English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ П ] / Привилегия

Привилегия traducir turco

238 traducción paralela
Удивительная привилегия женской красоты или мужские воспоминания?
Kadınların güzelliğinin harika ayrıcalığı mı yoksa erkeklerin hatıraları mı?
Это моя привилегия хозяина дома.
Ev sahibi olarak hak ettiğim bir imtiyaz bu.
Это редкая привилегия.
Eşsiz bir ayrıcalığın tadını çıkardınız, genç adam.
Когда непривилегированный класс действительно объединится, и к этому добавится нечто большее, чем твоя привилегия, не знаю, что ты сделаешь.
Senin değerli yoksulların birleşmeyi gerçekten öğrendikleri gün eyvah eyvah... Senin ayrıcalığından daha büyük bir şey ortaya çıkacak.
Поэтому, привилегия убивать принадлежит Супериндивидуумам, а участь быть жертвой - тем, кто проживает обычную жизнь.
Ayrıca, üstün kişiliğe sahip çok az kişi cinayet işleme ayrıcalığına sahip olmalı. Kurbanlar, önemli olmayan aşağılık insanlar olmalı.
Это привилегия звезд.
Yıldızı, yıldız yapan bu.
Это редкая привилегия для моей семьи.
Sizi ağırlamak büyük bir şeref.
У нас была особая привилегия... сам Джекки Глисон, дебютировавший на нашем шоу.
Jackie Gleason'u TV'a ilk çıkışında şovumuzda konuk etmekten gurur duyuyoruz.
Некоторая привилегия, да?
Ne ayrıcalık ama.
Со времен первых деревянных судов, у всех капитанов была одна прекрасная привилегия. Это объединение двух людей узами брака.
Ahşap gemilerin zamanından beri, kaptanların bir çifte nikah kıyma yetkileri vardır.
- У нас привилегия.
- Hala öncelikliyiz, değil mi?
У меня есть привилегия говорить только тогда, когда это не грозит моей чести вулканца.
Konuşma hakkımı şerefimin ihlal olmayacağı bir ana saklıyorum.
Это несчастье для всех остальных мужчин и привилегия для нас.
Her yerdeki erkekler için şanssızlık ve bizim için ayrıcalık.
Тебе выпала редкая привилегия, которая отведена только главам государств.
Ancak devlet başkanlarına verilen bir ayrıcalığa nail oldun.
Привилегия воскресить человеческую жизнь... актом милосердия.
Merhametinle bir insanı hayata döndürme ayrıcalığına nail oldun.
У нас есть привилегия, где Главная Юрисдикция Викария позволяет, чтобы человек, который действительно нуждается в одиночестве, мог не приходить на общие молитвы и мог остаться с собой наедине.
Birbaşınalığa çok ihtiyaç duyan ortak dualarımıza katılma gereği bile duymayan birine Tarikat Lideri'nin izin vermesi gibi ayrıcalığımız var ve tamamen kendiyle baş başa kalabilir.
Сегодня вечерам мне досталась привилегия..... представить вам человека, чья фамилия одновременна..... прославлена..... и... бесславна!
Bu gece size..... soyadı hem ünlü, hem de kötüye çıkmış bir adamı sunmaktan gurur duyuyorum.
Это их привилегия.
Karar, onların.
Это право - наша привилегия.
Bu hak bizim ayrıcalığımız.
Выслушать обвиняемого - это не привилегия!
Suçlanan birini dinlemek ayrıcalık değildir!
Да, у вас есть такая привилегия.
Evet. Bu ayrıcalık için izinliyiz.
Это редкая привилегия стать слугой бога грома.
Gökgürültüsü tanrısına hizmetkar olmak hoş bir ayrıcalıktır.
Привилегия профессии.
Mesleğin ayrıcalıkları.
Думаешь, твоя компания - привилегия?
Seninle birlikte olmak kolay mı?
Ты скажешь. - Ревность - моя привилегия.
Bu beni kıskanç yapacak!
Это моя привилегия, а не кого-то другого.
Bu benim hakkım, başkasının değil.
Я обрею вас наголо : молодой человек, чтобы вы поняли что прическа - это не право, а привилегия.
Senin kafayı 0 numaraya vurduracağım ta ki bu saçın doğru birşey olmadığını öğrenene kadar--Bu bir ayrıcalık.
Наша независимость это привилегия, выданная Центральным Командованием, и может быть отозвана.
Bizim özerkliğimiz Merkezi Komutanlık tarafından verilir ve istendiği zaman iptal edilebilir.
Это привилегия, доступная только супруге подсудимого.
Bu sadece suçlunun eşi için bir ayrıcalıktır
Такова моя дворянская привилегия.
Bu, bana asaletimin verdiği bir hak!
Спандекс, это - привилегия, не право.
Spandex, bu bir ayrıcalık dostum bir hak değil.
Для меня - это привилегия.
Benim için, bu bir ayrıcalıktır.
Это не обязанность... а привилегия.
Bu bir görev değil bir ayrıcalık.
Они - привилегия партнёров.
Bu ortaklara verilir.
Это привилегия молодых, от которой нам приходится отказываться.
İnsanlar bazen bu meziyetlerini gözardı etmeliler.
Для меня большая честь и привилегия открыть празднование в честь разнообразия культур, которые присутствует на острове Крагги.
Craggy Adası'ndaki farklı kültürleri tanıtmak benim için gerçekten büyük bir onurdur.
Это привилегия первоклассного образования.
Birinci sınıf eğitimin ayrıcalığı.
Все достижения Авалона... привилегия игрока-одиночки
Avalon'un tüm meyveleri yalnız bir oyuncunun ayrıcalıkları.
Осуждать других - привилегия пассивных наблюдателей.
Hüküm vermek, işin içinde olmayanların tattığı bir ayrıcalıktır Bay Nash.
Убеждала его, что это исконно женская привилегия – быть загадочной и таинственной, а еще немного строптивой.
Gizemli ve zorlu olmak bir kadının hakkıdır dedim.
Это привилегия не каждому достающейся.
Herkeste olmayan bir ayrıcalık.
Это привилегия, которую надо заслужить.
İlk önce bu tip şeyleri istemeyi, hak etmeniz gerekiyor.
Теперь ты слышишь голоса? Это привилегия глухих.
- Şimdi de sesler mi duymaya başladın?
Стоять перед своей семьёй и друзьями, провозглашая свою любовь и преданность перед лицом Господа и... закона, это привилегия, к которой нельзя относиться легко.
Ailenizin ve arkadaşlarınızın önünde durup, Tanrı'nın ve kanunların önünde aşkını ve bağlılığını duyurabilmek bir ayrıcalıktır. Bunu hafife almamak gerek.
- Популярность - это работа, Aлвин, а не привилегия.
Popülerlik bir iştir, bir ayrıcalık değil.
Привилегия клиента по мистическим делам.
Gizemci-müşteri ayrıcalığı.
Сомневаться - это твоя привилегия.
Senin için iyi olanı tercih ettim. Babamın da yeşil gözleri var.
- Каждый раз? - Это привилегия.
- Atın ayrıcalığı bu.
Это моя привилегия. - Знаю.
- Biliyorum.
Будто это привилегия женщин?
Erkeklerin adet sancıları olamaz mı?
Я не допускаю, что это привилегия только одно пола.
Kadınların bu konuda ayrıcalıklı olduğunu mu sanıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]