Чужую traducir turco
395 traducción paralela
Есть ли способ изгнать чужую душу из тела?
Birinin bedeninden istenmeyen ruhu çıkarmanın yolu var mıdır?
"Уважай чужую собственность".
"Başkalarının doğrularına saygı gösterin."
Не хочу снова погружаться в чужую атмосферу...
O yabancı ortama tekrar gönderilmek istemiyorum.
- Это неэтично - читать чужую статью.
Başkasının yazısını okumak ahlak dışı.
Я не упрекаю Вильямов за то, что они используют чужую глупость.
Bir aptaldan istifade ettiği için William'ı suçlamıyorum.
" Капитан, использующий корабль в личных целях, не отвечающих интересам владельцев, незаконно присваивает чужую собственность.
"Gemisini, gemi sahiplerinin tahsis gayesinden saptırarak... şahsi amaçları için kullanan kaptan... gasp suçuyla cezalandırılır."
Жили хорошо. А однажды поехал я в чужую рощу за лесом.
Güzel bir evimiz ve iyi bir parça toprağımızla
Потом однажды застукал её, когда она работала под чужую диктовку.
Sonra bir akşam dışarıdan iş alırken yakalamış.
Уехал на чужую свадьбу, а приехал с женой
Bir nikaha gittim ve bir gelinle döndüm.
Что вы лезете в чужую жизнь?
Neden hayatıma karışıyorsun?
Я слышала, как Тэрада и Иори... говорили, что нельзя пить чужую воду, но я пью воду этого мерзкого Курофудзи.
Bay Terada kuzenime söylerken duymuştum. İnsanlar kendisine ait olmayan suyu içmemeli... ama ben komşumun suyundan yararlanıyorum, Kurofuji, kalleş.
А со мной она словно заглаживает чужую вину.
Rahatsız etmekten çekinen bir tavrı var.
Нечего лезть в чужую жизнь.
Burası halka açık bir yer. Herkesin yalnız kalmaya hakkı var.
Нашим людям не свойственно отнимать чужую жизнь.
Öldürmek bizim için o kadar tiksindirici ki, sanırım direnmeden işimiz biter.
Коммандер. Мы засекли чужую передачу.
Yabancı bir yayın tespit ettim.
Вы имеете право на свою жизнь, но не на чужую.
Kendi hayatlarınıza sahipsiniz, başkalarınınkine değil.
Мне представлялось, что я владею маленьким аппаратиком, висящим на шее, который излучает волшебные флюиды, подавляющие любую чужую волю.
Daha sonra boğazımın etrafında, diğerlerinin özgür iradelerini yok etmeye yarayan bir alet yerleştirildiğini düşünüyorum.
Я скажу, что ты чужую книжку украл.
Kitabı çaldığını herkese söyleyeceğim.
идя на чужую землю?
Yurt dışına bu kıyafetle mi gidilir?
Работать в ночную смену, водить чужую машину.
Gece nöbetinde başkasının arabasını kullanmak gibi.
Привык к Мишке, теперь чувствует чужую руку.
Mişka'ya alıştı, benim elimi yadırgıyor.
Ты думаешь, можно безнаказанно порочить чужую честь?
Başkasının onurunu lekelemenin cezasız kalacağını mı düşünüyorsun?
- Я взял чужую машину, не знаю как это произошло.
Bu arabayı birisinden almıştım, ruhsatı ne yaptığımı hatırlamıyorum.
У меня нет желания когда нибудь понять, что я прожил чужую жизнь.
Günün birinde bir başkasının hayatının sonuna geldiğimi öğrenmek istemiyorum.
Защищаешь чужую тебе девушку, успокаиваешь её брата.
Kızı korumalıyım ve onun erkek kardeşine cesaret vermeliyim.
Но они правы. Да, но не при них. Надо различать, когда можно признавать чужую правоту.
Evet, ama hareketlerin prestij, imtiyaz, otorite yanlısı olmalı.
Набрасываешься на чужую еду...
Bir adamın yemeğine böyle çökme.
Если он хочет забрать свой чемодан, пусть за ним поднимется и не прячется за чужую спину.
Eğer Bay lvan valizini almak istiyorsa kendi yukarı gelsin! Yüzünü görelim haydi.
Я уверен, мы можем уважать чужую ситуацию и вести себя ответственно.
Durumlarımızı göz önüne alarak karşılıklı saygı göstereceğimize eminim.
Да, я знаю, что такое приехать в чужую страну, где ни одной родной души.
Evet. Yeni bir ülkeye gidip tanıdığın kimsenin olmamasını ben de iyi bilirim.
Ты не можешь просто так украсть ключ и зайти в чужую квартиру.
Anahtarı çalıp elini kolunu sallayarak birinin evine giremezsin.
А вы всегда примеряете чужую одежду без спроса?
Hep insanların giysilerini onlara sormadan dener misin?
Могли ли пациентке без ее ведома имплантировать чужую яйцеклетку?
Bir hasta kendi yumurtasını aldığını zannederek, bir başkasının yumurtasını taşımış olabilir mi?
-... испортить чужую тачку. Понимаешь? - Понимаю.
Başkasının arabasını nasıl ellersin?
Все вернулось как было, а я жую чужую старую жвачку.
Tekrar yola girdim ve başkasının sakızını çiğniyorum.
Вам нужен кодекс, который говорил бы вам что нельзя носить чужую одежду?
Bu şifre için insanların kıyafetini giymeli misin?
Ты не уважаешь чужую собственность!
Malıma saygısızlık ettin!
Тебе наплевать на чужую собственность
Başkalarının olaylarına saygı duymuyorsun.
Всё это чушь. Легко говорить после того, как ты поимел чужую жену.
Başka bir erkeğin karısıyla yattıktan sonra demesi kolay tabii.
Не хочу сдавать чужую жизнь в автор-сырье.
İnsanlar onun hakkında güzel şeyler söylüyorlar. Birinin alması lazım.
Этот синаптический стимулятор подключится к имплантату в теле Кес и удалит чужую нейро-структуру.
Bu sinaptik uyarıcı, Kes'in Vücudundan yabancı kalıbı dışarı çıkarmaya yarayacaktır.
Примерно как если ты влез в чужую обувь для гольфа.
Birisinin bowling ayakkabasının içinde olman gibi.
- Олтон взял чужую сперму.
- Alton benim spermimi kullanmadı.
Порадуйте свою жену или чужую жену.
iste simdi uyaniyorlar. Karina süpriz yap - baskasinin karisina süpriz yap.
Но получать чужую пулю в лоб я не намерен.
Ama kimse için kurşun yemem!
В другой раз, пожаловав в Гринвич, не рядитесь в чужую личину... И мы продолжим беседу.
Bir daha Greenwich'e geldiğinizde kendiniz olarak gelin ki daha çok konuşma imkânımız olsun.
Нет, главное - вломиться, войти в чужую жизнь, выяснить, кто они.
Hayır, asıl amaç, içeri dalıp birilerinin hayatına girip gerçekten kim olduklarını bulmak.
Женщина, которая всегда присваивает чужую собственность как свою, убегает не притронувшись?
Özel hayat haklarını savunun bir kadın olarak buna dokunmadan çekip gitmesi doğru bir şey mi?
Вы сломали чужую ценную машину и не собираетесь брать за это ответственность!
Birinin değerli makinesini kırıyorsunuz.. ... ardından hiç bir sorumluluk üstlenmiyorsunuz?
Творец своей удачи сразу замечает чужую удачу.
- Ben de kendi şansımı yaratırım.
Чужую волю я не приемлю и не поддамся на угрозы.
Emir ve tehdide gelemem.