English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Ц ] / Целыми днями

Целыми днями traducir turco

645 traducción paralela
Я и сам целыми днями его не вижу.
Ben bile bazen günlerce görmüyorum kendisini.
Что она делает целыми днями?
Eğlenmek için ne yapıyor ki?
- Тут надо "целыми днями".
"Bütün gün" diyeceksin. - Afedersin.
Целыми днями в пикетах, вот подошвы и стерлись.
Çocukken okuldan döndüğümde o gün neler öğrendiğimi sana nasıl bir bir anlattığımı söyledim.
Это парень, который целыми днями плавит мозги в своем такси.
Ernie Bishop'a verilen krediye bakalım. Bilirsiniz işte, bütün gün takside oturan boş kafalı şu adam.
Он был из тех, кто может пить целыми днями и при этом стоять на ногах,... всегда с трудом, но никогда не шататься.
Bundan şüpheliyim. Şu bütün gün durmadan içen, hep alkollü... fakat hiç sendelemeyen tiplerden biri gibi görünüyordu.
Что он целыми днями просиживает в баре и знать не желает о том, что творится в его собственном доме.
Bütün gün barda ve evde ne olup bittiğini görmüyor.
Дом полон стариков, которые целыми днями говорят об Америке.
Evim, Amerika hakkında konuşarak zaman geçiren bir sürü ihtiyarla dolu.
Она целыми днями работает в магазине парфюмерии.
Tüm gün Maison Nicole'de çalışıyor, parfümcüde.
Ахав оставался в тишине за закрытой дверью целыми днями.
Ahab kapalı kapısının ardında bütün gün sessizlik içerisindeydi.
Целыми днями я читала истории про душителей, про полицейских, про шпионов...
Günler boyunca, ona, katiller polisler ve ajanlar hakkında kitaplar okudum.
Напрасно Вы целыми днями с этой девушкой.
Şu kızla dolaşmamalısın.
Сидит дома целыми днями, поет, жрет, пристает ко всем...
Hiçbir şey, serserinin teki.
Целыми днями колотит в молитвенный барабан и надеется, что Сэйбэй победит
Seibei'nin kazanması için bütün gün davul çalıp duruyor.
Я его целыми днями не видела.
Onu hiç göremez oldum. Sürekli çalışıyordu.
Я целыми днями молюсь, чтобы мне не попался такой муж.
- Aşık mı? Gece gündüz onun gibi bir kocam olmasın diye dua ediyorum.
Я слоняюсь целыми днями!
Şimdi, bütün gün zil çalıp duran yaşlı bir kadın için çalışıyorum.
Чем ты занимаешься целыми днями в Милане?
Bütün gün Milan'da ne yapıyorsun?
Он целыми днями накручивал часам усы!
Ne yapıyor? Bütün gün yüz yapıyor.
А разве во всём, чем мы целыми днями занимаемся в школе есть какой-то смысл?
Okulda yaptığım onca şeyden sana mantıklı gelen var mı?
Я иногда целыми днями это говорю.
Bazen bütün gün söylerim.
Делать это целыми днями.
Canını alacak senin.
А я - женщина. И, хоть торчу целыми днями дома, продала кувшин за 7 золотых. Покупатель пришёл ещё до полудня, и сейчас осматривает кувшин.
Ben kadın başıma, bütün gün evde olduğum halde sizden az önce gelen genç bir adama yediye sattım.
Вот так они про римлян. А мы тут трудимся в поте лица целыми днями.
Romalılar hakkında böyle derler ama biz çalışmaktan kan terliyoruz.
Целыми днями я смотрел на его слюну, которая стекала по черешку трубки и свисала с ее чашечки.
Ve bütün gün piponun gövdesini dolandırıp çanağının içine düşürdüğü tükürüğünü izlerdim.
Я на своем заводе, целыми днями вру своему народу. Народ любит, когда ему врут.
Ama onlar kandırılmaktan hoşlanırlar.
Целыми днями я только об этом и думаю.
Gün boyu onunla seviştiğimi hayal ediyorum.
Целыми днями я ищу встречи с тобой, пусть на секунду, даже издалека.
Birkaç saniye için bile olsa her gün seni uzaktan görmeyi umuyorum.
Я сижу в его классе... целыми днями я сижу там.
Onun sınıfında oturdum... günlerce orada oturdum.
Ваш сын - прирожденный воин. Он целыми днями тренируется.
Oğlunuz bir dahi, çalışmaları da oldukça ağır.
Ты женился на толстухе... и целыми днями трахаешь ее!
Şişman bir kadınla evlisin, ve onunla sabahlara kadar düzüşüyorsun!
Ты целыми днями ешь и пьешь, как животное...
Bu böyle devam edemez. Hayvan gibi içiyorsun ve yiyorsun.
Это непростое дело - целыми днями ими управлять.
Bütün gün o insanlarla uğraşmak zorlu bir iş. Bir saatliğine bile onlarla uğraşmak mesele.
Спит целыми днями... под глазами - синячьё.
Gözünde kara gözlüklerle bütün gün uyuyor.
Целыми днями.
Bütün gün.
Он пьет целыми днями потом принимает лекарство, и ему становится только хуже.
Bütün gün içiyor bir de ilaçlar alıyor, deliye dönüyor.
Целыми днями я работал для неё, а ночь напролёт любил её.
Bütün gün Maria için çalışıyordum bütün gece onunla sevişiyordum.
Что ты теперь делаешь целыми днями?
Şimdi bütün gün ne yapıyorsun?
Она была очень подавлена и начала писать целыми днями.
Bunalıma girdi. Gün boyu kendini yazmaya verdi.
Вы целыми днями вместе, а теперь говоришь "не знаю"?
Bütün gün birliktesiniz ve sen, onun nerede olduğunu bilmiyor musun?
Если им приходится целыми днями обливаться потом на какой-то замшелой фабрике по производству зажигалок или вечных ёлок, они имеют такое право!
Tüm gün boyun bir fabrikalarda Noel ağaçlarına, iğrenç ışıklar yapmak için ter döküyorlar ise İsa şahittir, arabalarına binmek içindir.
Вот почему ты сидишь тут целыми днями.
Bu nedenle bütün gün burada balık avlıyorsun.
Целыми днями она ходила из парка в парк и горстями разбрасывала пшено.
Park park dolaşıp, kuşlara, avuç dolusu yem atardı.
Целыми днями бродил по берегу бухты или взбирался на скалы с медной подзорной трубой разглядывал что-то сквозь волны будто боялся что за ним кто-то придет со стороны моря.
Bütün gün koyun etrafında ya da uçurumun tepesinde teleskopla gezer, dalgalara bakardı sanki denizden birinin gelmesinden korkar gibiydi.
Так и собираешься целыми днями мыть машины и возить её?
Bütün günü araba yıkayıp şöförlük yaparak geçiriyorsun.
О волнах. - Да. Мы с ребятами целыми днями катались.
Bütün gün çocuklarla dalgaların üstünde sörf yapıyoruz.
Было шумно из-за самолетов летавших целыми днями.
Gün boyu geçen uçaklar yüzünden çok gürültülüydü.
А чем он занимается целыми днями?
Neler yapıyor?
Часто я целыми днями не думаю о нём.
Onu unutursan, beni çok mutlu edersin.
Мы не спускаемся на побережье. Что вы целыми днями делаете?
- St. Tropez kalabalık mı?
Я шью целыми днями, истекая кровавым потом.
Bize bakmıyorsun!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]