English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ У ] / Удачлив

Удачлив traducir turco

74 traducción paralela
¬ озможно, он был более удачлив, чем многие св € щенники. огда он был уже пожилым, правительство провело реформы, которые привели к изгнанию политиканов и аппаратчиков и вдохнули новую жизнь в городское строительство.
Belki de bir reform hükümetinin şehri devralıp çark politikacılarını yerinden ettiği ve şehir planlamasına yeni bir hız getirdiği yaşamının son döneminde çoğu papazdan daha şanslıydı.
Ты удачлив, парень, ты путешествуешь с настоящими людьми.
Çok şanslısın evlat, işinin ehli insanlarla takılıyorsun.
- Мне этo не нужнo, я и так удачлив.
- Kolay mı değil mi göreceğiz bakalım.
К сожалению, ты не столь удачлив, как она.
Ne yazık ki, sen onun kadar şanslı değilsin
- Ты удачлив?
- Mutlu musun?
- Я удачлив.
- Evet.
Ты и без этого можешь быть удачлив!
Kendi şansını kendin yaratmalısın.
Ну, если ты молод и удачлив, то да, это будет тот, кто тебе очень нравится.
Eğer genç ve şanslıysan, çok sevdiğin biri olmalıdır, evet.
Он был молод, удачлив, счастлив.
Genç, mutlu ve başarılı bir adamdı. Ölüm aklında yoktu.
В то время я теши себя мечтами о музыкальной карьере. Я поехал в Вену учиться и был достаточно удачлив... Быть принятым в Шупензиха в качестве ученика.
Bir müzik kariyerine sahip olmanın tutkusunu ağırlarken Viyana'ya çalışmaya gitmiştim ve şanslıydım ki Schuppanzigh tarafından öğrencisi olarak seçildim.
Она просто старается быть милой с теми, кто менее удачлив.
Sadece, daha az şanslı olanlara ulaşmaya çalışıyor.
- Я был не очень удачлив.
Uygunsuz davrandım.
Разве я виноват в том, Что я так удачлив в любви?
Bu benim hatam mı? Mutlu bir erkeksem?
Разве я виноват в том, Что я так удачлив в любви?
Bu benim hatam mı? Eğer mutlu bir adamsam?
- Ты очень удачлив.
- Talihsiz piç.
И этот шанс никогда приходит дважды... Я просто не очень удачлив
Ve bu şans asla ikinci kez gelmez...
Ты невероятно удачлив.
- Müthiş bir şansın varmış.
Потому что ты сын старика, который был так чертовски удачлив в жизни. Хорошо.
Yaşlı kurdun oğlu olduğun ve seni gördüğünde çok sevineceği için tamam.
Удача, Джэймс, а я удачлив потому что я могу позволить потерять удачу.
Bir servet, James, ama ben şanslıyım çünkü bir servet kaybetmeye gücüm yeter.
Ты удачлив?
Şanslı bir adamsın, değil mi?
И в субботу, во время чемпионата, я буду особенно удачлив.
Cumartesi günü, şampiyonluk maçında çok talihli olacağım.
В моей профессии, а это моя профессия - я чуть более удачлив.
Benim işimde, ki bu benim işim, ben biraz daha şanslıyım.
Шон более удачлив чем ты и я он вернулся с отличной способностью да, святой, видишь ореол вокруг головы?
Shawn ikimizden de biraz daha şanslı. Dikkate değer bir yetenek ile geri döndü. Evet, kutsandım.
Мятежник удачлив.
En azından başarılı bir asinin.
- Я влиятелен, удачлив, счастлив, привлекателен...
Başarılıyım. Güçlüyüm. Yakışıklıyım.
Я влиятелен, удачлив, счастлив, привлекателен....
O çatlak gitti. Başarılıyım, güçlüyüm, yakışıklıyım, mutluyum.
... влиятелен, удачлив, счастлив, привлекателен... а а а а а а а..
Başarılı, güçlü, yakışıklı, mutlu.
Если тебе, интересно, почему я обут в это Частично потому, что в семье Келсо принято на рождество тащить из шляпы одно имя чтобы купить ему подарок, и я был так удачлив, что был выбран новым спутником жизни моего сына, РэйРэем.
Neden bunları giydiğimi merak ediyorsan bir sebebi Kelso Noel gecesinde hepimiz hediye almak için bir isim seçeriz, beni de oğlum Harrison'un yeni hayat arkadaşı RayRay seçti.
И в один из дней, я надеюсь, что буду достаточно удачлив, чтобы найти кого-то, кто сделает то же самое для меня.
Ve bir gün umarım ben de yeteri kadar şanslı olurum. Benim için aynısını yapacak kişiyi bulacak kadar.
Ну... я слышал, говорили, что отец чрезвычайно богат и осведомлен, необычайно удачлив в банковском деле, это все, и еще то, что он про свою лавочку никогда забыть не может.
Peki, şey. İnsanların onun hakkında çok zengin, bilgili biri olduğunu ve bankacılıkta mükemmel olduğunu söylediklerini duydum. Fakat... işiyle çok meşgul oluyor.
— Ты недостаточно удачлив.
- O kadar şanslı değilsin.
Я удачлив на 40 %.
Benim % 40'ım şans.
По меркам бездумной варварской цивилизации, я был весьма удачлив.
Akılsız ve barbar bir medeniyetin standartlarına göre, ben yine de şanslıydım.
Я никогда не был удачлив, но всегда умел рассчитывать вероятность выпадения нужной комбинации игральных костей.
Hiçbir zaman şanslı biri olmadım, fakat oyunu daima şöyle çözmüşümdür : Yüksek kesinlikli risk analizi için muhtemel zar kombinasyonlarının tam bir değerlendirmesi hesaplanır.
Ты не так удачлив.
O kadar şanslı değilsin.
Сестра Тьмы сбежала со свитком Она на часы впереди и ты говоришь что удачлив?
Bir Karanlık Rahibesi parşömeni alıp kaçtı üstelik aramızda saatlerce yol farkı var ve sen buna talih diyorsun, öyle mi?
Твой будущий президент не столь хорош, сколько удачлив.
Geleceğin başkanı iyi olmaktan çok, şanslı.
Не-а, я не настолько удачлив.
O kadar şanslı değilim.
И ты удачлив. Да?
İyi de iş çıkarmaya başladın.
Брат во всем и всегда удачлив.
Ailenin şanslı tarafı hep siz oldunuz.
Это штука, которая заставляет твой нос и глаза слезиться если ты достаточно удачлив, чтобы выжить в аварии.
Bu şeyler, eğer kazadan kurtulacak kadar şanslıysan, burun ve gözlerini sulandırır.
Он не был удачлив, Макс
Bu adam şanslı değildi, Max.
В следующий раз он не будет так удачлив.
Bir dahaki sefere, bu kadar şanslı olmayacak.
Слышала, кое-кто может быть не так удачлив... Бен Такер.
Duyduğuma göre herkes onun kadar şanlı olamıyormuş.
Что и говорить, он чертовски удачлив.
Şunu söyleyebilirim ki acayip şanslıymış.
Насколько ты удачлив, что я увидела его?
Bunu gördüğüm için çok şanslısın?
- Он не будет более удачлив.
Gizli yerimi öğrenmek ister misin?
Я удачлив.
Talihliyim.
А ты удачлив...
Sana çok acıyorum.
Этот цыпленок менее удачлив.
Bu yavru o kadar şanslı değil.
влиятелен, удачлив, счастлив, привлекателен О о о семейство!
Mutluyum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]