Кипит traducir turco
193 traducción paralela
Гуще взвар! Котёл кипит.
Koyulaşsın çorba, kıvamına gelsin
Мотор теплый, но не кипит.
- Çok sıcak değil idare eder.
Жизнь кипит вокруг!
Etrafta sürüyle yapacak şey var.
Фантазия кипит, как... как вода в кофейнике.
Hayal gücü, cezvedeki su gibi kaynar.
Жизнь кипит над головой...
Herkes başımın üzerinden geçiyor.
Мам, чайник кипит.
Anne, çaydanlığın kaynıyor.
Здесь просто мало воздуха, Жидкость кипит при более низкой температуре.
Alevler az etkili çünkü buradaki hava basıncı çok düşük.
Чайник кипит.
Çaydanlık kaynıyor.
Сердце стучит, душа резвится и кипит.
Sihirim işe yarıyor ve ruhum pişirip, nanik yapıyor.
Факт того, что и в мировом масштабе, и в рамках каждой отдельно взятой страны кипит борьба различных сил за контроль над социально-экономической системой, является видимым опровержением официальной концепции единого мира.
Ayni sosyoekonomik sistemin kontrolünde bulunan farkli güçler arasindaki mücadele, resmen uzlastirilamaz karsitliklar olarak gösterilse de bunlar aslinda o sistemin hem uluslararasi hem de her ulus içindeki temel birligini yansitir.
– абота кипит.
Şişelerde, bakır tüplerde... ve elektrik ocaklarında kaynayıp fokurdayan gizemli sıvılar...
Я кусаю - и разум кипит.
Sizi sokarsam aklınızı uçar
Мы кусаем - и разум кипит.
Sizi sokarsak aklınız uçar
Эта жидкость кипит уже 15 лет и должна кипеть еще следующих 5.
Bu sıvı on beş senedir kaynıyor ve beş sene daha kaynayacak.
Я коп, кипит мой разум возмущённый!
Polis kanıma dokunur.
Сейчас наша планета кипит жизнью.
Şimdi ise her yerinden yaşam fışkırıyor.
Планета с голубыми азотовыми небесами, Океанами жидкой воды, прохладными лесами, мягкими лугами. Мир, в котором кипит жизнь.
Mavi nitrojenden gökyüzü ile, sivi haldeki okyanuslariyla, serin ormanlariyla, yumusak çayirlariyla, her yerinden hayat fiskiran bir dünya.
Если бульон кипит, он никогда не будет прозрачным и чистым.
Eğer kaynatırsan, çorba daima bulanık olacaktır.
Чайник еще кипит! Они совсем рядом!
Çaydanlık hâlâ kaynıyor.
– Вода кипит.
- Su kaynıyor.
- Да! Туда, где жизнь кипит!
Hareket nerede ben oradayım!
Кипит наш разум возмущенный
Zulme karşı hıncımız volkan,
Лучше держаться от него подальше, когда у него кровь кипит.
Kanı kaynadığında uzak dur.
У него всегда кровь кипит.
Kanı hep kaynıyor.
Там все кипит.
Kaynamak.
Твоя кровь кипит?
Kanın tutuşmuş gibi mi?
~ и ты узнаешь ~ ~ что кровь твоя бежит и жизнь еще кипит. ~
~ Elini güneşe doğru kaldır. ~ ~ Kırmızı kanın damarlarında ~ ~ dolaştığını görebilirsin. ~
и ты узнаешь ~ ~ что кровь твоя бежит и жизнь еще кипит. ~ лягушки и пчелы... ~ она только эту песню и знает.
~ Kırmızı kanın damarlarında ~ ~ dolaştığını görebilirsin. ~ ~ Kızböcekleri, kurbağalar ve arılar bile... ~ Bildiği tek şarkı bu herhalde.
Ты с гордостью заявляешь, что не знаешь, почему кипит вода.
Sen suyun neden kaynadığını bile bilmediğini gururla söylersin.
Мы знаем, что на ней полно людей, и жизнь кипит на ней.
'İçinde pek çok insan, pek çok yaşam ve vuku bulan pek çok olduğunu biliyoruz.'
"Кофе кипит, свежевыжатый сок манго..."
"# Biraz kahve kaynıyor, taze sıkılmış mango suyu..."
Если ты скажешь, "Кипит большая лимская фасоль", ему не будет ли все равно?
Eğer "Büyük sandalye geçiyor" desen farkı anlayabilir miydi?
Кипит наш разум возмущённый И в смертный бой вести готов!
Şimdi şimşeklere bile isyan edeceğiz.
Когда кипит кровь, нужен секс!
Biz sıcakkanlıyız. Sekse ihtiyacımız var.
Над остальными кипит работа.
Geri kalan kısım üzerinde çalışıyorlar.
Последний год работа кипит.
Son yıl çok faaliyet oldu.
Яростная битва кипит до самого горизонта.
Ufuk çizgisinin dört bir yanında koptu savaş.
Жизнь здесь в основном кипит на выходных.
Evet, genellikle hafta sonları doludur.
Жаль, что я так не могу, особенно, когда в голове все кипит и кажется, что глаза вот-вот из орбит вылезут.
Keşke ben de yapabilseydim kafanızda kanın kaynaması ve gözlerinizin yuvalarından fırlamasını hissedersiniz.
Боже, во мне кипит жизнь.
Kendimi dipdiri hissediyorum. Kırlara, ormanlara bayılıyorum.
Улей гудит, работа кипит.
Burada her şey tıkırında.
В лагере жизнь кипит круглые сутки.
- Bu kamp yirmi dört saat çalışır.
Но честное слово, я верю, что во всей Вселенной кипит жизнь.
Doğrusu tüm evrenin yaşamla dolu olduğuna inanıyorum.
Хотите помочь - попросите отключить отопление, здесь всё кипит.
Yardımcı olmak istiyorsan, ısıtma sistemini düşürmelerini sağla. Çok sıcak.
Потому что горшок на кухне всегда кипит.
Çünkü mutfakta devamlı su kaynıyor.
У меня масло так и кипит.
Bob, yağ basıncım şu anda tavana fırladı.
Темнота моего детства yшла, и кровь сейчас кипит во мне
Çocukluğumun karanlığı bitti artık şimdi kanım kaynıyor.
Аж кровь кипит.
Oynaşmayı sevenleri tanırım.
Опять радиатор кипит.
Radyatör su kaynatıyor.
Работа кипит.
Çok meşgul görünüyorlar.
Чайник кипит.
Çok iyi iş görüyorlar.