English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ A ] / Anladığım kadarıyla

Anladığım kadarıyla traducir inglés

4,044 traducción paralela
Anladığım kadarıyla Lomotil, yan etki olmaksızın esas enfeksiyonun belirtilerini taklit ediyor, doğru mu?
I understand Imotil mimics the symptoms of the original infection without causing the ill effects, is that right?
Günün bu geç saati için özür dilerim, Bayan Cooper anladığım kadarıyla Andrew'ün difteri-boğmaca-tetanoz aşısı gecikmiş...
I apologise for the lateness of the hour, Mrs Cooper. I understand Andrew is late for his diphtheria-pertussis shot...
Anladığım kadarıyla, adını vermeyen biri ile görüşmüş.
As I understand it, she spoke to an unnamed source.
Anladığım kadarıyla bu akşam daha önce de Bayan Ashby'e saldırmış.
I understand he attacked Miss Ashby earlier in the afternoon.
Anladığım kadarıyla Arthur adlı bir adam arkadaki bungalovu kiralamış.
I understand a man named Arthur rents the bungalow at the back.
Anladığım kadarıyla, not yükseltme kompozisyonları öznel oluyor ama eğer eve, Sam'in notunu yükseltmeye doğru çalışabileceği bir ölçüt listesiyle birlikte gidebilirsem harika olur.
I understand that grading essays is subjective, but if I can go home with a list of criteria that Sam could work towards to raise her grade, that would be great.
Anladığım kadarıyla bana güvenmiyorsunuz.
I understand that you don't trust me.
Anladığım kadarıyla bu konuda formdan düşmemişsin.
Well, it's not like you lost your touch.
Sesinden anladığım kadarıyla sana gaz veriyorlar, değil mi?
Well, by the sound of you, they're giving you gas, are they?
Anladığım kadarıyla seni aramasının bir kaydı varmış.
I understand there is a recording of a call she made to you.
Anladığım kadarıyla, burada bir yangına maruz kalmış.
Cos he'd been in a fire. Here, I understand.
Svend Age? Anladığım kadarıyla seçim klibiniz hazır değilmiş.
Svend Age, I've understood that your election slot isn't quite finished yet.
Anladığım kadarıyla eğer Ajan Booth Dr. Sweets'i yanında getirmeseydi ve Alex'in kafasını çarptığını görmeselerdi biz bu adamı hiç yakalayamazdık.
Well, as I understand it, if Agent Booth hadn't brought Dr. Sweets along and they hadn't seen Alex Garcia get clunked on the head, then we never would've caught the guy.
Sakladığı bilgisayarla beraber valizin içindeydi ya da beraber saklamıştınız, anladığım kadarıyla.
It was in the duffel bag with the computer she was hiding, or you were both hiding as far as I know.
Anladığım kadarıyla şu an özel bir klinikte.
She's in some sort of clinic, I understand.
Anladığım kadarıyla profesör Coke Norris'in öldüğü gece yapılan toplantıda satış resmiyet kazandı.
The sale was formally approved, I understand, at a meeting the evening Professor Coke Norris died.
Anladığım kadarıyla işe bu bisikleti araştırarak başlayacaksın.
You're giving primary consideration to this bicycle, I take it.
Kimleydi bilmiyorum. Ama anladığım kadarıyla kıskanç biriydi. Ve Olive'den yaşça büyüktü.
With whom I don't know, but from what I could glean, he sounded the jealous type.
Anladığım kadarıyla kazandığın paraya kanıt olarak el koyuldu.
I understand your winnings are tied up as evidence.
Anladığım kadarıyla siz bir iş adamısınız Bay Santiago.
But seeing that you are a business man, Mr. Santiago.
Oldukça iyiyim, Bay Mathis, anladığım kadarıyla tıpkı sizin gibi.
Quite well, Mr. Mathis, as do you, I understand.
Anladığım kadarıyla Grayson'lar fakirliğe giden yolda ilerliyorlar, öyle mi?
So I take it the Graysons are well on the road towards poverty?
Anladığım kadarıyla Bay Renkin tebligat için gelmiş.
I take it Mr. Renkin has come a-courting?
İfadenden anladığım kadarıyla, bunu sana anlatmamış.
Judging from your expression, she hasn't told you about that.
Anladığım kadarıyla bu gece bir şakalaşma ateşkesi olacak.
I understand there's gonna be a bit of a joke truce tonight.
Anladığım kadarıyla Ping diye bir adamla beraber Çin Seddi'nde tandem bisikleti turundalar.
From what I can tell, she's on a tandem bike tour of the Great Wall of China with some guy named Ping.
Anladığım kadarıyla toz olmamı istiyorsun.
And I'll take that to mean you'd like me to shove off.
Anladığım kadarıyla dün gece barda su içmişsiniz.
I understand that last night at the bar you were drinking water?
Anladığım kadarıyla, beş dakikada bir, bir hemşire gelip seni uyandıracak ve iyi olup olmadığını soracak.
From what I can tell, it means a nurse will come in here every five minutes, wake you up, and ask if you're resting okay.
Anladığım kadarıyla kendinizi iyi hissetmiyorsunuz.
I understand that you're not feeling well.
Anladığım kadarıyla hala emirlere uyuyor, değil mi?
I got to figure he's still following orders, right?
Anladığım kadarıyla sen bir çeşit... uğursun.
Far as I can determine, you're a sort of... mascot.
Anladığım kadarıyla, hayatında sadece bir kişiye aşık olmuş. O da cinayete kurban gitmiş.
He's only loved one person in his life, as far as I can tell, and she was murdered.
Anladığım kadarıyla çamur banyosundaki kadınlar Justin Wade'in oradan çıktığını iddia etmiş?
I understand our women in the mud bath claim that Justin Wade exited the mud?
Anladığım kadarıyla bu Belém'den beri böyle.
It's all been since Belem.
Anladığım kadarıyla Jackson adını kullanıyor.
He lives beneath the name Jackson, I understand.
Bu kayıttakiler Grace'in babasını itirafı oluyor anladığım kadarıyla.
That's Grace's dad's confession on tape, as far as I'm concerned.
Anladığım kadarıyla bu kurumun yöneticisi olarak yüksek mevkilerdeki belirli insanlara hizmet etme ayrıcalığına sahip olmuşsunuz.
I understand, in your capacity as director of this institution, that you've had the privilege of serving as an alienist To certain individuals of high renown.
Anladığım kadarıyla evet.
Yes, that is my understanding.
Anladığım kadarıyla Sammy kızın nefesini kesmiş.
From what I understand, Sammy took that bird's breath away.
- Anladığım kadarıyla geleneksel değil.
I understand he's not exactly traditional.
anladığım kadarıyla sadece 911 arayarak ve yoluna devam ederek daha iyi hizmet edebilirdi..
And it is hard for this commissioner to understand how our city would have been better served had he simply called 911 and moved on.
Bu mesajlardan anladığım kadarıyla Janet'in kocası kadına şiddet uyguluyormuş.
SHARON : These text messages make it sound like Janet's husband was physically abusing her and that she sought safety with the brother.
Anladığım kadarıyla Kim'le Donna sevgili ve Donna, Lacey'nin Kim'e makyaj yapmasından dolayı kıskançlık yaşıyor.
Sounds to me like Kim and Donna are in a relationship and Donna is experiencing jealousy over Lacey giving Kim a makeover.
- Anladığım kadarıyla bir özel ekip oluşturulacakmış.
I understand a task force is imminent.
Harvey, seni Nick'le tanıştırırdım ama anladığım kadarıyla tanığı kurcalamak için gittiğinde ikiniz tanıştınız.
Harvey, I'd introduce you to Nick, but I understand you two already met when you witness-tampered.
- Anladığım kadarıyla çalışanların kiminle arkadaşlık edeceği konusunda son sözü söyleme hakkı var.
- What? - I understand that he has final say on who his employees fraternize with.
Anladığım kadarıyla dışarıda Optimus Prime'la meşgul olmuşsun.
I understand that you engaged Optimus Prime in the field.
Anladığımız kadarıyla sessizce yokluk içinde yaşıyormuş. Ama kimleri tanıyor?
And more importantly, who might have a motive strong enough to want to hurt her so badly?
Bayan Paralti anladığımız kadarıyla Eric Vaughn ile kişisel bir çatışmanız varmış.
Ms. Paralti, we understand that you and Eric Vaughn had a personal falling out.
Anladığımız kadarıyla, şehirde gerçekleşen bir kaza olmuş- -
So we gather that you believe that there was an incident that occurred in the city- -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]