Atladı traducir inglés
5,617 traducción paralela
Nereye atladığınıza dikkat edin!
Watch where you jump!
Aşağı atladılar.
Drop.
Tamam ama atladığın bir nokta var.
Well, here is what you missed.
Hangi kısmını atladım?
What part am I missing?
Uçak tropopoza atladı... Güvenli havayı geçip dış çembere girdi... Yırtık, delik deşik ozona...
The plane leapt the tropopause... the safe air and attained the outer rim... the ozone which was ragged and torn... patches of it threadbare as old cheesecloth and that was... frightening.
Yanlış sonuca atladım.
I jumped to the wrong conclusion.
- Level atladım Abbi!
I just ranked up, Abbi!
Ve ya o üzerinden atladı ya dışarı atıldı.
And either she jumped out or was thrown out.
Guy bizi atladı.
Guy jumped us.
- Hayatta kalanlar atladı, ölenleri ben attım.
The ones who survived jumped, and the dead ones I threw overboard.
Evet, sürekli o zavallı hamile kadını bir şey camdan üstüne atladığı esnada orada öylece uyurken hayal ediyorum.
I keep thinking about that poor pregnant woman just lying there sleeping, when something comes through the window at her.
Onu pencereden sarkıttım, ve aşağı atladı.
I had him pinned down by the window, and... He just jumped.
- Hayır, Taj atladı.
No, Taj jumped.
Bize neden onu kendisinin atladığını söyledin?
Why'd you tell us he jumped to his death?
Pencereden atladı.
He went out the window.
Sonra da salağın biri giysileriyle çeşmeye atladı ve cüzdanımı getirdi.
And then super stud here jumps into the fountain with all his clothes on and gets my wallet.
Şüpheli köprüden atladı.
Suspect jumped.
- Bir şey mi atladılar diyorsun?
You're saying they missed something?
İnsanlara teniste olduğunu söylerken utanırsan bir arabanın önündeki çocuğu kurtarmak için hayatın pahasına yola atladığını söyle.
If you feel silly telling people it was tennis, tell them you jumped into traffic, risking life and limb, to save a kid from a speeding car. Heck, make him an orphan.
Küpeyi almak için adamın biri suya atladı ama tek başarabildiği onu direkt olarak tahliye borusuna göndermek oldu.
A man had jumped into the pool to get it, but all he had succeeded in doing was sending it directly down the drain. Oh.
Atladığım bir şey var mı?
Am I forgetting anything?
Soğuk göl sendin, ben de iki ayağımla birden atladım.
You were the cold lake, and I jumped in with both feet.
Dalmıştı söyleyeyim, o yüzden birkaç sayfa atladım.
I can tell he was dropping off, sol skipped ahead a bit.
Sen duvarın altından tünel açtın, ben üstünden atladım.
You tunnelled under the wall. I went over it.
Üstüme atladı.
She jumped me.
Ceketini filan bagaja fırlatıp arabaya atladı.
Threw his jacket and some other shit in the trunk and hopped in the car.
Benim için kurşunların önüne atladı.
He dove in front of those bullets for me.
Hatırlasana senin için atladığım zaman?
Remember when I took those bullets for you?
Kurşunların önüne atladığım zaman kimi koruduğumu bilmiyordum.
When I jumped in front of those bullets, I didn't know who I was protecting.
- Cinayet mahallinden kaçarken... -... pencereden aşağıya atladığında.
When he jumped out the window, thus escaping the scene of a murder.
Herif bacağını pencereden attı sonra kendi atladı, sokak lambası borusundan aşağıya kaydı ve bana parmak hareketi çekti.
Guy threw his leg out the window, jumped out, and then slid down a light pole, and then gave me the bird. Come on!
Atladı uçağa gitti.
Got flat out.
Ama seninle zor kısımları atladık böylece her şey yolundaymış gibi davranabilirdik.
But you and I sort of skipped over all the hard parts so that we could pretend like everything was all right.
Dosyayı baştan yenileyebilmeniz için aldım çünkü sen ve dahi ekibin birkaç önemli noktayı atladı.
I took the file to make you rebuild the case from scratch because you and the genius squad missed a couple kind of important things.
İnsanlar son anda gemiden mi atladı?
People jumped ship at the last moment?
Aptal bir pencereden atladığım için 100 bin peso kazandım.
I just made 100,000 pesos for jumping through a stupid window.
15 yaşımdaydım ve güveneceğim birini arıyordum sen de üzerine atladın.
I was 15 years old, and I was looking for someone to trust, and you preyed on that.
Ben atladım.
I jumped.
Bu binanın çatısından atladı!
Threw himself off the roof of this building!
Atladığın bir şey var Dawn!
Dawn, you missed something, okay? !
Ben olsam öyle demezdim çünkü atladı. - % 100 başarılı oldu.
Well I wouldn't say that cause... cause she did it and... she was 100 percent successful.
Şimdi konuyu toparlayayım. Pencereden atladıktan sonra onu bağlayıp çalının altına kadar sürükledin ve cinayet izlenimi yarattın.
So, let me get this straight, after he jumped, you tied him up, and dragged him under a bush to make it look like murder?
Audrey MacMurray... emlak kraliçesi, yarış pisti sahibi hayırsever, gözü pek insan! Atladığım bir şey var mı?
Audrey MacMurray - property magnate, racing track owner, philanthropist, daredevil...
Atladığımız nedir?
What have we missed?
Atladığınız bir şey vardır belki diye duymak istedim.
I'd like to hear it from you in case they missed something.
Irk tanımlamak temel konudur, neyi atladım?
Really? Racial identification is basic stuff. What did I miss?
Bunu nasıl atladım? Evet.
How did I miss that?
Buraya koşup bu sandala atladım ve o kadar çok ağladım ki.
I ran out here and hugged this boat, and cried so much.
Gördüğüm ilk motosiklete atladım ve sürdüm.
I grabbed the first bike I saw and I took off.
Ama ben, kalbim kırıldığında tıpkı sizin gibi suya atladım
But when I got my heart broken I jumped in the water just like you.
Atladığım bir şey oldu mu?
Did I leave anything out?