Aydınlık traducir inglés
1,726 traducción paralela
CIA'nin bir aydınlık yüzü, bir karanlık yüzü ve bir de gri yüzü vardır.
The CIA has a bright side, the CIA has a dark side, and then there's the gray side.
Kağnımı ormana doğru sürerken o gün de bugün gibi aydınlık bir gündü. Yolculuğum bilinmezliğe doğru devam ediyordu.
It was a bright day like today that I too began my trek into the wilderness, my odyssey into the wholly unknown.
Ayrıca da, doğa ve insan, insan ve Tanrı, mantık ve aşk, kadın ve erkek, karanlık ve aydınlık, madde ve ruh arasındakiler.
But also between nature and man, man and the divine, reason and Eros. Feminine and masculine, darkness and light, matter and spirit.
Aydınlıkla karanlık arasında bir tür eşitlik gibi.
It's, like, some sort of equation about light and darkness.
Dışarısı gerçekten çok aydınlık, memur bey.
It's really bright out, officer.
Gerçekten çok aydınlık.
It's really bright out.
Ama hava hala aydınlık.
But there's still light left.
Genç dinamizme, yeni fikirlere ve daha aydınlık bir geleceğe tüm kalbimle inanıyorum. Teşekkür ederim.
sincerely believe, youth dynamism, new ideas and a brighter future.
Oh... Burası hep bu kadar güneşli ve aydınlık mıdır?
Oh... is it always this sunny and bright?
Karanlık ve aydınlık.
The dark and the light.
Hâlâ aydınlık.
It's still bright.
Olaylara bir de aydınlık tarafından bakalım.
Let's look on the brighter side of things.
Parlak ve aydınlık, aynı senin alnın gibi.
Bright and shiny like your forehead.
"Ama ben o günün, insanın gözlerini kamaştıracak kadar..." "... aydınlık olduğunu hatırlıyorum. "
But I remember clearly... that it was a glaringly sunny day
Çok aydınlık bir oturma odası hatırlıyorum, mavi duvarlar, içi kül dolu küllükler hatırlıyorum hayal meyal.
I remember a very bright living room, blue walls, ashtrays full of cigarettes of course.
Yolun sonundaki aydınlık gibi.
It's like a light at the end of a dark hallway.
Kontrolü altına aldı. Aydınlık ile karanlık arasında yol gösterdi.
Taken by the hand, guided between the light and the dark.
Aydınlık ve karanlık bir yol ve Grace karanlık olanı seçti.
There's a path of light and a path of darkness and Grace chose the Black.
Tek ihtiyaçları büyüyebilecekleri aydınlık bir ortam.
All they need is the lightly spot on which they grow
Fazla aydınlık.
Over lit, man.
Çözmenize yardımcı olmak için bu sorunun ne olduğunu bulacağım... ve evrende, karanlık ile aydınlık arasındaki gerçek dengeyi koruyacağım.
I will find out what that issue is... help you resolve it... and set right the balance of dark and light in the universe.
Aydınlık.
It's bright.
Pazartesi çocukları aydınlık yüzlü olur.
Monday's child is fair of face.
Bu normal bir insanın aydınlık televizyon odasına hiç benzemiyor.
this doesn't exactly look like a tv room of a bright and stable person, you know?
Karanlık olmadan, aydınlık olamaz.
Without darkness, no light.
"Aydınlık ve keyif"...
"Light and joy"...
Ve biz bilgelikle kutsandıysak sırrı çözülen herbir şey arasında aydınlık deresinin içinden geçerek gözümüze ilişenler...
And if we're blessed with wisdom, Then there are glimpses between the cracks of each Where light streams through...
Uzun bir süre karanlık ile aydınlık arasında bir savaş olmuş.
There was a war for a long time, between darkness and light.
Aydınlık kazandı.
So the light won.
Hayır ama burası stüdyo için fazla aydınlık.
No, but there's too much light for a photo lab.
Halkım karanlıkla aydınlık arasında pusuya yatmış karanlık şeytanın hikayesini anlatırdı.
My people tell the story of an evil darkness that lurks in the space between the light and the dark.
"Geceyle gündüz, karanlık ile aydınlık arasında sıkıştınız"
"You are trapped between light and dark, night and day."
Burası çok aydınlık.
It's too bright in here.
Güzel ve aydınlık, Duyamıyorum çabuk olacağım.
I'll be quick, as I can't hear.
Tüm gece aydınlık ve doğa büyük bir güçle patlıyor.
It's bright all night and nature is bursting with power.
Daha aydınlık ve ucuzdurlar, ayrıca ikinci bir gerilme kuvveti sağlarlar.
They're lighter, cheaper, and have twice the tensile strength.
Gayet aydınlık, arka sokak yok, açık, bayram tatili.
so, brightly lit. No alleys. Wide-open Holiday weekend.
Üç tekerlekli bisiklet istiyorum ve oyuncaklarımı kemirmeyen bir köpek ve Amerika için aydınlık bir gelecek!
I want a tricycle, and a dog who won't chew my Hot Wheels, and a brighter future for America!
Gece karanlığında bir aydınlık...
As I ford my nights in dark
Bu renksiz şehirden gri binalarla ve karamsar insanlarla birlikte kadınlarımızın yükselişini görüyoruz. Burada her şey aydınlık ve neşe dolu.
It's a big step up for a woman from a colourless country, with its grey buildings and depressed people.
Havadar ve aydınlık.
You know, with space and light.
Güneş daha az aydınlık.
" The light is a little less bright.
Karanlıktan aydınlığa çıkıyoruz.
- We are moving, my friends, from the darkness into the light.
Yeryüzünün aydınlığına karanlık çöker, belli olmaz, belki geldiği gibi geri döner.
From the light of Earth, the dark descends, should they return, that all depends.
Geçen hafta o harika sihirli kelimeleri bulmuştun. Hani "Yeryüzünün aydınlığına karanlık çöker" vardı ya?
Last week, it was those cool magic words, you know, "From the light of Earth, the dark descends"?
Yeryüzünün aydınlığına karanlık çöker, belli olmaz, belki geldiği gibi geri döner. Eller...
From the light of Earth, the dark descends, should they return, that all depends when hands.
Yeryüzünün aydınlığına karanlık çöker, belli olmaz...
From the light of Earth, the dark descends, should they return...
Kelimeleri hatırlıyorum. "Yeryüzünün aydınlığına karanlık çöker"?
I remember the words. "The light of Earth, the dark descends"?
Yeryüzünün aydınlığına karanlık çöker, belli olmaz, belki geldiği gibi geri döner.
From the light of Earth, the Dark descends, should they return, that all depends.
Yeryüzünün aydınlığına karanlık çöker...
From the light of Earth, the dark descends...
Biri karanlık diğeri aydınlık, ve aralarında da gümüş bir astar.
And a silver lining in between.