeleri için sabırsızlanıyorum.
Отлично. Жду не дождусь.
Sabırsızlıkla bekleyeceğim.
Я жду не дождусь твоего парня.
Dört gözle sevgilini bekliyorum.
Жду не дождусь проснуться на рассвете и забраться в летающую жестянку... спасибо с женщиной, которая мечтает, что я подцеплю долгую и тяжелую болезнь, чтобы проделать грязную работу для старикашки, который не слушает, что я ему говорю, а потом злится на меня, потому что не идет на поправку
Şafak vakti kalkıp, uçan konserve kutusuyla - teşekkürler- yolculuk etmek için sabırsızlanıyorum. Özellikle de ağır ve acılı bir hastalığa yakalanmamı dileyen bir kadınla birlikte. böylece yaşlı bunağın kirli işlerini yapabileceğim ;
О, я жду не дождусь попробовать гагх.
Gagh yemeyi dört gözle bekliyorum.
Жду не дождусь начала твоей практики в хозяйственной службе!
Senin işinde gözüm yok. Ev işlerine dönmenizi dört gözle bekliyorum.
Это правда, я чертячий король Ха-ха-хa Жду не дождусь очередного Хэллоуина
Bu doğru, ben Balkabağı Kralıyım Ha-ha-ha-ha ve ben bir sonraki Cadılar Bayramına kadar bekleyemeyeceğim
Жду не дождусь встречи с Дрейчихой.
"Drakette" ile tanışmayı dört gözle bekliyorum.
Жду не дождусь, чтобы узнать, как всё закончилось.
Nasıl bittiğini duymak için bekleyemiyorum.
Жду не дождусь с ним встретиться.
Onu görmek için sabırsızlanıyorum.
И потом, я жду не дождусь, чтоб попросить его сделать посвящение.
Bunu halk için yaptığını reddetmiyorum.
А сейчас жду не дождусь попробовать Вашу кухню.
Her neyse, yemeklerinizi tatmak için sabırsızlanıyorum.
Жду не дождусь следующей недели, чтобы подписать контракт с "Икаром".
Gelecek hafta Ikarus'un ekibine katılacağım için çok heyecanlıyım.
- Жду не дождусь.
- Sabırsızlanıyorum.
Жду не дождусь познакомить тебя с моими друзьями! Правда?
Seni arkadaşlarımla tanıştırmak için sabırsızlanıyorum.
Да, я вот тоже жду не дождусь, когда я смогу уехать отсюда.
Sen bizim babamız mısın? Ooh.
Я жду не дождусь, когда Шерман мне подарит внуков.
Sherman'ın, eve torun getirmesini bekleyemem.
Я жду не дождусь увидеть, как такой первоклассный вояка содержит свой взвод.
Bir takımla birinci sınıf birvuruş yapıldığını görmek bana oldukça heyecan veriyor.
Жду не дождусь.
Bekleyemem.
Я жду не дождусь!
Daha fazla bekleyemiyorum!
Я жду не дождусь концерта.
Resitali sabırsızlıkla bekliyorum.
Жду не дождусь его.
Çok sabırsızlanıyorum.
Здорово. Жду не дождусь начала.
Valla çok sabırsızlanıyorum.
Уншип, жду не дождусь увидеть тебя на вечеринке.
Winship seni partimde görmek için sabırsızlanıyorum.
Знаешь, жду не дождусь этого платья.
Biliyor musun, o elbiseyi almak için sabırsızlanıyorum.
Жду - не дождусь, чтобы забрать башмачки!
O pabuçları sonsuza dek bekleyemem.
Жду-не дождусь, чтобы оказаться дома и рассказать об этой поездке.
Hey, eve vardığımda bizimkilere bu yolculuktan bahsedeceğim.
А я между тем готовлю тебе ужин, а потом жду - не дождусь тебя.
Bu arada yemeğini pişirir ve seni beklerim.
Я вас жду, не дождусь.
Senin için hazırım.
Я жду-не дождусь побывать на вашей могиле.
"... işemek için dört gözle bekliyorum. "
Жду - не дождусь, что же будет дальше.
Bir sonrakinin ne olacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
Жду не дождусь, когда он придет.
Yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum.
- Жду, не дождусь...
Umalım ki, iyi paralı bir işim olsun.
Я жду-не дождусь начала футбольного сезона! - А ты?
Futbol sezonunun başlaması için sabırsızlanıyorum, ya sen?
Да я их жду - не дождусь!
Zor dayanabiliyorum zaten.
Большое Вам спасибо, доктор Майнхаймер, Очень рад, что вы пришли жду - не дождусь, когда наконец-то услышу Вашу Речь я уверен, что это замечательная и блестяще-продуманная стратегия...
Çok teşekkürler. Dr Meinheimer, geldiğinize sevindim efendim. İşte burada.
Наши научные и медицинские офицеры скоро прибудут, и я жду - не дождусь встречи с очень давним другом.
Tıp ve bilim subaylarımız gelmek üzere ve ben çok eski bir dostu yeniden görmek için sabırsızlanıyorum.
- Жду, не дождусь.
- Oh, Bekleyemem.
Жду - не дождусь.
Ben anı yaşarım.
Жду-не дождусь!
- Sabırsızlanıyorum!
Жду не дождусь, говорю!
Bekleyemem!