Anything traducir inglés
262,524 traducción paralela
Ama anlam veremiyorum çünkü kimse bu konu hakkında konuşmuyor.
But I don't understand it, because no-one's saying anything.
Başka bir şey ister misiniz?
Can I get you anything else?
Kimseye göre plan yapmak zorunda değilim.
I didn't have to plan anything or run it by anyone.
Tartışacak pek bir şey de yok zaten.
Not that there's anything to discuss.
O dediğin, her konu için geçerli.
Well, you could say that about anything.
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştı.
It's never done anything like that before.
Var mı bir şey?
Anything?
- Var mı gelişme?
Anything?
Tamir etmek için hiçbir şey denedin mi?
Have you tried anything to fix it?
- Yiyeceğiniz var mıydı?
Did you have anything to eat? Uh, chips.
- Peki içecek?
Anything to drink?
Buna boxer, slip, tanga, g-string veya etli kalçalarına dikkat çeken diğer her şey dahildir.
This includes boxers, briefs, thongs, G-strings or anything else that calls attention to his pasty little thighs.
İstediğim şey, her şeyden çok dünyayı daha iyi bir şekilde bıraktığımı hissetmek.
What I want, more than anything, is to feel like I left the world a better place.
Bir daha hiçbir şeye bakamayacağım.
I can't look at anything... ever again.
Lütfen, ne istersen yaparım.
Please, I'll do anything.
Yani artık bu her neyse ve aslında henüz elle tutulur bir şey yok ama pişmanlık hissetmeni gerektirecek bir şey değil.
Well, whatever this is... and, actually, it's not anything yet... it is absolutely nothing to feel guilty about.
İnandığım bir şey var mı hatta emin değilim.
I'm not sure I believe anything.
Ne bulursan al!
Anything you can find!
Gezegenlerini korumak için her şeyi yapacaklar.
They'll do anything to defend their home planet.
Başka?
Anything else?
Yani onun iyi olmasını her şeyden çok istiyorsun?
So, more than anything, you want her to be good?
Fakat yıldızları yakmakla meşgul olduğundan bir şey görebildiğini sanmıyorum.
But he was too busy burning them. I don't think she ever saw anything.
Aptal küçük arkadaşına hiçbir şey yapmadım.
I haven't done anything to his silly little friend.
Her şeyi bir kere denemek lazım.
I'll try anything once.
Söylememiz gereken son bir şeyler varsa...
So, if there's anything we ought to be saying...
Aklıma bir şey gelmiyor, senin?
I can't think of anything, can you?
Ben pilotum, her şeyi uçurabilirim.
I'm the pilot. I can fly anything!
İzlenmeye değer bir şey yapmıyor.
He ain't doing anything worth watching.
Tetikçi hakkında bir şeyler var mı?
That say anything about leads on the shooter?
Bir şey var mı?
Anything?
Burada kimselerin etrafta bir şeyler yapmadığı bir beyin olmalı.
There's gotta be another brain no one's doing anything with around here.
Bize söylemek istediğin bir şey aklına gelirse lütfen ara.
If you think of anything else you want to tell us, please call.
Şirin'e hiçbir şey söylemiyorum.
I don't tell her anything.
Ben not falan göremiyorum da.
I don't see a note or anything.
Ona hiçbir şey söylemeyeceğim dedim.
I told him I wouldn't say anything.
Janine, sakın. Ne gerekiyorsa yaparım senin için.
Anything for you.
Yerinizde olsam bir şey yapmazdım.
I wouldn't try anything if I were you.
Uzun süre geçerli kalması çok zor.
I mean, hardly anything stays hot that long.
Bunun hiçbir şeyi daha iyi hale getirmeyeceğini biliyorum.
Look, I know this isn't gonna make anything any better.
Herhangi bir şeyin beni korkuttuğunu mu sanıyorsun?
Do you think anything frightens me?
- Yapabileceğim bir şey var mı?
Anything I can do?
Ben bir şey görmedim.
I didn't see anything.
Seni boğacak hâlim yok.
I'm not gonna drown you or anything.
Şirin benimle iş yapmanı istemedi mi?
Thought Smurf didn't want you doing anything with me?
Önemli olan budur ; zorundaysak her şeye katlanabileceğimiz.
That's the part that matters... How we can bear anything if we have to.
- Mesela aklına gelen herhangi bir şeyi.
Like anything that came into his head.
Şirin bir yere gitmiş Nicky'ye de bir şey söylememesini söyledim.
I mean, Smurf's gone somewhere, and I'll tell Nicky not to say anything.
Bundan sonra kendi başıma bir şey yapma şansım olmadığını düşündüm.
After that, I didn't think I'd have a shot at anything on my own again, and...
O bir işe yaradı mı?
Did that do anything?
Benim yapmayacağım işlere kalkışmayın.
Don't do anything I wouldn't do.
- Size bir şey getireyim mi?
Can I get you anything? No.