English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ A ] / Advantage

Advantage traducir inglés

7,415 traducción paralela
Zaten balistik üstünlüğe göre konumlanmış durumdasınız.
You guys are already zeroed for ballistic advantage.
... avantaj.
... advantage.
Bu da bir avantaj, denizciler amirallerine güvenmek zorunda.
But that is an advantage, sailors have to trust their admiral.
Bu bizim avantajımıza.
That's to our advantage.
- Bu akıntı avantajımıza olabilir.
- The tide could be in our advantage.
Douglas'ın Daniel'a karşı en büyük avantajı gerçekten var olması.
Well, Douglas has one great advantage over Daniel which is that he actually exists.
İnsanları istismar ettim.
I've taken advantage.
Ricardo'nun en mükemmel fikri, mukayeseli üstünlük teorisiydi.
So Ricardo's most famous idea was his theory of comparative advantage.
Her ulus mal üretiminde uzmanlaşırsa, üretimde maliyet üstünlüğü kuracağına inanıyordu. Ve böylece, uluslararası ticaret en verimli dönemini yaşamış olurdu.
He believed that if every nation specialized in the production of the goods it had a cost advantage in producing then trade between nations would be at it's most efficient.
Fakat artık maliyet üstünlükleri olduğunu sanmıyorum.
But I don't think they have a cost advantage anymore.
Ajanların avantajları vücutları değildir, John Smith.
An Agent's advantage is not his body, John Smith.
Burada avantaj bizde.
We got the advantage here.
Kimsenin bu ittifaktan haberi yok, bu avantajımızı korumalıyız.
Nobody knows about this alliance, we have to protect that advantage.
Burada bir azınlık çocuğundan faydalanmaktan bahsediyoruz...
Talk about taking advantage of a little kid who's a member of a minority group.
Drakan, Dina ve Nico'nun ölü olduğunu ve cadının da ölümünün yakın olduğunu düşündüğü sürece avantaj bizde.
As long as Drakan thinks Dina and Nico are dead - - And the shame near death, we have an advantage.
Oh, biri bana yardım etsin, kötü bir kurt adam tarafından tecavüze uğradım.
Oh, someone help me, I've been taken advantage of by the big bad wolfman.
Senden faydalandığını düşünmüyor musun?
Don't you kind of feel like he's taking advantage of you or something?
Sadece kimsenin ondan faydalanmaya çalışmadığından emin olmak istiyoruz.
We just want to make sure that no one is taking advantage of her.
"Faydalanmak" derken neyi kastediyorsun?
What do you mean by "taking advantage of?"
Yalnız bir manyak olmanın avantajı da bu.
That's the advantage of being a lone maniac.
Bu çöpçüler ve hırsızlar, şehrin kırılganlığından yararlanmak için Karantina Bölgesi'ne sızdı.
These scavengers and petty thieves snuck into the Quarantine Zone to take advantage of the city's vulnerability.
Burada bir avantajım olmalı.
I should have an advantage here.
Henüz değil. Bu konuda olduğu gibi her anlaşmazlıkta, stratejik bir avantaj sağlamalıyız.
But as is the case with any conflict, we do need a strategic advantage.
Bu hızlı yolculuktan yararlanın.
Take advantage of this quick trip!
Ev sahibi avantajı.
Home-court advantage.
Senin benden faydalanman ile ilgisi var...
It has to do with you continuing to take advantage of me.
İnsanları suistimal ediyorsun.
You... you take advantage of people.
Senin dezavantajlı olman, kaybetmek istemediğim bir avantaj.
Keepin'you at a disadvantage, is a advantage I intend to keep.
Neyse rahatını bozmak istemem.
Anyway I don't want to take advantage of you so...
İşin için ondan yararlanıyorsun ayrıca peşinden koşturuyorsun.
You kind of take advantage of him with the business, plus you cock-tease him.
Ben olsam bundan yararlanırdım.
I'd take advantage of that shit.
Hepsi bunu avantaj olarak kullanacak.
They will all seek to take advantage of it.
Sayısal üstünlüğümüz göz önüne alındığında bu ihtimali göz ardı edecek kadar kafan basar.
Seeing our obvious advantage in strength of numbers, you're wise enough to forgo that option.
Avantajlı taraf biziz, bunun farkındayım.
I know we have the advantage here.
Arkadaşız diye benden faydalanmaya çalışma.
Don't be taking advantage of me because we're friends.
Benim partim de bu işteyse ahlaki bir avantajı yok bunun.
There's no moral advantage to my party if my party are also involved.
Şu berbat durumda bile çıkar peşindeler.
They're taking advantage of them.
Her biri, bir diğerine avantaj olacak.
Each move works to advantage the other.
"Size karşı en büyük avantajımız bu. Siz ölümden korkuyorsunuz, bizse korkmuyoruz."
"Our great advantage over you, that you are afraid of death and we are not."
Avantaj, Zerkavi'nin adamlarındaydı.
- Who is shooting? WARE [narrating] : Zarqawi's men had the advantage.
Akrabalığımız başladığı anda avantajlar hep ondan yanaydı!
Where one starts a relationship only for his advantage!
Flint nasıl olduysa artık tam da durması gereken yeri biliyormuş.
Somehow Flint knew exactly where to sit to take advantage.
Bu adam üzerinde uzanma avantajın var ama o bir güreşçi, yani onu ayakta tut ve ayaklarını yor. Tamam mı?
You've got a reach advantage over this next guy, but he's a wrestler, so make him stand, and wear him out on his feet, okay?
Önceleri kadından faydalanıyorlar diye düşündüm,... sonra öğrendim ki,... kadın kendi isteğiyle yapıyormuş.
I would say they were taking advantage of her, but I found out she willingly went through it.
Durumu kendi lehine çevirmek için, bunu sen bile yapmış olabilirsin.
I have half a mind to wonder if you didn't orchestrate this whole thing to your advantage.
Haksız avantaj!
Unfair advantage!
Ancak üstün kaynaklarımız, fiyakalı avukatlarımızla Pied Piper'a karşı avantajın bizde olduğunu hissediyorum.
But with our superior resources, top litigators, we feel this gives us the advantage over Pied Piper.
- Senden faydalandım.
I took advantage.
Vazektomi uygulanan erkekler avantajlıdır
Men who get vasectomy have advantage.
- Eski kocanın sülalesinin atalarımın misafirperverliğinden yararlanarak onları uykularında öldürdüğünü bilmelisin!
You should know that his clan took advantage of the gift of hospitality and murdered my ancestors while they slept.
Elindeki güçle başkalarına eziyet eden birine.
A man who took advantage of his power to hurt others.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]