10 traducir inglés
77,915 traducción paralela
10 parçali McNugget istiyorum ben ve bir sürü Siçuan sos.
Yeah, I'd like to get a 10-piece McNugget and a bunch of the Szechuan sauce.
Vücüduna tek seferde on senelik bir savaş gücü veriyorum.
I'm giving your body a 10-year course in wasteland combat - one limb at a time. - Ow!
Ve zamanlayıcı neden tam olarak terapiye gitmek için evden çıkmış olduğumuz zamana, 10 dakika sonra çalmaya ayarlanmış?
And why is the time set to 10 minutes from now, exactly when we would have left for therapy?
Ben, Morty Smith her 10 Rick Morty macerasından birini seçme hakkımı kullanıyorum.
I, Morty Smith, invoke my right to choose one in every 10 Rick and Morty adventures.
- Ama küçüktü, sadece 10 kişi falan.
But small, only like 10 people.
Üç kat, kat başına on saniye.
Three floors, 10 seconds per floor.
- On dakika daha!
- Give me 10!
Savunmalarını aşsak bile karşımızda sayımızın on katı kadar asker bulabiliriz.
Uh, even if we could get through their outer defenses, 10 of us walk into town against what could be 100 soldiers.
Birçok yerden 5000 ile 10.000 arası bir göçmen topluluğuyla karşı karşıyayız.
We are looking now at an influx of anywhere from 5,000 to 10,000 pilgrims between then and now.
On at arabasına yüklenirler.
They're loaded on 10 horse carts.
Sekiz ila on yıl boyunca burada tekrar gözükme istersen.
Don't show up here again for eight to 10 years.
10 kez öldün ama yeterli değil Keşke sonsuza kadar cehennemde kalsaydın!
If you died 10 times, it wouldn't be enough. I wish you'd go to hell, be damned forever!
Malzeme odası var, bilgisayar kutuları, kağıt havlular ya da 10 mil yol gidip Paynesville'e bırakıyoruz.
There's a store room, computer boxes, paper towels, or we drive'em 10 miles to Paynesville.
Saat akşam 10 sularında.
'Round 10 : 00 p.m.?
Saat 10.30.
It's 10 : 30.
Hazır oradayken, yüzlükler halinde 10 bin dolar da alayım ve park yeri için de bozukluk da olsun.
While you're at it, I'll take 10 grand in hundreds and a buck in quarters for the meter.
Gene de ES şöyle ki... her 10 bin dolardan fazla para çektiğinde otomatikman...
Although, ES, may I suggest, um, well, it's just that whenever you take out anything more than $ 10,000, it automatically triggers a...
Kardeşinin 1 milyon doları var ve sen ne kadar 10 bin mi aldın?
Your brother has $ 1 million, and you took, what is that, 10 grand?
10-30 olayı üzerindeyim, kaza yerinden kaçmış ancak mağdur suçlamalarda bulunmak istemediği ortaya çıktı.
Here on a 10-30, leaving the scene of the accident, except the vic don't wanna press charges, turns out so.
Masanı temizlemek için 10 dakikan var.
You've got 10 minutes to clean out your desk.
Kongo'da altı kişilik bir aile günde 10 sent ile yaşıyor.
In the Congo, a family of six live on 10 cents a day.
Bence jürinin seni mahkum etmesi 10 dakika sürecek, şırıngalı bir zırdeli olsan da olmasan da.
I think it takes a jury 10 minutes to convict you, nutbag with a syringe or no nutbag with a syringe.
Bu hafta başında 10.000 $ nakit para çektiniz.
You made a withdrawal in the amount of $ 10,000 cash earlier this week.
Bu ve artı çaldığın 10 bin 50 bin yapar.
That, plus the 10 you stole, puts it 50.
Arabadan çıkalı 10 saniye olmadan yüzüstü yere düşüyor.
Not out of the car ten seconds, when down he goes, flat on his face.
Bak Gunny, ani bir haberle Hale'in bizden 10 kat fazla mürettebatı olduğunu öğrendik.
Look, gunny, we... We got an intel flash. The hale was carrying 10 times our number.
Envanterin dediğine göre elimizde 10.000 postadan 7.200 var.
Inventory says we have 7,200 out of 10,000 rounds.
Bugün bu sayı 10 milyar insana eşdeğerdir.
Today, that's the equivalent of 10 billion people.
10 yıldan fazldaır görmediğin ve seni bir günden az görebilen ablanı.
Whom you haven't seen in more than a decade, and who gets the pleasure of your company for less than a day.
Tanımla "Yakın" ı? 10 yıl fazla yakın mı sence?
Define "close." Is ten years too close?
İran'ın en iyi ihtimalle 10 yılda bombası olacak çünkü.
Because best case scenario, Iran has a bomb in ten years.
10 gün içinde iletişim kurduğu kişileri ve gittiği yerleri doğrulamam gerek.
I need to confirm her contacts and travel for the 10 days prior.
10 günde 5 kez.
Five times in ten days.
Ofisim buradan 10 dakika uzakta.
My office is ten minutes from here.
Aradan neredeyse 10 yıl geçti ama hala oradayız. Amerikalı askerler hala ölüyor.
Well, now it's almost ten years later, and we are still there, and American soldiers are still dying.
- 10 dakikalığına.
- It was for ten minutes. - Mm-hmm.
O biri Savunma Bakanlığı, NSA veya Dar Adal'sa 10 federal kanunu çiğniyor demektir.
And if this somebody is DOD or NSA or Dar Adal, he's breaking about ten federal laws.
Güven ortamı yaratmak ve mahkûmunu tanımak işkenceye oranla 10 kat daha etkilidir ama biz birbirimizi tanıdığımıza göre, başka ne seçeneğim var?
Establishing trust, getting to know your prisoner is 10 times more effective than torture. But, since we know each other already, what choice do I have?
O biri savunma bakanlığı, NSA veya Dar Adal'sa 10 federal kanunu çiğniyor demektir.
And if this somebody is DoD or NSA or Dar Adal, - he's breaking about 10 federal laws. - I'm aware.
9. ya da 10. boşlukta.
9th, maybe 10th interspace.
Düşünebiliyor musun? Biftekli sandviç ve yüz dansı için 10.99 dolar.
I mean, $ 10.99 for a steak sandwich and a face dance?
- On gün içerisinde dünyanın sonu gelmezse, hepsi evlerine dönecekler ve doğru olmayan başka bir şey bulacaklar.
Well, in 10 days when the world doesn't end, they're all gonna go home and they're gonna find something else that's not true.
Sonra 10 yaşıma geldiğimde, annem ve babam gerçek babamın kim olduğunu bilmeme karar verdiler, biyolojik babamın.
Then, when I was 10, he and my mom decided that I should know about my real father, my biological father.
Sonraki 10 senemi benimle alakası olmayan birini aramakla geçirdim.
I spent the next 10 years of my life knocking on some asshole's fucking door who wanted nothing to do with me.
10.000 dolardan fazlasıyla ülke dışına çıkması yasaktır.
It's illegal to travel out of the country with more than 10 grand.
Ama o askerler adaya ayak basar basmaz on adamdan dokuzu kaçacak.
But as soon as those soldiers hit the beach, nine in 10 of ours will flee.
10 dakika evvel Başkan ile görüştüm.
I'm speaking with the president in ten minutes.
Şemaları bulup çıkarmak 10 dakika sürer.
It should take me ten minutes to retrieve the schematics.
10 saniyen var.
You've got ten seconds.
Saat 10.30.
It's 10 : 30!
10 yıl boyunca güvendeydi.
His memory was...
1000 97
10 numara 20
10 dakika 52
10 00 22
100 dolar 74
1000 dolar 33
10 dolar 80
10 saniye 69
10 yıl önce 37
10 bin dolar 21
10 numara 20
10 dakika 52
10 00 22
100 dolar 74
1000 dolar 33
10 dolar 80
10 saniye 69
10 yıl önce 37
10 bin dolar 21