Accounts traducir inglés
4,436 traducción paralela
Bazı fonların sakladım, bazı hesapların yönünü değiştirdim.
I socked away a few funds, diverted some accounts.
ADP'nin uzak duracağını sayarsak 15 hesap kaybedildi. İlk üçü ana faturlandırmamızın yüzde 68'ini oluşturuyordu.
Then assuming ADP stays out... 15 accounts lost, the top three of which represent 68 % of our core billing.
Cehennem kısmı doğru, oynadığı kumarın parasını ödesin diye sürekli zenginleri oyuna getirmeye çalışıyor. Hastalığı bu işte.
I mean, the "hell" part's right, which accounts for her constant scheming... always trying to find the next pair of deep pockets to pay for her, you know... her sickness.
Evinizden, arabanızdan, birikmiş paranızdan, yatırımlarınızdan bahsediyorum. Böylece birçok doktorun yolundan gidersiniz.
I'm talking your house, your cars, any savings accounts, investments, so that if you do go the way of most doctors...
Bana hesabı mı göstermek istiyorsun?
You want to show me the accounts...
Ajan Keen, altı büyük veri firmasındaki çalışanların hesaplarındaki düzensizliklere bakmamı istedi.
Keen asked me to look for irregularities in the accounts of employees at data firms. I found several, but this was especially odd.
Tüm banka hesaplarını kuruttum, yavşak.
I just drained every one of your bank accounts, asshole.
Banka hesapları, faturalar...
Bank accounts, invoices...
Dairen, hesapların ve böbreğin iki ayı karşıladı.
Your apartment and accounts... and the kidney paid for 2 months.
Ted lisedeyken kimlik hırsızlığı, kredi kartı ve banka hesabı gaspı gibi şeylere bulaştı.
When Ted was in high school, he got into identity theft... hijacking credit cards, bank accounts, stuff like that.
Thomas'la bir kez buluşmuştum ama söylentiye göre takdire şayan biriymiş.
I only met Thomas once, but, by all accounts, he was a very admirable man.
Kraliyet Piyadelerinin ilk elden belgelerine göre
Based on the first hand accounts of the Royal Fusiliers
En önemli müşterilerimizden biri?
One of our biggest accounts?
- Söylentilere göre içi öfke dolu genç bir adammış.
A young man with a lot of anger in him, - by all accounts.
- Söylentilere göre garip bir tip.
By all accounts, a bit of a queer fish.
Onun görüntünde, bunun gibi bir resimden esinlenildi, 17. yüzyılda Hollandalı sanatçı, Roelandt Savery tarafından yapılmış. Ama o, yaşayan bir dodo görmemişti... ve denizciler tarafından anlatılanları hayali olarak resmetmişti.
Its image was influenced by pictures like this one, painted by a 17th century Dutch artist, Roelandt Savery, but he had never seen a living dodo and based his image on accounts by seafarers.
Aile varlıkları, bir dizi kırsal ve kentsel taşınmaz ile emanet hesaplarını ve çeşitli kurulların onur üyeliklerini ve Ballarat Göçmen Hastanesinin yönetimini içeriyor, doğru mu?
Family assets include a number of properties, rural and metropolitan, trust accounts, honorary membership on a number of boards and the management of the Ballarat Repatriation Hospital, is that correct?
Herkesin dediğine göre açlıktan ölüyormuşsun.
But you were starved, by all accounts.
- Hem de karıştırıp bıraktığınız hesapları düzenledim.
And I've sorted out the mess you left the accounts in. No.
Hesaplarla ilgili vıdı vıdı edecekler.
They'll be making a fuss about the accounts.
Seyahat kayıtlarına, banka hesaplarına,.. ... havaalanı yüz tanıma sistemlerine baktım ama İbrahim'e ya da bilinen takma adlarına rastlamadım.
So far, I've run travel records, bank accounts airport facial recognition records, but I couldn't find anything that links to Ibrahim or any of his known aliases.
Evet, takma adlar, offshore hesaplar ve paravan şirketler kullanmış ama evet tüm para ona gelmiş.
Yeah, he used aliases and offshore bank accounts, shell companies, but yeah, all of the money came to him.
Banka hesapları da öyle.
Same with his bank accounts.
Jason'un bana dediklerine göre eskiden onun e-maillerine bakarmış, telefonundaki mesajlarını kontrol ediyormuş ve bu yüzden de hep yeni hesaplar açmak zorunda kalıyormuş.
He told me that she used to check his emails and that she would check his phone messages, and he had to get whole new accounts.
Denek bütün adımlarda negatif test sonucu verdi.
The subject has tested negative on all accounts.
Bütün hesaplar mühürlendi, Beşli Konsey dışında kimsenin giriş izni yok.
The accounts are sealed there, and no one is allowed to see them besides the Core Five.
Onların bizim sırrımızı öğrenmelerinin tek yolu bizden birinin onlara söylemiş olmasıdır.
The only way they could find our secret accounts is if one of us told them.
Bu dosyalar bize büyük fonlar ve özel hesaplar üzerinde bankanın oynamalar yaptığını gösteriyor.
These files show that huge funds have been diverted out of the banks and into what I believe are private accounts.
Rush Clovis ile birlikte, bu gizli hesapları ortaya çıkartmak için çalışın.
Work closely with Rush Clovis and find and expose these secret accounts.
Sana ihtiyacın olan gizli hesapların yerini verebilirim ve sende senatoya bunu gösterebilirsin.
I can give you the location of the secret accounts you are searching for so you can plead your case to the Senate.
Hesapların yeri bu diskin içinde.
The location of the accounts are on this disk.
Bankacılık klanının başkanları tutuklandı ve Muun hükümeti hesapları ele geçirdi.
The Muun government has seized the accounts and arrested the heads of the Banking Clan.
Borcun makul bir kısmı geri ödenene kadar tüm hesapları dondurmak durumundayım.
I must insist all accounts suspended... until debts are reasonably repaid.
Tüm hesapları kapatmışsınız.
You closed out all of the accounts.
Uyuşturucu parasının Future Forward hesaplarının üzerinden aklanıyormuş.
It would appear as if drug money were being funneled into Future Forward's accounts.
İtiraflardan öğrendiğimiz her şeyden çok daha doğru ve inanılır.
All of our images and accounts come from confessions, some... rather more believable than others.
Yalnızca düşmanın niyetini tahmin eden çelişkili hesaplardan bıktım.
I grow weary of contradictory accounts that merely guess at the intent of the enemy.
Gerçi başkalarının da görüşlerini duymayı yeğlerim.
Though I do prefer to compare multiple accounts.
İşçi sendikasının bürokratın söylenene göre mutlu bir evliliği vardı. Ilıman ve hoş...
The Department of Labor bureaucrat was happily married, by all accounts mild and pleasant.
Bütün hesapları hedefliyorum, evlât.
Oh, I aim to settle all accounts, boy.
Kasılma spazmları var sonra kontrol edilemez salyayla birlikte delirme başlıyor ki bu da ağzın köpürmesine sebep olur. Hepimiz hastalıkla birleşiriz.
There are convulsions, spasms, then the madness sets in, along with uncontrollable salivation, which accounts for the foaming a the mouth we all associate with the disease.
- Banka hesapları ile ilgili bir şeydi.
Something to do with bank accounts.
- Banka hesabı mı?
Bank accounts?
İsviçre banka hesapları, gizli para transferleri uluslararası entrikalar resmen yeniden yazılmış.
Swiss bank accounts, secret money transfers, it's got international intrigue written all over it.
Banka hesaplarımıza bak.
Look at our bank accounts.
Emaillerinizin altını üstüne getirmiş. Ağzınızdan laf almaya çalışarak ya da polis hesaplarınıza girerek benim de bir şeyler bulmamı istiyor.
He's been rifling through your private emails and he wants me to find something your police accounts or by talking to you.
Önemli hesaplarını kaybetmiş ve neredeyse sırra kadem basmış.
Lost the big accounts and pretty much dropped out of sight.
90'ların başında McLane tarafından açılan büyük mevduat hesaplarını araştırın.
You're looking for major deposits in new accounts established by McLane in the early'90s.
Hanlon Dijital'e ait şirket hesaplarını ve kredi kartı ekstrelerini inceliyorum.
Trying corporate accounts, Hanlon Digital, business credit card statements.
Banka hesapları?
- Bank accounts?
Hesabımı değiştirmek zorunda kaldım.
No, she, um... I had to change my accounts.