Ломал traducir turco
131 traducción paralela
Я как-то ломал руку.
Ben de kolumu kırmıştım bir keresinde.
Я ломал голову, как вас вернуть, а ты сам пришел.
Sizi nasıl yakalarım diye merak ediyordum ki, kendiniz geldiniz.
– Он ломал мне руку.
- Neredeyse kırıyordu.
Вместе с другими агентами, я подделывал банкноты... ломал производственную технику, загрязнял воду... возил ракетные бомбы Евразии на территорию Айрстрип Уан... посредством закодированных радиосигналов.
Diğer ajanlarla birlikte sahte para bastım... Endüstri makinelerine zarar verdim, su kaynaklarını kirlettim... Avrasya roket bombalarına Havaalanı 1 i vurmaları için radyo sinyali kodlarıyla rehberlik ettim.
Он кричал на неё, ломал вещи в трейлере.
Ona bağırıyor, karavandaki eşyaları kırıyordu.
А я ломал себе голову, где же это было.
Buna ne oldu merak ediyordum.
- О чём ты? - То самое, над чем я ломал голову.
Benim düşünmediğim şey.
Я ломал их десятки раз.
Meraklanma ortak, parmağımı düzinelerce kez kırdım.
Я не ломал печать.
Yanlış birşey yapmadım.
Я его не ломал, но могу сам починить это колесо.
Ben kırmadım ama tamir edebilirim. Kahrolası tekerleği ben kendim takıp çıkarabilirim.
Я не ломал его.
Hayır, onu kırmadım.
После ужина он всегда брал одну шоколадку и ломал ее напополам.
Akşam yemeğinden sonra bir çikolata alır ikiye bölerdi.
Ты хочешь сказать, что тот парень просто "ломал комедию"?
Yani o adam üstüne işeyip moraran adam...
- Я сидел, ломал голову, как вернуть ее.
- Onu nasıl geri getireceğimi anlamaya çalışıyorum.
Ну, ураган Глория не ломал качели на крыльце.
Sundurma salıncağını Hurricane Gloria kırmadı!
Он три раза ломал палец на ноге из-за этого.
Bu yüzden üç kere ayak parmağını kırdı.
Мне не нужно, чтобы кто-то ломал мою систему.
Kimse sistemimle uğraşmamalı.
Джоуи, я его не ломал, ясно?
Joey, bunu ben bozmadım, tamam mı?
Но я оставался с тобой.. когда ты нарушал и ломал все законы..
Seni kanunlar esnetir ve ihlal ederken hep yanında dikildim.
А то они подумают, что я никогда раньше не ломал копья.
İIk kez mızrak kırdım sanacaklar.
- Но ты же не ломал!
- Ama öyle William!
Я никогда ничего не ломал.
Hiç biryerimin kırıldığı olmamıştı.
Я все голову ломал, что это означает.
- Ben de ne anlama geldiğini merak ediyordum.
Я помню времена, когда ты точно такие замки ломал на раз.
Eskiden kasaları şıp diye açardın.
Я ломал ребра. Но оно того стоило - ведь я вижу тебя и ты так близко стоишь.
Seni görmek ve seninle konuşmak çektiğim acılara değdi.
Я падал каждый раз, это было как если бы я каждый раз ломал ногу заново, я помню как оглядывался на эти каких-то 20 метров, и чувствовал, сколько жизни они мне стоили.
Ve hemen her sıçramadan sonra düştüm. Her düşüşten sonra, bacağım tekrar tekrar kırılmış gibi acıyordu. Geldiğim noktaya baktım, 20 metreden biraz daha fazlaydı ; fakat çok zaman almıştı ve bütün bu acı sadece 20 metre yüzündendi.
Если слушать его мать, Мартин Ашер ломал только одну кость в его жизни :
Annesine göre, Martin Asher hayatında sadece bir kemik kırmış
- Я не ломал.
Kırmadım.
Никто даже ног не ломал?
Hiç kimse bacağını kırmadı mı?
Я ломал руку.
Elimi kırdım.
- Я его не ломал, он сам.
- Bozmadım, motor durdu.
— ломал бедро. ¬ 2-х местах.
Uyluk kemiğini kırmış. İki yerden.
Если только что посадили розовый куст,... он его ломал.
Yeni bir gül ağacı dikilmişse, mahvederdi.
А я всё ломал мозги - когда ж ты проснёшься?
Evlat, ben de ne zaman uyanacağını merak ediyordum.
Я долго ломал голову над тем, как вы это делаете. И особенно - как летают бабочки.
O günden beri bunu nasıl yaptığınızı özellikle de kelebekleri merak edip durdum.
... Я битые полчаса ломал голову над приемлемым объяснением своего непрезентабельного вида.
Yarım saattir dışarıda oturmuş buraya bu kılıkta gelmemi açıklayacak bir hikaye bulmak için düşünüyordum.
Я ради тебя ломал людям жизни.
Senin için insanların yaşamlarını değiştirdim.
Когда я был мальчиком, подростком, я был злым и испорченным и часто ломал им лапки, просто так.
Ben küçükken yaramaz ve kötü kalpli biriydim. Eğlence olsun diye onların bacaklarını kırardım.
Я навещал своего друга на ферме и ломал лапки его курам, потому что они надоедали мне своим кудахтаньем.
Arkadaşımın çiftliğine gider çıkardıkları seslerden rahatsız olduğum için tavukların bacaklarını kırardım.
- Ну, Картер при мне довольно много кодов взламывала, чтобы понять, что МакКей ломал комедию с дверью.
Carter'ın o kadar çok kod kırdığını gördüm ki McKay'in kapı açma olayında rol yaptığını anladım.
Ломал правую руку в три, перенес ветрянку - в пять.
3 yaşındayken kolunu kırmış, 5 yaşında suçiçeği geçirmiş...
Твой... Твой отец ломал тебе руку?
Baban mı kolunu kırıyordu?
Я ломал себе голову, пытаясь придумать, как ему отплатить.
Zaten yaptıklarını geri ödemek için bir yol düşünüyordum.
Ты когда-нибудь ломал шею цыпленку?
Hiç tavuk boynu kırdın mı, Chuck?
Не могу сказать, что ломал.
- Kırdığımı söyleyemem.
Я не ломал ногу...
Ben ayağımı falan kırmadım.
- Как же. Дважды руку ломал.
Evet, kolumu.
Я никогда ничего не ломал.
Hiçbir yerimi kırmadım.
Ты всё ломал голову :
- Bunu hatırlıyorum.
Я долго ломал голову, подбирал нужные слова.
Çok düşündüm.
- Форман не ломал ей руку.
Kolunu Foreman kırmadı.