English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ С ] / Споры

Споры traducir turco

506 traducción paralela
Тратить все это драгоценное время на споры...
Bütün bu harika zamanı tartışarak harcıyoruz.
Нет? ну, так и не споры.
Nasıl çalıştığını biliyor musun?
И споры бесполезны, когда он прилетит.
O bir defa geldiğinde, boşu boşuna kaçarsın.
Все эти споры выводят меня из строя.
Ama şu tartışma beni tüketti.
Все эти споры об одежде.
Bütün bu keşmekeş kıyafetlerin değişimiyle alakalı.
И пока шли споры, киберлюди составили план, проникли в эту версию Торчвуда, обозначили себя в вашем мире и словно испарились.
Tartışma gitgide uzadı. Bu süre içinde, Siberler planlar yapmışlar. Torchwood'un bu bölümüne sızıp kendilerini dünyanıza haritalandırıp sonra da gözden kayboldular.
Времени на споры нет.
Tartışacak zamanımız yok.
Споры?
Polen?
Растения рассеяли споры по всему кораблю при помощи системы вентиляции.
Kabuklu bitkiler, vantilasyon sistemi sayesinde gemiye poleni yaydı.
Поверьте, мистер Спок, это было болезненно, во всех смыслах. Споры.
İnan bana, Mr. Spock, sadece tek bir tür acı vermedi.
Как ты это делаешь? Меня утомили споры и дискуссии.
Tartışma ve münakaşadan yoruldum.
Споры, пыльца в воздухе, какие-то химикаты.
Üreme hücresi, polen. Kimyasal madde.
Ладно, у нас нет времени на споры.
Peki peki. Tartışacak zamanımız yok.
Все эти разговоры и споры далеко за полночь... Это было незабываемо.
Saygılarımı sunuyorum.
У молодых гувернанток случается тоска по дому, споры с любимыми.
Korkarım, efendim, genç dadılarımızdan bazıları ya vatan hasreti çekiyor ya da erkek arkadaşlarıyla problemler yaşıyor.
Если споры не помешают вам жениться то завтра вы будете любоваться Венецией из гондолы.
Bu saçma tartışmaların sizi ayırmasına izin vereceksiniz. Riverea'ya veda edersiniz. Sakın seni uyarmadığımı söyleme.
Эти споры бессмысленны.
Bu tartışma çok anlamsız.
Ты бы закончила все споры между ними.
Sen her şeyi halledip aralarındaki tartışmayı noktalayabilirdin.
Асексуальные споры разносятся ветром, распределяя растения на большие расстояния.
Eşeysiz sporların rüzgarla taşınması ile bitki, büyük mesafelere yayılabilir.
Капсулы-споры мхов различны по форме, и у них есть изобретательные пути выпускать свое содержимое только когда погода соответственно тепла и суха.
Yosunların spor kapsüllerinin şekilleri değişkendir ve içindekilerin sadece havanın yeterince sıcak ve kuru olduğu zamanlarda açığa çıkmasını sağlayacak dahiyane yöntemler kullanırlar.
У многих разновидностей есть колпачки которые сдуваются прежде, чем споры выпущены.
Çoğu türde sporlar serbest bırakılmadan önce uçup giden, ayrılabilir başlıklar vardır.
Теперь ветер будет нести микроскопические споры много миль.
Rüzgar bu mikroskobik sporları kilometreler boyunca taşıyabilir.
Ветви, которые вы видите производят споры, репродуктивные ячейки, которые не требуют опыления, чтобы развиться, точно так же как те в капсулах, развитых мхами.
Yukarıdaki yapılar spor üretir. Bu sporlar gelişmek için döllenmeye ihtiyaç duymayan, üretken hücrelerdir. Tıpkı yosunların kapsüllerinde bulunanlar gibi.
Папоротники производят свои споры в структурах расположенных снизу ветвей.
Eğreltiotları, yapraklarının altındaki yapılarda spor üretir.
Папоротники, как и мхи, выпускают свои споры, когда погода сухая, и ветер может унести их далеко.
Yosunlar gibi eğreltiotları da sporlarını kuru havada serbest bırakır ve böylece rüzgar onları uzaklara taşıyabilir.
Некоторые споры папоротника созревают в чашках на концах стебельков, одна сторона которых древесная, другое тонкостенная.
Bazı eğreltiotlarının sporları kıvrık çıtaların sonundaki odacıkta üretilir. Çıtaların bir tarafı odunsu, diğer tarafı ince duvarlıdır.
Он перемещается назад и, затем, катапультирует споры.
Gerilme çok arttığında çıta kopar ve sporlar mancınıkla atılmış gibi olur.
Эти зеленые всходы в конечном счете становятся взрослыми и заканчивают цикл, становясь знакомыми, имеющими споры папоротниками.
Bu yeşil filizlenmeler zaman içerisinde büyürler ve döngüyü tamamlayarak tekrar spor taşıyan, tanıdık eğreltiotuna dönerler.
Но поскольку растения становились все более высокими, листья и споры становились все более недоступными.
Ama bitkiler uzadıkça yapraklar ve sporlara ulaşılması giderek zorlaştı.
Насекомые, мухи например, которые лезли наверх, чтобы искать споры в пищу, перелетали от одного дерева к другому.
Yemek için spor arayan böcekler ağacın tepesine çıkıp ağaçtan ağaca uçuyorlardı.
Она постоянно ввязывалась в споры, раздражавшие местную верхушку, и она продавала лечебные снадобья.
Kocakarı ilaçları yapıp sattığından yerel asilleri kızdırmıştı.
Были яркие предположения, жаркие споры, гениальные выводы.
Yaratıcı öneriler, coşkulu tartışmalar ve dahice sentezler vardı.
Давным-давно расу гипер-разумных существ так заколебали споры о смысле жизни, что они решили сесть и разрешить этот спор раз и навсегда.
Milyonlarca yıl önce, yüksek derecede zeki, boyutlararası bir ırk, hayatın anlamı üzerine yapılan atışmalardan o kadar bıktı ki, bu sorunu ilelebet çözmeye karar verdi.
Мы слишком нормальные, наши споры - это сверх нормы.
Tamamen normal, hatta tartışmalar bile.
Мне показалось, я вызвала споры.
Bir tartışmaya sebep olduğumu düşünüyorum.
Ну и в качестве приложения бесплатные фотки с членами, чтобы позлить цензоров и, как мы надеемся, возбудить споры в прессе.
Son olarak, sansürcüleri sinir etmek için koyduğumuz penis fotoğrafları. Umarız böylece bir tartışma başlatabiliriz.
Эти споры за место в иерархии были лишь символичны
Meydan okumalar ve kavgalar daha çok sembolikti.
Я собираю споры, плесень и грибы.
- Spor ve mantar örnekleri toplarım.
Жучий гриб рассыпает дневные споры.
Mushibayashi bitkileri öğleden sonra polenlerini bırakıyorlar.
Споры так и клубятся.
Güzel bir polen sütunu.
С кораблем споры занесло.
Geminin üzerindeki polenler bunlar.
Все ступайте жечь споры.
Daha sonra bunun ne olduğunu araştırırız. Gidip polenleri yakanlara yardım edelim lütfen.
Под облаками споры так и клубятся.
Bulutların altında dev bir zehir fırtınası var.
Это - его месть за те споры, которые он проиграл.
Kaybettiği münazaraların intikamını alıyor.
Поэтому вы оба - прекратите споры.
Ve siz ikiniz ateşkes yapacaksınız.
Они разносят споры грибов и эти споры... попадают в легкие людей, в их кровь... и прорастают там, пока не убьют человека.
Duymuş muydun? Ya o sporlar insanların ciğerlerine girer, oradan kanlarına geçer ve onları öldürürse? Tuhaf bir hava...
Нечего тратить энергию на глупые споры.
Enerjimizi saçma sapan bir şey için harcayalım.
Один из главных способов которым дети решают любые споры это назвать вещь.
Çocukların tartışmaları çözümleme yollarından başında "önce demek" gelir.
У нас нет времени на споры.
Tartışma için zamanımız yok.
Споры.
Polen.
НАСТОЯЩЕЕ И МНИМОЕ ОБР АЩЕНИЕ. СПОРЫ ОБ АТЕИЗМЕ
DİN DEĞİŞTİRMEK DOĞRU MU, YANLIŞ MI?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]