English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Ц ] / Цеплялся

Цеплялся traducir turco

48 traducción paralela
"... он в отчаянии цеплялся за пол и вопил ".
... çığlıklar atarak beton zemine yapıştı.
Режиссёр цеплялся к Ра Им из-за каждой мелочи.
Orada çekim yapıyorduk.
Почему ты цеплялся ко мне?
Neden bana karsı çok kötü davranıyorsun?
А почему ты цеплялся ко мне?
Sen neden bana karsı çok kötü davranıyorsun?
Цеплялся бы, если бы не потерял свои зубы и ногти на Марсе и Сатурне соответственно.
Gerçi dişlerimi Mars'ta, tırnaklarımı Satürn'de kaybettim ama olsun.
А сам еще к тебе цеплялся!
Bir de senin canına okudu'
Пьянящий запах девушки вдруг очень отчётливо прояснил ему для чего он так упорно и ожесточённо цеплялся за жизнь.
Kızın baş döndürücü kokusu hayata neden bu kadar inatla ve vahşice tutunduğunu anlamasını sağlamıştı.
Наблюдал за медленно меняющимся пейзажем, который цеплялся за уходящие часы света, перед тем, как предоставить мне ещё одну бессонную ночь.
Beni başka bir uykusuz geceye terk etmeden önce gün ışığının son saatleri ile yavaşça değişen manzarayı izledim.
Потому что цеплялся за то, что делает меня человеком.
Çünkü beni insan yapan şeye sarılmıştım. Seçme şansım yoktu. Çünkü bana kalan tek şey buydu.
Я цеплялся за жизнь на ферме, которой уже давно нет.
Bu çiftlikte yıllardır var olmayan bir hayatı yaşıyorum.
Ты цеплялся ко всему.
Hiçbir şeyi görmezden gelemedin.
Цеплялся за жизнь.
Hayata tutunuyordu.
Гадюка Исихара все продолжает творить подлости.... Сакураги отчаянно цеплялся за жизнь.
Zehirli Ishihara biçare saldırılarına devam ediyordu. Ancak ölümün pençesine düşmesine rağmen Sakuragi hayata tutunmaya çalışıyordu.
И... 10-летняя защитница, чей зубной аппарат цеплялся за всех членов команды... отпад!
Ve 10 yaşındayken bile güç gösterileriyle bütün takım arkadaşlarını çıldırtmışsın.
Он цеплялся к девушке за баром.
Bütün gece barmen kıza asılıp durdu.
- Я цеплялся за жизнь! Ага, за рукав с шелковой нитью сделанного под заказ у Сэвила Роу костюма!
Evet ipek astarlı özel dikim Savile Row ceketime.
Или кто-то цеплялся за землю.
- Ya da yeri tırmalayan bir şey.
Без конца цеплялся к Арчи.
Devamlı Archie'ye sataşır.
Несмотря на то, что он едва цеплялся за жизнь, он рассказал нам о его конвое на шоссе, о его людях.
Hayatta kalmaya çalışırken yolun oradaki konvoyundan bahsetti. Adamlarından.
И Капитан вовсе к тебе не цеплялся.
Ve Kaptan, sana dik dik bakmıyordu.
Не то, чтобы я цеплялся к словам, но "убийца" - не прилагательное.
Detaya takıldığımdan değil ama "katil" kelimesi bir sıfat değil!
Я долго цеплялся за болезненные воспоминания.
Acılı hatıralar ile çok uzun zaman geçirdim.
Я цеплялся за эту надежду.
O "umuda" yapıştım kaldım.
И я цеплялся за свой гнев.
Bunu öfkeyle tuttum.
Нам было, не помню, по 10 или 11... и в нашем классе был один пацан, который вечно точил на нас зуб, всегда к нам цеплялся.
Tam hatırlamıyorum, 10-11 yaşlarındaydık sınıfta bize sürekli kötü davranan bir çocuk vardı hep sataşırdı.
Я цеплялся за веру в то, что у меня не было выбора.
Başka seçeneğim olmadığı inancına tutunmuştum.
Как он цеплялся за собственное горло, ища помощи у матери... это было ужасно.
Kendi boğazını sıkması durdurması için annesine bakması...
Я цеплялся за Элисон.
Benim dayanak noktam Allison'dı.
Я постоянно к тебе цеплялся.
Hayata sadece senin için bağlanmıştım.
в 15 лет ты все еще цеплялся за юбку своей матери.
15 yaşında hâlâ annesinin eteğine yapışan bir çocuktun.
Я всю жизнь цеплялся за защиту, безопасность.
Hayatımı güvenli güvence bulmak için heba ettim.
Я отчаянно за неё цеплялся, но после борьбы, она все-таки поставила меня на одно колено. Вот так я и проиграл.
Ona çaresizce yapıştım lakin biraz cebelleşmeden sonra, tek dizimin üstüne çökmek zorunda kaldım böylelikle kaybetmiş oldum.
За что бы ты там не цеплялся, с этим ты и умрёшь.
Neye tutunarak yaşıyorsan, onunla beraber öleceksin.
- Для Аарона стрикерша стала спасением посреди бушующего океана травы, он цеплялся за неё как за соломинку, пока ещё были силы.
Aaron için çıplak kadın eylemci denizdeki bir cankurtaran gibiydi, ve hayatı için ona sarıldı - ta ki daha fazla dayanamayana kadar.
Элайджа, которого я знаю, никогда бы не цеплялся так отчаянно к слову двуличного незнакомца, говоря ему то, что он хочет услышать.
Benim bildiğim Elijah asla duymak istediğini söyleyen iki yüzlü bir yabancının lafına göre hareket etmezdi.
- Не смешите меня, он цеплялся за этот пост, как мог.
Kendini kandırma. Dişiyle tırnağıyla savaşarak o pozisyonda kaldı.
Деннис давно к нему цеплялся.
Görünüşe göre şu Dennis haftalardır sataşıyormuş ona.
Деннис давно к нему цеплялся, дразнил, обзывал.
Görünüşe göre bu Dennis haftalardır sataşıyormuş ona alay edip isim takıyormuş.
Мы нашли твоего сына... он был едва в сознании, с пулей в плече, цеплялся за жизнь. А знаешь, что?
Tahmin et ne oldu?
И рыцарь чувствовал, что тонет, цеплялся за всё, что только мог.
" Boğulmakta olan bir adamın kurtulmaya çabalaması gibi...
Он часами цеплялся за мои руки и болтал ногами.
Ayaklarını çırpmayı öğrenirken saatlerce kollarıma yapışmıştı.
Гарольд, за какие бы тайны ты ни цеплялся, мне всё равно.
Harold, her ne sırrı saklıyorsan umurumda değil.
- Если бы тогда не писал эту хрень в Твиттере, я бы к тебе вообще не цеплялся.
Doğruyu söylemek gerekirse, o zamanlar o saçmalığı Twitter'a yazmasaydın seninle sorunum olmazdı bile. Asiktir ordan. Hayır, hayır.
А я еще воспринимала тебя серьезно, по некоторым причинам, даже когда ты цеплялся за эти нелепые метафоры...
Yine de, nasıl oluyorsa seni ciddiye alıyorum. O saçma benzetmelere sadık kalmakta ısrarcı olsan bile.
Агент Шерман цеплялся за дверь.
- Ajan Sherman cama yapışınca bu düşmüş.
Он цеплялся за него зубами и ногтями.
Soruşturma başında kalabilmek için canını dişine taktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]