Arılar traducir inglés
2,760 traducción paralela
Erkek arıların iğnesi ve kokusu yoktur.
Drones don't have stingers or odor.
- Arılar!
- Bees!
- Hayır, eşek arıları bunlar!
- No, hornets!
Bal üretmek için arıları vardı.
Although they kept bees for the honey.
Arılar, balı sizin için yaptıklarını biliyorlar mı yoksa kendi tercihleri olduğunu düşündükleri için mi dur durak bilmeden çalışıyorlar?
Do the bees know that they make the honey for you or do their work tirelessly because they think it is their own choice?
- Bunlar yabani çöl arıları.
- Those are scarab beetles.
Arıları evcilleştiren pasta imalatçısı.
The pasty maker who tamed beetles.
Ama bende kuşlar, arılar falan da vardı.
I had stickers like that when I was your age, except I also had, like, birds and bees and stuff.
Sizi seviyoruz Arılar!
Love you Beeeeees!
Arılar!
Aw, Bees!
Arıları izliyorum.
I watch the bees.
Bala dikkat et yoksa arılar seni yer
Hey, go easy on the syrup or the sugar monster will come knocking.
Son bir kaç yıldır sizinle oynarken ve öğrenirken çok güzel zaman geçirdim, ama artık, tıpkı arıların kovanı terkettiği gibi bende Jolly Farmdan ayrılmalıyım.
I've had such fun playing and learning with you these last few years, but now, just as bees must leave the hive, I must leave Jolly Farm.
Bak Jimmy, kuşlar ve arılar misali.
Look, Jimmy, it's like the birds and the bees.
2 arının bir bebeği olursa, arıları olmuş olur.
Two bees have a baby, they have a bee.
Arılar!
Oh! Bee!
Eşek arıları bal mı yapıyor?
Hornets make honey?
"Arılar dizlerimin dibinde vızıldıyor."
"The bees buzz by my knees."
Ağaçlar rüzgarda sallanıyor, Arılar dizlerimin dibinde vızıldıyor.
The trees blow in the breeze, the bees buzz by my knees.
Şunun şurasında hepimiz işçi arılarız.
We're all just worker bees.
Mesaj antenleri tarafından alınır ve arılar buna göre hareket eder.
That message is received by their antennae, and then the bees respond.
Arılar iletişim kuruyor tek vücut hareket edip kovanlarını korumak için ne gerekiyorsa yapıyor.
However these bees are communicating, they are operating as one, doing whatever it takes to ensure the survival of the hive.
Arılar ve onların kovandaki iş bölümünden bahsedeceğim bence onları etkileyecek.
I've got this great riff about bees and their role within the hive that I think's really gonna speak to people.
Latin adaşım Marcus Aurelius'un söylediği gibi "Kovan için iyi olmayan şey arılar için de iyi değildir."
As my Latin namesake Marcus Aurelius said, "That which is not good for the bee hive cannot be good for the bees."
BANA BALI GÖSTER Arılar gibi bizim de evimize bakmak ve korumak için eşit sorumluluğumuz var. Ya da kovanımız.
And like bees, we have an equal duty to maintain and protect our home, or hive.
- Arıları uydurdum.
- What? - I made up the bee.
Arılar da vardı.
With wasps.
Arızalılar kendi oyunlarını terk edemez.
Glitches can't leave their games.
Ama kumdan arınmalılar, istiridyeler denizde yaşar kumlanırlar, su da temizler...
But they gotta flush out the sand, clams live in the sea, they get sandy, so the water cleans...
3 kardeşi arıyorum, ustabaşılar.
Three brothers, overseers.
Onlar beni içeri aldılar çünkü be Katie'yi arıyordum.
They let me in'cause I was looking for Katie.
Bu adamlardan bazılarına karşı davalar başlattıar.
They made cases against some of these guys.
Atlantik Okyanusu. Polis onu arıyor fakat şu ana kadar bir şey bulamadılar ve Bayan Crawley'e epey endişeli olduklarını söylemişler.
The police are searching for him, but so far, they have found nothing, and they've...
Bağlantılarını arıyordun.
That was their connection?
Ve buna aday yarışmacılar arıyorlardı. Ama o kadar eleştiri aldılar ki yapmaktan vazgeçtiler.
And they were setting up contestants for me and they got so much heat over it that they pulled the plug.
Kamu Ofisinden arıyor olmalılar.
He must be calling from the Government Offices.
Kiracılarından birini arıyorum.
I'm looking for one of your tenants.
Kendi kendine açılıp kapanan kapılar, arızalanan makineler, sesler.
Doors opening and closing on their own, machines malfunctioning, noises.
Önde gelen plak şirketleri sıradaki multi milyon dolar sözleşmeli sanatçılarını arıyor!
The major record labels are searching for the next multi-million dollar contract artists! Hey!
Johnny ve sen halen şu Amerikalıları arıyor musunuz?
Are you and Johnny still looking for those Americans?
Yine mi yatırımcılar arıyor?
More investor calls?
20'lerinde ya da 30'larında birini arıyoruz.
We're looking for someone who's in his 20s or 30s.
Eşinin sancıları başlamış. Manhattan Memorial'a gitmek için yarım saattir taksi arıyorlarmış.
His wife's contractions are two minutes apart, and they'd been trying to catch a taxi to Manhattan Memorial for 30 minutes.
Ormanın 10 mil ilerisi arıyor olmalılar.
They should be looking 10 miles further into the forest.
Ben Ajan Becker. Telefon çağrılarınız için arıyorum.
This is Agent Becker returning your phone calls.
Dün parti yaptığınız o Amerikalıları arıyoruz.
We're looking for those Americans you were partying with yesterday.
Ünlü şairler veya sanatçılar gibi, sıradan şeylere anlam kazandırmak onları sıradanlıktan arındırmak gibi Tanrı vergisi bir yeteneği vardı.
He had this kind of magical quality that all genuine poets and artists have to elevate things. To get above the mundane, the prosaic.
Sanki kendi yaşamış gibi benim Olivia'mın anıları onda ne arıyor?
How can she have memories of my Olivia's life that are clearer to her than her own?
Herkes arıları sever.
Everybody loves bees.
- Bazıları arıyor, bazıları aramıyor.
Some do, some don't.
Bende meydan okuyacak birini arıyordum Karanlık Cadılar klanından kovulmuş bir zavallıyı değil.
I was looking for a challenge, not some wretched castoffs from the Nightbrothers clan.