Удел traducir turco
157 traducción paralela
Удел крестьян - повиновение и страдания.
Çiftçiler acı çekmek için doğar.
Мы теперь договариваемся. Это удел стариков.
Pazarlığı biz yaşlılar yapacağız.
Плаванье - удел взрослых.
Denizcilik büyükler içindir.
В прошлом это был мой удел - владеть значительной силой.
Geçmişte payıma çok büyük bir gücü kullanmak düşüyordu.
Я тоже считаю, что брак - это низкий удел, но по другим причинам.
Evet. Ben de evliliği bayağı buluyorum, fakat aynı nedenden ötürü değil.
Вечный удел нищих - к жалости взывать, ты, малое, имея - чти!
Her zaman çırpınan fakirler olacaktır Sahip olduğun iyi şeylere bak
Раскаянье, жалость - удел слабых душ.
Neden bu kadar pişmansın anlamıyorum
Удел звезды - мнимое проживание жизни ; люди ассоциируют себя со звездой, чтобы хоть как-то компенсировать этим убогость окружающего мира, своей жизни, хоть на миг отвлечься от монотонного конвейерного труда.
Görünüsteki yasamin uzmanlari olan yildizlar, insanlarin aslinda yasiyor olduklari bölünmüs verimli özellesmeleri telafi etmek için kendilerini özdeslestirebilecegi yüzeysel nesneler olarak görev görür.
Мне кажется, мы созданы, чтобы страдать. Таков наш жизненный удел.
Acı çekmek için yapılmışız.
Удел вора - постоянно быть охотником и дичью.
Önemi yok. Av ya da avcı olmak hırsızlığın doğasında var.
Поскольку удел людей - забвение.
Çünkü unutmak insanlığın kara talihidir.
Удел мужчин лишь - страхованье...
" Sözümüz sözdür sigortada
Но жизнь кончена моя, и мой удел... "
Lakin hayat tamamlandı, ferahlığı bende kaldı.
Таков, значит, мой удел? Конец биографии...
Beni bununla mı görevlendiriyorsun, hiç bir yere varmayacak saçmalıkla?
Стать матерью живого бога - редкий удел.
Sana bir şey söylememe izin ver. Yaşayan bir tanrının annesi olmanın birçok ayrıcalığı var.
¬ олноватьс € - это мой удел.
Endişelenmek de bu işin parçası. Onu havaalanından Nina mı alacak?
Восхищение - удел поэтов и дойных коров, Бобби.
Hayranlık, şairlere ve mandıra ineklerine beslenir, Bobby.
√ ейл... ƒавно мне не удел € ли такого внимани €.
Uzun zamandır böyle bir ilgi görmedim.
Ѕыть славным - твой удел.
İyi adam sensin.
Вывод такой что самосовершенствование - удел жителей больших городов.
Buradaki ders şu kendi kendini geliştirmenin büyük şehirlerde yaşayan insanlara bırakılması daha iyidir.
Это их удел : жестокая власть и контроль.
Bu onların yapacakları bir şey...
Творец, который тихий мой удел Величием тревожным заменил, Свидетель мне, что короля вовек Я против Кларенса не подстрекала,
Hayatımdan memnunken bahtımı değiştirip beni bu çetin ve yüksek mevkie yükselten Tanrı şahidimdir ki majestelerini Clarence Dükü'ne karşı kışkırtacak bir şey yapmadım.
огда вы средний ребЄнок в п € ти миллионой семье, вам не удел € ют никакого внимани €. я хочу сказать, как такое может быть?
Eğer 5 milyonluk bir ailenin ortanca çocuğuysan..... ilgi görmezsin.
Ненароком. Просто таков удел официантки.
İnsan garson olunca bu doğaldır.
Вот почему мы удел, Боб. Потому что есть умные люди, вроде меня.
İşte bu yüzden umut var Bob, çünkü dinleyen benim gibi insanlar var.
Ну что же, таков жизненный удел.
Oh pekala, hayat hep böyledir.
Боже, как этот мир несправедлив! Нам положен другой удел,
Dünya o kadar adaletsiz ki Bizim payımız onlarınkinden farklı
Развод - удел слабых, людей, которые с самого начала не собирались провести вместе жизнь.
Boşanmak, ölene kadar evli kalmaya niyeti olmayan, zayıflar içindir.
Старение - удел всех людей.
Erkeklerin kaderinde var yaşlanmak.
И таким может быть удел нейрохирурга.
İşte bir beyin cerrahının hayatı.
Их удел - плотские наслаждения.
Onlara göre derbederlik bir zevk.
Это мой удел.
Tarzım bu.
Твой удел обычно влюбляться в парней-геев.
Eskiden tarzın eşcinsellere aşık olmaktı.
- Игры - удел детей.
- Oynamak çocuklar içindir.
Если удел евреев - уничтожение, то их надо обожествить.
Yok edilmek Yahudi'lerin kaderidir, böylelikle yüceltilebilirler.
- Таков наш удел.
Haksız mıyım Pat?
Тогда страстное безбрачие вот наш удел.
O zaman hepimiz tutkulu evlilik dışı ilişkiler dileyeceğiz.
Если пораскинуть, должность босса - удел молодых.
Açıkçası, sağlık açısından, patron olmak geç işi.
Я выбираю удел смертных.
Fânî hayatı tercih ediyorum.
Прощение - удел Господа.
Bağışlamak Tanrı'nın işi.
Терпеть - удел народа нашего.
Çünkü biz Yahudiler, zulüm görmeye alışığız.
И благой избрал удел,
"... doğru ve adil karar vermiş demektir. "
Сколько я тебя знаю, ты всегда искал участи более великой, чем удел простого Джедая.
Seni tanıdığımdan beri sıradan bir Jedi hayatından fazlasını istediğini biliyorum.
Те кто не вписываются в эти рамки, окажутся не удел
Benim için de öyle. Ama başka şansımız var mı?
Очевидно, мирная гавань, где суда по-тихому загнивают, безмятежно качаясь на лёгкой зыби, не наш удел.
Belli ki, o huzurlu liman... yolculukların sonunda varılan o sakin, güvenli yer... bizim için yok.
Стихи удел юных...
Şiir genç adamların işi...
- Это удел создателя всего.
- Bunu her şeyin Yaratıcısı yaptı.
¬ ы удел € ете ей достаточно внимани €?
Özenli bir anne misiniz?
театр - удел убогих фантазёров... Куда нас завели мечты?
Tiyatro hayalperestlerin uğraşı.
Таков наш удел.
.. çocukların kaprislerine dayanmak zor, ama..
Без жены жить - твой удел.
"Şansın yokmuş."