Плана traducir turco
2,532 traducción paralela
Всё это - часть моего сложного плана победы над вами.
Hepsi sizi yenmek için yaptığım özenli planımın bir parçasıydı.
И каким образом флирт был частью плана?
Flört, planın nasıl bir parçasıydı peki?
То, что ты говоришь, означает, что у тебя есть идея, но нет плана.
Dinliyorum. Yani kısmen. Duyduğum kadarıyla fikrin var ama planın yok.
Если бы я хотел быть в депрессии, я бы придерживался своего изначального плана и жевал бы вафли в ванной.
Beni dinle eğer bunalıma girmek istiyorsan Kendime has yöntemlerim var Banyoda waffle yemek gibi
Недавно, я заполучил копию плана усадьбы м-ра Делэнси.
Kısa süre önce Bay Delancey'nin konut planlarını ele geçirdim.
Пока мы не услышим Кэтрин, придерживаемся плана.
Catherine'den bir haber gelene kadar, plana sadık kalıyoruz.
Ты бы не стал влезать сюда, не имея плана выхода.
Bir çıkış planın olmasa buraya girmezdin.
Всё это было частью плана, чтобы устранить Гримма или по крайней мере заставить работать на него.
Hepsi bir Grimm'i yok etme yahut onun için çalıştırma planının parçasıydı.
У него и на день то плана нет.
Günüyle ilgili bir planı bile yok.
и довольными своей ролью людей заднего плана так никогда и не приглашенными остаться на ночь.
Müzisyenler hep fakir, yoksul, kapı arkası adamları olmaktan memnun olarak bilinirlerdi... kimse geceyi geçirmeyi teklif etmezdi.
эта часть плана называется "Священный захват" она позволяет определить Верховную
Bunlar "Kutsal Seçilme" denen, yeni Yüce'nin yükselmesini sağlayan bir törenin parçası.
Я хочу сделать что-то особенное, думаю, вы тоже станете частью плана.
Özel bir şey yapmak istiyorum ve siz de yardımcı olursunuz diye umuyordum.
Стоит только Уорду и Фитцу обезвредить это устройство, как они ударят со всей мощи по всей территории, без плана отхода, а ты скрывал это от нас!
Ward'la Fitz cihazı devre dışı bırakınca, o tesise büyük bir saldırı olacak. Onları kurtarma planı da yok ve siz bunu bizden gizlediniz!
Бартон, Романова... у них никогда не было плана отхода.
Barton, Romanoff, onların hiç kurtarma planı olmamıştı.
Нет, мы придерживаемся плана отхода.
Hayır, kurtarma planına bağlı kalalım.
Самоубийство было частью плана.
Bu bir intihar göreviydi.
Или Рим узнал об арматуре и о части плана с бомбами.
Ya da Roma bombalama planını yeni öğrendi.
Это какая часть плана — "быстрая" или "легкая"?
- Çabuk mu yoksa kolay kısmı mı bu?
Наверное, это часть плана. тратить своё и моё время.
Belki de hem sizin hem de benim vaktimi harcatmak için yaptıkları planlarını bir parçasıdır.
И ты нужна мне для следующей части плана.
Ve senin planının sonraki aşaması için bana içeride ihtiyacın vardı.
Решил сделать нас участниками финальной части своего плана.
Bu planının sonu ve biz de parçasıyız.
Ну... Учитывая, что Вы хотите снять всю свадьбу, наличие плана Б не повредит
Yani... bu düğünde ne başarmaya çalışacak olduğunu düşünürsek,
Это не было частью плана.
O benim planımın bir parçası değildi.
Ты знаешь, может в следующий раз при составлении плана игры с подставным парнем я тоже должен участвовать потому что эта игра которую вы затеяли весьма запутана для вашего ведущего игрока
Bilirsin, belki bir sonraki sefer, ne tür bir kiralık oğlan olmam hakkında bir oyun planlamalıyız. Oynamam gerekiyor sanırım, çünkü şu anda sahnelediğin bütün bu yapım, senin başrol oyuncun için gerçekten oldukça karışık.
Она не была частью плана.
Planının bir parçası değilmiş.
Касл, если это часть твоего плана как заставить меня полюбить детей, то это не работает.
Castle, beni bebek sever biri yapmak için planın buysa, bilesin ki işe yaramıyor.
Я хочу знать, придерживается ли Дункан плана, приглядывает ли за семьёй Сандерс 24 часа в сутки.
Duncan'ın plana bağlı kaldığından,... ve Sanders ailesini 7 gün 24 saat izlediğinden emin olmak istiyorum.
Ты завидуешь, что я снова стал шафером, и поэтому уничтожил то фото, что было частью дьявольского плана, чтобы меня очернить.
Sagdiçligi geri aldigim için kiskandin ve beni kötü göstermek için seytani bir kumpas kurarak fotografi mahvettin.
Это было частью плана моего отца.
Babamın plânının parçasıydı bu.
Не было никакого плана.
Plân falan yoktu.
Вы готовы идти до конца плана?
Plânın üstünden geçtiniz mi?
Но если позволите, я ещё раз упомяну иррациональность этого плана.
Ama bu plândaki mantıksızlığa dikkatinizi çekebilirsem...
Хорошо, конечно, знать все эти детали плана обеспечения безопасности.
Şimdi, her şey güzel ve güvenlik planını öğrenmek iyi oldu.
Это часть плана, Морти.
Planımız için gerekli, Morty.
Не стоит говорить "определенно", если у вас нет плана.
Eğer bir planın yoksa "kesinlikle" deme.
Какого плана?
- Ne çeşit?
Придерживаться плана.
Plana sadık kalmak.
Я же сказала тебе придерживаться плана во что бы то ни стало, и всегда проверять заднее сидение машины. Нет. Эми, там был парень...
Sana, ne olursa olsun plana sadık kalmanı ve her zaman aracının arka koltuğunu kontrol etmeni söyledim.
Придерживаемся плана... что стало с Палм!
Plana sadık kalıyoruz. Palm'a ne olursa olsun!
- Часть стратегического плана.
- Planın bir parçası. - Bitti!
Если ни у кого нет плана лучше...
Daha iyi bir planınız yoksa...
Это ведь всегда было частью вашего плана, да?
Bu her zaman planın bir parçasıydı değil mi?
Допустим, что я не придурок, у которого нет плана.
Bir an için bir plan olmadan iş yapacak bir salak olmadığımı farz edelim, tamam mı?
И есть мир, где мы все взаимосвязаны и являемся частью великого плана.
Ve bu dünyanın gerisinde, birbirimize bağlı olduğumuz bir başka dünyada hepimiz, büyük ve dokunaklı bir planın birer parçasıyız.
Вдруг мы часть плана, что осмыслим?
Ya her birimiz, bir gün anlayabileceğimiz büyük bir şablonun parçasıysak?
Для нашего плана требуется отвлекающий маневр.
Bize dikkat dagitan biri gerekiyor.
У нас не было времени продумать временные рамки нашего плана.
Önemsiz ayrıntıların üzerinde duracağımız bir plan yapacak vaktimiz yoktu.
У меня есть часть плана!
Bir planın parçası var!
Это не было частью плана.
Planın bir parçası değildi.
Или он в курсе плана побега?
Yoksa en başından beri bu plan kendisine mi aitti?
- Ладно, секреты какого плана?
- Ne tür sırlar?