Харизматичен traducir turco
24 traducción paralela
Он харизматичен и энергичен.
O karizmatik ve heyecan verici biri.
Он так харизматичен.
Söyledikleri kadar karizmatik
Он умен, харизматичен.
Zeki... Büyüleyici...
Ты не слишком харизматичен.
Hiç çekiciliğin yok.
Рожденный в достатке, он очарователен, харизматичен и очень корыстолюбив.
Doğuştan zengin, çekici, karizmatik ve nüfuzlu biri.
* Услышал тихий стон * Берни был чрезвычайно харизматичен.
Bernie çok karizmatik bir adamdı.
Я слишком харизматичен.
Çok karizmatiğim.
Пусть он будет богат как мэр Блумберг, харизматичен, как Джон Стюарт, и симпатичен, как Майкл Фассбендер.
Lütfen onun, Bloomberg Başkanı gibi parası olsun,... Jon Stewart gibi kişiliği olsun,... Michael Fassbender gibi yüzü olsun.
Он харизматичен, может войти в доверие к подростку.
Aynı zamanda genç birisinin hemen güvenebileceği kadar karizmatik biri.
Но он был очарователен и харизматичен.
Ama o çok hoş ve karizmatikti.
Но сейчас этот парень он... невероятно харизматичен, но он, можно сказать, социопат, можно сказать, Аспергер
Şimdi bu adam... Öyle karizmatik biri değil. Bir nevi anti-sosyal, belki de Asperger sendromlu ama Asperger'a ilgili değil.
Он был весьма харизматичен.
Çok canayakın bir insandı.
Он талантлив, харизматичен, и поселился в мире моих фантазий, он владеет коренным языком суровых парней его родины.
Yetenekli, karizmatik biri. Kendi hayal diyarıma gelecek olursak memleketinden olan güçlü erkeklere karşı biseksüel.
ќн не был высок или красив, харизматичен или весел.
Ne uzun, ne yakışıklı, ne de karizmatik ya da matraktı.
Он красноречив, харизматичен и убедителен
Hitabeti güçlü, karizmatik ve ikna edici.
По телевизору он вполне харизматичен.
Öyleyse, TV'de baya etkileyici.
Он супер-харизматичен.
Acayip karizmatik bir kişliktir.
Вероятно, субъект очень харизматичен, и не вызывает даже инстинктивных подозрений.
Şüpheli de içgüdüsel uyarıya yol açmayacak kadar karizmatiktir.
Я слишком красив, харизматичен, чтобы... вызвать сострадание.
Tip varsa, çekiciysen, vücut varsa kimse gözünün yaşına bakmaz. Öte yandan sen yalvardın mı?
Он образован, харизматичен, богат, состоит в Далласском Клубе Нефтяников, а в 1962 он становится лучшим другом Ли.
Eğitimli, çekici, zengin... Dallas Petrol Kulübüne üye ve 1962 yılında, Lee'nin en iyi dostu oluveriyor.
Ваш лидер, должно быть, весьма харизматичен.
- Şu lideriniz büyüleyici biri olmalı.
Значит, он харизматичен и двуличен.
Karizmatik ve aldatıcı biri.
С виду мой клиент очарователен и харизматичен.
Müvekkilim görünüş olarak etkileyici ve karizmatik biri.
Он невероятно харизматичен.
Oldukça karizmatik biridir.