Alâka traducir inglés
67 traducción paralela
Öncelikle yaygın alâka.
General interest first.
- Castro ne alâka?
What about Castro?
Bilakis, benim beklentim, ülkenin uçsuz bucaksız uranyum yataklarını boşaltmak için üçkağıt çevirmeye çalışan düzenbazlar çetesine daha büyük alâka göstermeleri yönünde.
On the contrary, I expect them to show considerable interest in a gang of crooks who are trying to swindle the country out of vast uranium deposits.
Ne alâka? Böyle bir şey söylemedim.
Well, that's not what I'm saying.
Bu yüzden mi sarı yıldız takmak zorundalar? Ya ne alâka!
Is that why they have to wear yellow stars?
Seninle alâka ilginç bir şey bilmiyorum.
I don't have any real interest in you or anything.
Neuville, ne alâka peki?
How come Neuville?
Bekleme odası kuralı ne alâka?
What's with your waiting room policy?
Verdi çünkü ona alâka duyduğundan bahsettim.
Only because I told her of your affections.
Su ne alâka?
What's with you and the water?
Benim yerime bebek istemeleri ne alâka?
Why the deuce would they want to replace me?
Ne alâka...
What the...? Agh!
Ve aynı şekilde alâka görmek istiyoruz.
And we wanna be treated the same.
Ne alâka?
What's that about?
Asıl önemli olan, onlarla paylaştığın hoş vakit ve gösterdiğin alâka.
It is the time with them that really means something.
Stereo da öyle. İşte sana alâka.
There's your relation, all right?
Hem bu Phillip denen adam ne alâka?
And what is with this Phillip guy?
Tanrım, ahbap. Not ne alâka?
Jesus, man, what's with the note?
Şey, çocuklar, herkesin kulağındaki mikrofon-kulaklık takımı ne alâka, değil mi?
So, you guys, what's the deal with those hands-free headsets that everybody's wearing in their ears, right?
Balon ne alâka?
What's with the balloon?
Ne alâka?
Why would I love that?
- Balık ne alâka, Bret?
- What's with the fish, Bret?
Alâka?
Relevance?
- Sakat örneği ne alâka?
- What's the handicapped reference?
Riggs ve Dede Chase, alâka ne? Madeline Briggs, eyaletler arası insan ticareti yapan bir çetenin tuzağına düşer.
Lack of hemorrhagic tissue suggests decapitation was postmortem.
Renkli cam ne alâka?
What's with the tinted windows?
- Şapka ne alâka?
- What's with the hat?
Karavan ne alâka?
What's with the ride?
Şunun bir kısmını anladım. Şurada ise Takiyon betimlenmiş. Ama bir alâka kuramadım.
I grasp portions of it tachyons are depicted here, but I fail to see their relevance.
Ne alâka?
Relevance?
İlgi alâka göstereceksin.
You're gonna get involved...
Maaşlarınız benim vergilerimle ödeniyor ve ben de biraz alâka bekliyorum.
Now, my taxes pay your salary, and I expect some attention, too.
Tamam o zaman Keeley ne alâka?
But why Keeley?
Bu hediyeler ne alâka?
Why did you offer those gifts?
Alâka nedir acaba?
Which is relevant how?
McGarrett'in babası ne alâka peki?
And how does McGarrett's father come into play?
- Vücut dilin, alâka var diyor.
Oh, no, your-your body language says it does.
İlgi,... alâka, arkadaşlık.
Interest, concern, friendship.
Kiralık Kasa Numarası 120. İşte bu. 342 00 : 16 : 29,035 - - 00 : 16 : 31,129 Ne alâka?
Safe deposit box 120.
Eski mahallesine alâka.
Lots of money.
"... ihtiyacı olan alâka gösterilmedi. "
Joe could not be given the necessary care.
Mary Margaret ne alâka ki tüm bunlarla?
What's Mary Margaret got to do with any of this?
Bu da demektir ki, Belediye olan tüm alâka, tamamen tesadüf.
Which means, any connection to the City Hall is entirely coincidental.
- Çocuk bezi ne alâka?
Er, it's wearing a nappy?
- Bu keçi ne alâka şimdi?
What's with the goat?
Ceket ne alâka?
What's with the jacket?
- Ne alâka şimdi. Neden sordun?
Non sequitur.
Bay Andrews'in burada nasıl bir alâka kurduğunu anlamadım.
I'm not quite sure what Mr. Andrews finds relevant here.
Bu işi nihayete erdirmeye niyetliysek, ilgi ve alâka ile yaklaşmalıyız.
If we are to be successful, this will need to be handled with tact and respect.
Ne alâka şimdi?
- This makes no sense!
- Yaptığımız şeyin ortaya çıkmasını engellemek için ama gerçekten endişelenecek hiçbir şey yok. - Ne alâka?
- And why?