Лечит traducir turco
345 traducción paralela
Оно всё лечит.
Bu, her şeyi iyileştirir.
В конце концов, время лечит все раны.
Öncelikle, zaman tüm yaraları sarar.
Он не лечит тех людей!
O insanlara bakmaz.
- Вы доктор, который лечит людей? - Пока ещё нет.
- Siz yaralılara bakan doktorlardan mısınız?
Я все-таки не понимаю - человек с вашими способностями занимается тем, что ставит клистиры, дает касторку, и лечит поносы кучки жалких бедняков, которая даже недостойна внимания медика?
Benim anlayamadığım, neden sizin gibi seçkin yetenekleri olan bir cerrah, çok kıymetli olan zamanını, bir grup sefil serseriye Hint yağı ve mide hapları reçete ederek harcar. Peki, sizin değişinizle, bu bir grup sefil serseri nasıl tıbbi yardım alacaklar?
Он её лечит.
Karin'e hep o baktı.
Но время лечит раны.
Fakat zaman herşeyi düzeltir.
Бурбон это не лечит.
"Burbon" un onu tedavi edemeyeceğini!
Для этих ангелов-хранителей капитализма, существует четкое разделение труда : один находит болезни, другой их лечит.
Kapitalizmin bu koruyucu melekleri için emeğin açik bir yapisi vardir biri hastaliği bulur, diğeri tedaviyi.
Кто-то воспитывает и лечит.
Eğitim vermek ve bu durumu çözmek büyüklere kalıyor.
А, это чертово здание, я его узнаю. Оно меня успокаивает... лечит мою душу.
Ah, Allah'ın cezası bina beni ele geçirdi... bana huzur veriyor... ruhumu onarıyor.
Темнота чудесно лечит плохую память.
Karanlık zayıf hafızaya iyi gelir.
Этот жир лечит все болезни!
Bu yağ kesinlikle bütün hastalıkları iyileştirir.
Что это? - Плохо пахнет, хорошо лечит.
- Kötü koku, iyi tedavi.
Они говорят, что время лечит все.
Zaman herşeye iyi gelir derler.
"Время все лечит," говорит госпожа Арвидсон.
Zaman her şeyin ilacıdır, diyor Bayan Arvidsson.
Время всё лечит, а что делать, если время само болезнь?
Ama ya zamanın kendisi bir hastalıksa? Sanki bazen, hayata devam edebilmek için, eğilmek gerekiyor.
Этого человека лечит некий врач, который - в данном случае это важно - верит в Бога.
Onu birinci sınıf bir doktor tedavi ediyor. Kritik olan şey, doktorun bir Katolik olması.
- А доктор Лайдекер лечит птиц?
- Doktor Lydecker kuşlarla ilgileniyor mu?
Но время лечит. Прошли годы.
Ama bu yıllar önceydi.
Время лечит все раны. Да, что ты понимаешь? Ты прав.
endişelenme Barney zaman her şeyin ilacıdır aslında çok haklısın.
- Кого лечит доктор? - Пациентов.
- Muradına eren dervişin gösterdiği?
Лекарство лечит...
"İlaç iyileştirir."
Время лечит.
Zaman iyi gelir.
Неплохо проведу время, получу диплом, если не провалю анатомию. И буду лечит старух от геморроя, не забывая про их дочек.
Eğleneceğim, anatomiden kalmazsam diplomamı alacağım, sonra yaşlı bayanları kızlarından ve rahatsızlıklarından kurtaracağım.
Лечит все, от простуды до болезни Стаффорда.
Soğuk algınlığından Stafford hastalığına kadar.
Оно и в правду лечит.
Gerçekten iyileştiriyor.
Пускай лечит ногу...
Ayağını alçıya alın.
Он лечит десны Джулиани.
Giuliani'nin dişetlerini yapıyor.
- Да, он лечит полиомиелит.
- Su çiçeğinin tedavisini buldu.
Но потом я выяснил, что она лечит рак кожи.
Ama sonra cilt kanserini öğrendim.
Ну конечно она лечит рак кожи. Так мы и познакомились.
Zaten ben de cilt kanseri sayesinde onunla tanıştım.
Меня лечит профессор Сорбье, руководитель отделения ревматологии госпиталя в Бруссэ.
- Doktorum Batı yakası Hastanesinden Prof. Sorbier. Romatoloji bölümü başkanı Sizin arkadaşınıza gerek duymuyorum.
Вот как железная Уиллоу лечит свои раны.
"GüçIü Willow" un düzelme yöntemi bu.
Наш врач его лечит.
Doktorumuz tedavi ediyor.
Говорят, время лечит раны
"Zaman tüm yaraları iyileştirir" derler.
Это который лечит шизу электрошоком тебе такой нужен, да?
İçlerinden biri medyum. ESPN'deki gibi. ESPN olayları.
Ну, говорят : "Ничто так не лечит старую любовь, как новая."
Pekala, senin fazladan birşey almadığın söyleniyor.
Он входит в ваше тело, он лечит.
Vücudunuzda dolaşarak sizi iyileştiriyor.
Время лечит.
En iyi ilaç zamandır.
Хорошее начало - но душу, душу она не лечит.
Ama ruhunu düzeltemez.
- Тони Сопрано мозги лечит?
Tony, psikoloğa mı gidiyor?
Один лечит задницы, а другой - задница, которая лечит.
Biri göt doktorudur, diğeriyse doktor olan bir göttür.
- Сон все лечит.
Bilirsin, uyumak her zaman iyi gelir.
Ты знаешь, время лечит.
Olanları geride bırakalım.
Они лечат все проблемы кроме скуки. А скуку лечит еда, так что...
Para sıkıntı hariç her şeyi çözüyor ve yemek de sıkıntıyı çözüyor...
Доктор лечит меня сейчас.
Doktor şu anda beni tedavi ediyor.
Время лечит все болезни.
Zaman her şeye ilaçtır.
Не беспокойтесь о его здоровье, море всё лечит.
Hiç endişelenmeyin, deniz her şeyi iyileştirir.
Когда мои мужики больны, это она их лечит.
Erkeklerim hastalandıkları zaman onları o iyileştirir. - Erkeklerin mi?
O, Элейн этот сухой воздух меня лечит как ветчина "Black Forest". Мистер Питерман? Вы вернулись.
Tenis'te yeteneksizliğinin ortaya çıkmasından o kadar endişelendi ki, eşini sana rüşvet olarak gönderdi.