Abartmayın traducir inglés
171 traducción paralela
Abartmayın, önemli bir şey değildi.
ll exaggère, je nai pas fait grand-chose.
Yapmayın, Sayın Yargıç abartmayın.
Oh, come, my High Justice, don't exaggerate.
Abartmayın lütfen.
Don't overdo it.
Fazla abartmayın, tamam mı kızlar?
Now, don't make a tribal ceremony out of it, girls.
- Abartmayın.
- Don't exaggerate
Abartmayın.
Exaggerated.
Abartmayın Komutan.
Do not overdo it.
Çok da güzel değilim, abartmayın.
- Pretty, you're exaggerating!
Abartmayın, bayım.
Do you not exaggerate, sir?
Abartmayın ama herhangi bir şekilde zayıf düştüğünü görürseniz bir şey isteyin, ona istendiğini ve önemli olduğunu hissettirin.
Now, don't overdo it but if you see that he's weakening in any way at all, ask for something. Make him feel wanted and important.
Onlara beni anlatırken çok abartmayın lütfen.
When you tell them about me, don't build me up too much.
- Abartmayın.
- Now, don't exaggerate.
Abartmayın.
Don't exaggerate.
Lütfen abartmayın.
Please don't exaggerate.
Abartmayın!
Let go of me
Abartmayın Sayın Başkan.
Don't exaggerate, Mayor.
- Abartmayın.
please. - Don't overdo it!
Bu sadece bir oyun. Abartmayın...
Tell yourself it's just a game... a dramatization.
Kung Fu'un çok hızlı gelişiyor O yaşlı kirbiyi yenebildin usta lütfen çok abartmayın!
Your kung fu has progressed quickly you've beaten old hedgehog
Abartmayın canım.
Don't go overboard now.
- Bunu abartmayın.
Don't overdo it.
Abartmayın!
Don't exaggerate!
Lütfen, lütfen, fazla abartmayın.
Please, please, don't make a fuss.
Olayı fazla abartmayın çocuklar, tamam mı?
Let's not get carried away guys, all right?
Abartmayın yeter.
Just don't overdo it.
- Allah aşkına abartmayın.
- Oh, for God sakes.
- Abartmayın ama. Hayır.
- Oh, come on, you guys.
Abartmayın lütfen.
Don't make such a fuss.
Ama abartmayın.
But, don't overdo it.
Ailesine hoşçakal derken bunu yine çok fazla abartmayın.
When you say goodbye to the parents, again don't overdo it.
Hey, Mano konusunu abartmayın adamım.
Hey, take it easy on Mano, homes.
Abartmayın,..
It's hype, you know.
Abartmayın.
Don't overdo it.
Sadece, çapkınlığı abartmayın.
Just, you know, keep the lewdness to a minimum.
- Abartmayın.
- It's not so bad.
Haydi o kadar abartmayın.
Give me a fucking break.
Abartmayın. orada olduğum zaman boyunca Miriam'ı düşündüm. Bunun çok yardımı oldu.
I thought about Miriam the whole time and that made it easier for me.
Abartmayın doktor yada Peder Perez buraya Vali olmazdı.
Don't exaggerate doctor... or father Perez here would be governor.
Ama abartmayın, sade olun.
Keep it simple.
- Ayağım orada olmamalıydı. - Tamam, abartmayın.
- He didn't move his foot.
Abartmayın!
Not that long!
Fazla abartmayın.
Just don't overdo it.
Reese sadece bir güreş maçını kaybetti, abartmayın.
Well, that's enough. Reese lost a battle, there is no problem.
- Abartmayın.
- Don't exaggerate.
- Abartmayın!
Don't overdo it
İçmesine için ama abartmayın.
Drink, if you want to, but not too much.
Abartmayın sadece iki adam bize ne kadar sorun çıkarabilir ki?
No biggie. lt's just two guys.
Abartmayın mı dediydin?
No biggie, right?
Abartmayın.
Don't go too far.
- Abartmayı bırakın.
Stop exaggerating.
Abartmayı pek sevmem ama... Barış Muhafızlarının geleceği sana bağlı.
I'm not given to exaggeration, but... the future of Peacekeeper survival depends on you.