Atlara traducir inglés
769 traducción paralela
Atlara ihtiyacımız var, yoksa bittik!
All we need is the horses and we're done!
Atlara!
Get to the horses!
İç çamaşırları içinde dolaşmasını atlara çörek yedirmesini açıklasın.
Let him explain his wanderings in his underclothes, his feeding doughnuts to horses.
Bu muhteşem doru atlara 2240 frank.
Two thousand two hundred and forty for this magnificent pair of chestnuts.
Kolayca 7 bin edebilecek bu doru atlara dört bin dendi.
Four thousand for this fine pair of chestnuts which is easily worth 7.
Bu muhteşem doru atlara 5000 frank dendi sayın konuklar.
Five thousand francs for this magnificent pair of chestnuts, ladies and gentlemen.
Beni atlara bağlayıp sürükleseler bile.
Not if they tied me to wild horses, I wouldn't.
Atlara!
Horses!
O zaman yeni atlara ihtiyacınız olacak.
Then you'll need a fresh mount.
Kırsaldaki en iyi atlara sahip olduğunuzu duydum.
I hear you've got the finest horses in the country.
Atlara bakılır bakılmaz.
As soon as the horses have been seen to.
Atlara da alerjin var, bilmiyor musun?
Don't you know that you're allergic to horses too?
Öyle yüksek sesle gülümsedin ki şu yaşlı atlara egzersiz yaptırmak için 8 kilometre koşturdu bizi.
You smiled so loud that he had us tow these nags five miles uphill just to exercise them.
- Biz de öyle. Atlara binin.
- So are we, better get mounted.
Pekala, hepinizi hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim, ama ben yürümeye başlamadan önce atlara biniyordum.
Well, I'm sorry I disappointed all of you... but I was riding horses before I could walk.
Atlara binin!
Get up!
Atlara binin!
Get out!
Geri gidip atlara göz kulak olayım mı?
Should I go back and guard the horses?
Ben atlara göz kulak olurum.
I'll look after the horses.
Atlara böyle yapılır.
You see, that's the way it is with a horse.
Tamam tatlım, gidip atlara bak.
Yes, dear, go see the horses.
Adam, takımları çıkar ve atlara yem ver.
Put the team up, Adam, and feed'em.
Atlara binelim.
Let's get going.
Beyler bugün sizi bu atlara bindireceğiz.
Men today we gonna put you on the horses.
- Atlara oynar mısın?
- You play the ponies?
Ben sürpriz atlara oynarım.
I play the long shots.
Hemen binelim atlara!
Therefore, to horse!
Atlara dikkat et.
Mind that horse.
Biliyor musun Dix, atlara paranı akıllıca yatırmalısın.
You gotta play the horses the smart way. Save your money.
Ve sonra her kuruşu atlara gidecek.
And every cent goes to the ponies.
Belki çocuklarımızın beyaz atlara binişlerini izleriz.
We will see our children ride white horses, maybe.
Adamlar savaşırken atlara göz kulak olmayı mı?
Mind the horses while the men do the fighting?
Atlara iyi bakın, sakinleştirin beyler.
Now cover them well and cool them off, men.
Plank atlara su verildimi?
Plank, horses all watered?
Atlara oynamaya devam edin.
You stick to horses.
Atlara atlayin.
Get your horses.
Atlara bakmak için, aşağı ağıla gittim.
I went down to the corral to take a look at the horses.
Atlara su verelim ve biz de bir şeyler içelim.
Better water the horses and wet our own throats.
Altını atlara yükle.
Get that gold on the pack mules.
Ağıldaki atlara gidelim.
We'll get to the horses in the corral.
Atlara bayılırdı.
Loved horses.
çavuş, atlara!
Sergeant, to horse!
Eğer baharda başarılı bir taarruzla savaşı sonlardırmak istiyorsak o atlara ihtiyacımız var.
If we are to mount a successful offensive in the spring and end the war we must have horses.
Binbaşı, haydutların güçlü, iyi atlara sahip olduklarından emin olmadıkça.
Never could understand why you were particular with us ranchers, major.
Adamlar atlara binip uzaklaştılar.
Some fellas that rode out.
Atlara!
Mount up!
ve eğer izin verirseniz, madam, Şu atlara bir bakacağım.
And now if you'll allow, ma'am, I'll take a look at those horses.
Bu atlara aylardır nal çakılmamış.
These horses haven't been shod in a couple of months.
Atlara binin!
Make for the horses!
Atlara kaba davranırsın.
You're mean to horses.
Ben sığırlara değil, atlara meraklıyım.
I'm not interested in cows, I'm interested in horses.