Позор traducir turco
1,477 traducción paralela
Ах, простите! У меня нет времени лепить тефтельки среди бела дня, стыд мне и позор!
Gün ortasında yemek dağıtamadığım için kusura bakmayın.Bir işim var benim.
А, если в этом есть какой-то позор для парня, которому делают педикюр, я не думаю, что это может стать сенсацией в мужском журнале "Подробности".
Bir erkeğin pedikür olmasında bir ayıp olsaydı... "Details" dergisinde pedikür hakkında bir makale olacağını sanmıyorum.
Позор отсталому, класс!
Geri zekâlı uyarısı sınıf!
Отец наделал бед и ушел, и это настоящий позор, ужасная жалость, потому что мы скучали друг без друга.
"Babam herşeyi batırdı ve gitti." "Ve bu gerçekten utanç verici, korkunç derecede." "Çünkü birbirimizi özledik."
Джеймс это мой позор, Шон.
James benim utancımdı Sean.
Позор какой-то...
Çok ayıp...
Это просто позор, никто уже не ждет брачной ночи.
Artık kimsenin düğün gecesini beklememesi çok yazık!
Это просто позор.
Bu çok aşağılayıcı.
Какой позор.
Ne kadar utanç verici.
Позор?
Utanç verici?
Ты можешь представить себе позор, если кто-нибудь из Лардж Март увидит стенд с нашим зеленым полотном Бай Мор.
Large Mart örtüsünün reyonumuza örtülmüş olmasının ne kadar utanç verici olduğunu hayal edebiliyor musun?
Позор тебе.
Yazıklar olsun size.
После 35 лет совместной жизни... какой позор.
35 yıllık bir beraberlikten sonra. Çok utanç verici.
Какой позор... о чём я? Нет.
- Beni ne kadar küçük düşürdüğünü anlayabiliyor musun?
Позор? Ты говоришь ерунду.
Küçük düşmek mi dedi?
Позор тебе.
Yazıklar olsun.
- Ты прав, и это позор!
Doğru, bu bir rezalet.
Какой позор.
Ne rezillik!
Дислексия тайный позор Даффмана!
Disleksi, Duff adam'ın gizli utancı.
где бы лидер Акацки мог свободно разгуливать. напрочь держат в тайне любой позор.
Bir Toplu Chunin Sınavları'nı hazırlamak bile hep köy başkalarına oldukça kapalı olduğu için çok zor oluyor. Akatsuki'nin liderinin elini kolunu sallayarak yaşayabileceği bir yere benzemiyor.
Да это ж позор на всю семью!
Ailemizi rezil ederdim!
Прекрати этот позор!
! Kes şunu!
О, позор.
Ah, ne utanç verici.
Уфф, позор! Ты ловолен?
Utanç verici.
Этот демон-позор моего мужа
O canavar, kocamın utancı.
Это не позор, это проклятие нет, позор...
Utanç değil bu, bir lanet. Hayır, utanç.
Позор для шоу.
Ne yazık ki iptal edildi.
Стыд, вина, позор. Он прячется.
- Engelen'a ait bir gemiye mi binmiş.
Мой позор.
Bu benim ayıbım.
Позор вам - упустить такую девочку.
Utanmalısın adamım. Böyle bir kızın gitmesine göz yumduğun için senin adına üzüldüm.
Позор нам!
Ayıp bize.
клятва? Позор!
Ciddi bir söz mü?
Стыд и позор.
Çok yazık.
Это же просто позор!
Daniel da becerir mutlaka.
Идти на такое дело пьяным - это позор.
Böylesine önemli bir işe sarhoş gelecek kadar rezilsin.
Извините, может вы знаете как пишут "вечный позор"?
"İlelebet" sözcüğünün nasıl yazıldığını biliyor musunuz?
- "Позор" через "а" или "о"?
"ilelebet bedbaht olmak" Tek'L'ile mi yoksa iki mi?
Скажи "вечный позор" что это?
"İlelebet bedbaht olmak" ne demek?
А вечный позор это через "о".
"İlelebet" tek'L'ile yazılıyor.
Ну это слово "позор" жена сказала через "о".
Tek L ile. Eşime sordum.
Которая спрашивала как писать "вечный позор".
ilelebet'in nasıl yazıldığını soran kadın.
Теперь от них позор не отнять!
Hepsi aynı övüncü ve utancı aynı karışımı sever.
- Позор вам!
- Utanın kendinizden!
Позор. 40 полицейских, а тебя выпустили под поручительство.
Bu harika. Kırk tane polis ve yine de kefaletle serbest kalıyorsun. Sistemden neden nefret etmiyorsun, şaşırıyorum.
Позор, что тебе пришлось спуститься.
Buraya gelmek zorunda kalman ne utanç verici.
Имя твоей семьи не запятнает позор! Ты серьёзно?
Dur!
Позор? что в этой стране разразилась междоусобица и само селение разделилось надвое.
Ama güvenlikleri çok sıkı olduğu için, başka milletlerin, iç yaşananları öğrenmesini engelliyorlar ve sonuç olarak da herhangi bir kötü şeyi de gizliyorlar.
"вечный позор"?
"İlelebet bedbaht olmak"?
И я заслужила этот позор.
Gözden düşerek eve yollanmayı hak ettim.
- Позор.
- Teşekkür ederim.
Позор.
Eğer yaşıyorlarsa.