English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Р ] / Растёшь

Растёшь traducir turco

169 traducción paralela
Пеструшка, ты растёшь, моя милая!
Benekli... Büyüyeceksin, güzelim!
Ты растёшь.
Büyüyen bir çocuksun.
Джош! Всё растёшь?
Josh, hala büyüyor musun?
А ты учишь эти маленькие уроки, и надеюсь, растёшь.
Küçük dersler alır ve büyürsün.
" и я пропущу то, как ты растёшь.
" ve senin büyümeni görmeyi özlemiş olacağım.
Ты не сдаёшься, ты растёшь.
Bu vazgeçmek değil. Bu büyümek.
Ты растёшь, работаешь полвека, получаешь компенсацию за отставку, отдыхаешь несколько лет, и ты мёртв.
Büyüyorsun, yarım yüz yıl çalışıyorsun, emeklilik ikramiyesi alıyorsun, bir kaç yıl dinleniyorsun, ve ölüyorsun.
Когда ты растёшь, все смешные.
büyürken, herkes komiktir.
Хотя, если растёшь с такой матерью, краснеть вроде как уже невозможно.
Gerçi annem gibi biriyle büyüyünce insan utanmanın imkansız olduğunu sanıyor.
- Я же вижу, что ты растёшь.
- Büyüdüğünün farkındayım.
Растёшь, вырастаешь, а потом приходится кричать, чтобы тебя заметили.
Bir poşet çikolatayı bile güç bela kaldırabiliyordu. Tahmin et ne, onlar çikolata değilmiş.
Ты растёшь очень быстро.
Çok hızlı büyüyeceksin.
Ты всё растёшь и растёшь.
Her gördüğümde daha da büyüyorsun.
Ты растёшь.
iyileşmeye başladın.
Ох, ты растёшь!
Gittikçe ağırlaşıyorsun.
Ты растёшь и ты не лишён таланта.
Gerçekten gelişiyorsun ve yeteneğin de var.
Так бывает, когда растёшь без отца.
Üstüne bir babası da olmayınca, iş daha da zor oluyor.
Молодец. Растёшь.
Sende ilerleme var.
Для начала хватает, но ты ведь растешь, скоро стукнет тридцать.
Gençken iyi hoş ama yaşlanıyorsun artık, yaş 30'a dayandı boksör.
Когда ты растешь рядом с моим отцом, то вырабатывается иммунитет... или нечувствительность к определенному сорту вещей.
Babamın yanında büyürken bazı çeşit olaylara karşı... bağışıklık kazanır, taş kalpli olursun.
Ты растешь.
Bu adamlarsa veteran.
Когда растешь сиротой, как я, и тебя воспитывает старшая сестра остается мало иллюзий.
Benim gibi kendinden 16 yaş büyük bir ablanın tarafından büyütülünce bazı hayallerin olur.
Растешь.
Büyüyorsun.
Ты растешь не по дням, а по часам!
Sanki her dakika biraz daha büyüyorsun!
Наблюдал я за тем, Как ты растешь.
Hayatının üstüne titredim
Растешь на солнце, счастливо переплетясь с другими тыквами... и потом приходит кто-то, вскрывает тебя и вытаскивает внутренности.
Güneşte büyüyorsun. Diğerlerine bağlanmış bir halde. Sonra biri geliyor ve karnını yarıp bağırsaklarını ortaya döküyor.
Ты ведь растешь. Покедоваааа!
Toodle-loo!
- Когда приходит твое время, ты либо растешь, либо ищешь другую работу.
Zamanın geldiğinde ya yükselmelisin ya da yeni bir kariyer aramalısın.
Знаешь, Джек. Растешь в маленьком городке, кажется, что у тебя самый широкий кругозор на свете, что ты готов ко всему.
Jack, küçük bir kasabada büyüyorsun, en açık fikirli kişi olduğunu ve her şey için hazır olduğunu sanıyorsun.
А ты растешь, Джефф.
Büyüyorsun, Jeff.
Ведь ты еще растешь.
Hala büyüme çağındayken kusursuz.
Может быть ты растешь, как личность.
Belki de yetişkin bir insan olmaya başladın.
Ты растешь с кем-то, думаешь, что знаешь его, но... я имею ввиду, темная сторона не появляется из ниоткуда.
Biriyle büyüyüp onları tanıdığını sanıyorsun ama o tür bir kötülük durup dururken ortaya çıkmaz.
Я вижу ты растешь, а ведешь себя как 12-летний.
Büyüdükçe daha da çocuk gibi davranmaya başlıyorsun.
Отлично, Джон! Растешь на глазах!
"Belki yardıma gelmişlerdir."
Ты растешь, становишься взрослым, верно?
Büyüdüğünde yetişkin olursun, değil mi?
Как грустно, ты растешь без отца.
Çok acıklı, babasız büyüdün tabii.
Как будто растешь изнутри, всё вширь, всё настежь. Словно отпираются новые двери.
İçinde büyüdükçe büyüyen bir his, ve derinden gelen, bilinmez bir kapı açıldı.
Ты растешь.
Merhaba! İyice büyümüşsün.
Я много наблюдала за тобой, смотрела как ты растешь.
Sık sık sana bakardım, büyümeni seyrettim.
Ты растешь, Стивенс.
Büyüyorsun Stevens.
Ты растешь.
İstediğin bir şey varsa vermek isterim.
Ты действительно растешь.
Gerçekten büyüyorsun.
Ты растешь, должен пойти в школу.
Büyüdün artık. Okula gitmelisin.
Ты растешь - и велик растет вместе с тобой.
Sen büyüdükçe, bisiklet de büyüyor.
Растешь прямо на глазах.
Her seferinde daha iyi oluyorsun.
Но сейчас я променял бы все это чтобы иметь возможность наблюдать, как ты растешь и становишься смелым и заботливым я уверен, так и будет.
"Ama şimdi..." "... sadece onun büyüyüp cesur ve şefkatli biri olmasını izlemek için... " "... her şeyimi verirdim. "
Растешь на глазах!
Gelişiyorsun.
Этого будет достаточно, чтобы обеспечить тебя пока ты растешь, Чхоль Кё.
Bu sen reşit olana kadar seni desteklemeye yeterli, Chul-kyu.
тоже растешь.
Bükemediğin bileği öpmek de bir olgunluktur.
- Я просто хочу смотреть, как ты растешь.
- Büyümeni izlerim. - Ben 26 yaşındayım, çocuk değilim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]