English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ О ] / Обедаешь

Обедаешь traducir turco

68 traducción paralela
В кафе рядом с больницей, ты же там обедаешь.
Hastanenin yanındaki senin lokantada.
Ты обедаешь за столом вместе с кошкой?
Hayır, bilmiyorum. Kedinle akşam yemeği mi yiyorsun? Masada mı?
Будто обедаешь с семьей призраков.
Hayaletler ailesiyle bir akşam yemeği gibiydi.
- Ты обедаешь один?
- Yalnız mı yemek yiyorsun?
Где ты обедаешь?
Akşam yemeğine ne yapıyorsun?
- Ты обедаешь со Сьюзан в кафешке?
- Kafede mi buluşuyorsunuz?
Долли сказала, что ты обедаешь со мной.
Dolly benimle yemeğe çıktığını söyledi.
Почему ты обедаешь с окружным прокурором?
Neden savcıyla yemek yiyorsun?
Ты приходишь сюда в 7 : 00 утра, работаешь до ночи, обедаешь одна, в парке, на работе у тебя нет друзей.
Ee? Saat sabah 7'ye kadar burada kalmışsın. 10'a kadar çalışırsan, yemeğini yalnız yersin, ofiste hiç arkadaşın kalmaz...
Мне снилось, что ты обедаешь с Ричардом.
Rüyamda Richard'la seni yemek yerken görmüştüm.
- А с кем ты обедаешь?
- Kiminle yemek yiyeceksin?
Обедаешь, Дядя Бела?
Yemek mi yiyorsun Béla Amca?
Тут у тебя завтрак прилип, а ты уже обедаешь.
Kahvaltın gelmiş ama hala akşam yemeğini yiyorsun.
Когда ты обедаешь в этом полном страсти ресторане,... так и хочется махнуть рукой на осторожность.
"Bu kusursuz, küçük, tutku dolu restoranda yemek yemek... " insanda kendi temkinli tutumunu bırakma arzusu uyandırıyor.
Обедаешь у дальней стены.
Portatiflerin arkasında yemek yemen.
Ты что, обедаешь здесь с кем-то?
Öğle yemeği için biriyle mi buluşacaksın?
Ты сегодня обедаешь дома?
- Öğlen burada mı yiyeceksin?
Я думал, ты обычно обедаешь с "Парнем в Коме".
Genelde komadakilerle yemek yediğini sanırdım.
Понимаешь, когда ты будешь заходить к своей худосочной пациентке, ты будешь чувствовать себя виноватой за то что ты на самом деле обедаешь дырками от бубликов.
Sopaya benzeyen hastanın odasına doğru vals yaptığında, işe, yemek olarak, bir çanta maaş makbuzu ve hava getirmiş olduğun için kendini suçlu hissetmeni istemiyorum.
Обедаешь с Тони Сопрано?
Tony Soprano'yla yemek mi yiyeceksin?
Не забудь, завтра ты обедаешь с папой.
Babanla yarın akşam yemeğine çıkacağını unutma.
Ты по вторникам обедаешь с Кадди.
Salı günleri Cuddy'yle yerdin.
- Вообще-то, сейчас ты обедаешь со мной.
- Aslında yemeği benimle yiyeceksin.
- Когда ты входишь в бар, бегаешь по магазинам, или просто гуляешь по улице, или обедаешь в кафе... чью задницу ты высматриваешь в толпе?
Bir bara girdiğinizde, alışverişe çıktığınızda sokakta yürürken, yemeğe dışarı çıkarken... Kimin götüne bakarsın?
Не знал, что ты здесь обедаешь.
Burada yediğini bilmiyordum.
Зато я знаю, что ты здесь не обедаешь, потому что ты не любишь, цитата :
Burayı sevmediğin için burada yemediğini biliyorum ve aynen aktarıyorum :
Кстати, где ты обедаешь? Сегодня среда.
Hatta öğle yemeğinde ne yapacaksın?
Ты всегда так обедаешь?
Her zaman böyle mi yersin?
И ты еще завтра обедаешь со своей мамой?
Annenle yarın yemeğe çıkıyor musunuz?
Видимо все плохо раз ты уже здесь обедаешь.
Burada yemek yediğine göre durum gerçekten kötü olmalı.
Ах, это мы пашем не разгибая спины, пока ты обедаешь в своём дурацком китайском банке.
Sen o aptal "Çin Bankasında" paket yemek alırken bizim burada çalışmaktan belimiz kopuyor.
Потому что ты сегодня обедаешь с моими родителями.
Çünkü öğle yemeğinde annemlere gideceğiz.
мне просто интересно с КЕМ ты обедаешь раз нет ничего срочного...
Benimle gönül eğlendireceğini söylediğin zaman mı? Evet, o bir yanlış anlama. Yani benimle gönül eğlendirmeyeceksin bile, öyle mi?
- Отмени, ты обедаешь со мной. - Что?
- İptal et, benimle yemek ye.
А ты... ты обедаешь из той же кастрюли.
Sen ise... Bamya çanağından farklı değilsin.
Ты обедаешь с глухими ребятами, да?
- Sağırlarla birlikte yiyorsun değil mi?
Разве ты не обедаешь с - как её звали?
Sen şu kızla yemeyecek miydin?
Они видели, как ты с ней обедаешь.
Onunla öğle yemeği yerken seni görmüşler.
То, куда ты ходишь за покупками или обедаешь нас не волнует.
Nerede alışveriş yaptığın ve nerede yemek yediğin bizi ilgilendirmez.
Ну... то есть ты обедаешь, очевидно.
Görünüşe göre öğle yemeğe yiyorsun.
- Ты обедаешь с Кейси?
- Casey ile yemeğe mi gideceksin?
Например, если ты не здесь, делаешь заявления, или что-то еще, или обедаешь, Я могу работать в кабинете. Или если я на совещании в конференц зале,
Mesela sen dışarıdayken ya da yemekteyken ofisi kullanabilirim veya ben konferans salonunda toplantıdayken sen ofisi kullanabilirsin.
Ты же не обедаешь, когда мы работаем.
Çalışırken yemek randevun falan olamaz.
Дэйв, почему ты обедаешь с Доном без меня? Это дружеская встреча.
Dave, nasıl oluyor da öğle yemeğini benimle değil de Don'la yiyorsun?
Ты сегодня обедаешь с Джеффом Мэлоуном.
Bugün Jeff Malone ile öğle yemeği yiyeceksin.
- Когда ты обедаешь?
Şimdiye kadar yemedin mi?
Марсель сказал, ты не обедаешь дома.
Marcel dışarıda yiyeceğini söylemişti.
Ты всё ещё обедаешь со мной?
Değişim günü.
Ты обедаешь с нами?
Bizimle yer misin?
директор с кем ты обедаешь?
Tanrım, Na Yoon!
— Долго ты обедаешь.
- Yemeğin uzun sürdü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]