Arıza traducir inglés
1,683 traducción paralela
- Kayıtlar büyük bir arıza olduğunu gösteriyor.
The logs indicate there was a major malfunction.
Yani arıza olmasaydı, Kadimler gezegeni kurtarabilir miydi?
So if the malfunction hadn't occurred, the Ancients would have saved the planet?
Şimdi mekanik arıza olduğunu söylüyorlar.
Others saying mechanical failure.
Diğer kurtulanlarla da konuştuk. Bir şey uçağı düşürdü ve bu mekanik bir arıza değildi.
Now, we spoken some of the other survivors, and we know something brought down that plane, and it wasn't mechanical failure.
Burada tezgâh açtığında sana arıza çıkarmadım.
Look, when you opened shop here, I was totally cool with you, you know?
Mekiği de kontrol etmemiz gerekiyor. Yaşam sistemlerinde herhangi bir arıza var mı bir bakalım.
We need to check out the shuttlepod, too, see if any of its environmental systems were at fault.
Pilot kabini ses kayıt cihazı, motorun sesini, arıza uyarılarını ve.. ... gerekli bütün öteki sesleri içermek üzere, kabindeki sesleri kaydeder.
The cockpit voice recorder records sounds from inside the cockpit, including engine noise, stall warnings, and other sounds of interest.
Donanımın bir parçasında arıza çıktı. Bu yüzden yeni bir tane yapmam gerekti.
The logic board was bad, so I had to build a new one.
Her iki motorda da arıza oldu, ama şimdi düzeldi.
Dual engine failure, but they're up and running again.
- Arıza kayıtlarına bakılıyor.
- Running diagnostics check.
Hey, um, uh - ana ekranda arıza çıktı... seni acele olarak dışarıdan bekliyorlar.
Hey, um, the, uh- - the main screen is malfunctioning... and they gonna need you outside immediately.
Bu bir arıza değil, bir özellik.
It's not a malfunction, it's a feature.
Hala arıza çıkarıyor.
Still kickin'.
Arıza durumundaki Hula 1-2-1,.. ... şuan 1000 fitin altına düştünüz. Yükselin.
Hula 1-2-1, heavy, you are now below 1,000 feet.
Arıza durumundaki Hula 1-2-1,.. ... biri bana orada neler oluyor anlatmak ister mi?
Hula 1-2-1, heavy, somebody wanna tell me what's going on up there?
Arıza adamlar.
Those are weirdoes.
Arıza güvenliği devreye girdi.
Fail-safe has been initiated.
Evet, bu Maxwell'in kafasında büyük bir arıza olduğunu kanıtlar.
That's evidence of a major malfunction on Maxwell's part.
Bu tekerlerde arıza var.
Something wrong with these wheels.
Florida'nın Broward İlçe Ortaokulunda haziran ayında 6500 öğrenci bilgisayar sisteminde çıkan bir arıza sonucu sınıfta kaldı.
"Broward County Florida Middle schools mistakenly..." "failed over 6500 students in June..." "due to what later called a computer error."
Hayır, arıza falan yok.
No, there's no problem.
Belki bir elektrik arıza aracı olabilir.
Might be the power company.
Yani diğer eyaletlerde de problemler oldu ; Florida, Ohio gibi. Sadece arıza sorunları değil yasallığı da sorgulanmalı.
I mean, we've had problems in other states - Florida, Ohio, elsewhere - where it's not only questions of malfunction but also questions of legitimacy.
Trenin arıza yapan bölümünü devreden çıkarıyoruz.
We're going to separate from the malfunctioning train.
- Mikrofonda arıza mı var?
- Something in your mike?
Arabam arıza yaptı.
My car broke down.
Bende arıza görünmüyor.
I'm not showing any malfunction at this end.
Bir arıza oldu herhalde.
Must have been a glitch.
Zack, sanırım Kapı 41'de bir arıza var.
Zack, I think we've got a breakdown on door 41.
- Arıza yok.
- There is no fault.
Belki önceki resimlerinde arıza falan vardı. Küçük bir gölge tümörü olduğundan büyük gösterebilir.
Maybe there was a malfunction in her "before" pictures, some shadow that made the tumor look bigger than it really was.
Arıza.
The clue's in the title. Dickhead.
Sadık'a söyle, bu telefondaki arıza neymiş öğrensin.
Ask Sadlk to tind out what's wrong Mth the phones,
Şu kadarını söyleyebilirim, arıza bu taraftan kaynaklanmıyor.
As far as I can tell, the malfunction's not coming from this end.
Dün gece bilgisayarlarda arıza yaşandı.
The server crashed last night.
Ama onun üzerinde çalışırken, komut verdiğimde onları bir süreliğine dondurması gereken bir arıza yaratma yöntemi buldum.
But while I was working on it, I figured out a way to create a glitch that, on my command, should momentarily freeze them.
Eğer kimse arıza çıkarmadıysa bu senin hatrınaydı ama bak ne diyeceğim...
Anybody got shorted, it was yours truly, but you know what- -
Bence restoranın bilgisayarında bir arıza vardır.
You know what? It's probably some glitch in the restaurant's computer.
Teknik bir arıza yaşadığımızı... bu görüşmeyi ertelememiz gerektiğini söyleyeceğim.
I'll tell him we're having technical difficulties.
- Buraya gelmesine bozuldum mu? Galiba sende bir arıza var Richard.
You know, I think there might actually be something wrong with you, Richard.
Salata makinesi arıza çıkarıp duruyor. O yüzden kereviz sapıyla idare edeceksiniz.
The slaw machine's having a cow, so you each get a stick of celery.
Telefon hattında arıza olduğunu sanacak.
She'll think it was phone error.
Ya bir arıza-güvenlikli risk varsa ve hemen ateşlenirse?
And risk there's a fail-safe and it fires immediately?
6 yaşındaki kızımıza arkadaş bulmamızda yardım etmeleri için arıyacağız, kanser tedavisi için değil.
We're talking about helping our six-year-old make friends, not curing cancer.
Kayıp birini arıyoruz ve isminiz araştırma sırasında karşımıza çıktı.
We're, uh... we're working a missing persons case and your name came up during the course of our investigation.
Yani arılardan, solucanlara, böceklere... aklınıza ne gelirse
I mean, from bees to earthworms, beetles... you name it.
Eğer kusursuz birini arıyorsanız, işte Constance. Tanıştığımıza çok memnun oldum.
Well, if anyone is beyond reproach, its Constance.
Anladığımıza göre evlat edincek bir çocuk arıyormuşsunuz.
We understand you're looking for child to adopt.
Şansımıza, emekli oldu ve dışarıda bir şeyler arıyor.
Lucky for us, he's retired and out looking for something.
Bugün yardımımıza ihtiyacı olan bir adamı arıyorum.
I'm looking for a man who needs our help today.
Eğer Avatar'ı arıyorsanız şansınıza küsün.
If you are looking for the Avatar, you're out of luck.