Aylar traducir inglés
3,713 traducción paralela
Aylar öncesine uzanan tam 200 sayfa!
200 pages going back months.
Bir karar çıkması aylar alır.
It's gonna take months for a decision.
Şimdiyse elime fırçayı almayalı aylar oldu.
And-and now it's been months since I've even picked up a brush.
- Aylar önce kovuldum.
I was fired months ago.
Deb, aylar geçti.
Deb, it's been months of this.
Önce, aylar sonra benimle deliler gibi sevişiyorsun, sonra gece eve gelmeyeceğini söylemiyorsun bile.
First, you screw me wild for the first time in months, and then, you don't even call me to tell me that you're out all night?
Haftalar sonra belki de aylar sonra sonunda adalara ayak bastılar. Ve bunlardan biri belki de gebe olan bir dişi yumurtalarını bıraktı.
After weeks, maybe even months, they eventually landed on an island and one of them, perhaps a gravid female, produced eggs.
- Günler, haftalar, aylar geçti.
Days, weeks, months went by.
Aylar boyunca.
For months.
Hayatını değiştirecek o programı geliştirmesinden aylar önce George Michael'ın yaşamı oldukça farklıydı.
George Michael's life was very different months before developing the software program that would change his life.
Babasi aylar önce öldürüldü.
Her dad was killed months ago.
Cesedin gömülmemiş olması ve içinde bulunduğumuz sıcak ve nemli baharı düşününce bu adam haftalar veya aylar önce herhangi bir yerde ölmüş olabilir. Adam mı?
Given that the body was unburied, and considering the warm, damp spring we've had, this man could have died anywhere from a few weeks to a few months ago.
"Nice kek aylarına." Unutmamış.
"Happy muffin month." He remembered. That is so sweet.
- Evet, aylar önce.
Yeah, like mont ago. Uck.
Aylar süren planlar, en ince detayına kadar.
The months of planning, the attention to detail.
Satürn'ün aylarından biri olan Rhea'nın önünden geçmek üzere.
It's about to pass in front of Rhea, one of the moons of Saturn.
Adam suçsuz olsa bile kendimizi toparlamamız haftalar, hatta aylar alabilir.
Even if the man were innocent, it might take weeks or even months... Before we could gear up again.
Bunu öğrenmek annenin aylarını almıştı.
It took your mother months to learn that.
Aylar, hatta yıllardır.
Months, years even.
Drongo, yalnız soğuk kış aylarında hilebazdır.
The drongo is only deceitful in the hardest winter months.
Tavanın çatırdadığını aylar öncesinden duyuyorduk. - Onu gördünüz mü?
We could hear the floor creaking for months.
Duruşmada olman gerekirken aylar sonra... -... benimle seviştiğinde anlamıştım.
It was that day you were supposed to do the hearing, first time we had sex in months.
Aylar oldu.
It's been months.
Bu 44 cinayet ve kaybolma vakasından 42 si Nisan ve Mayıs aylarında meydana gelmiş.
Of those 44 homicides and disappearances, 42 of them occurred between April and May.
17 tanesi Şubat ve Mart aylarında meydana gelmiş.
Of those 17, between February and March.
Taçlı kartal, aylar önce... oynadığı kumarı kazandı.
The gamble the crowned eagle took months ago by nesting here has paid off.
Evet, rehabilitasyonda, aylar önce!
Yeah, in rehab, months ago!
Nasıl aylar boyunca, ihtiyacımız olmayan şeylere bu kadar para harcıyorsun?
How is it, month after month, you spend money we don't have on shit we don't need?
Aylar önce bir felç geçirdim, bu da bende diyebiliriz ki... idrakla ilgili... -... sorunlar bıraktı.
I suffered a stroke several months ago, and it's left me with, uh, shall we say... cognitive...
Ne de olsa Scarlet O'Hara'yı bulmak aylar almıştı.
After all, it took them months to find Scarlet O'Hara!
- Wow, bu aylar önceydi...
- Wow, that was months ago...
Abin Ian babanızın aylar süren kayboluşlarını tasdikledi.
Your brother Ian testified about your father's months-long absence.
Aylar süren kaka, gözyaşı ve çiğnenmiş el emeği sayısız ayakkabının ardından bir ebeveyn için en güzel olan ödüle nail olduk : Deliksiz bir gece uykusu.
And after months of poop and tears and countless chewed-up, hand-cobed Italian Oxfords, we achieved the sweetest reward any parent can ever hope for :
- Aylar önce ayırttım ben burayı! Bu koltuk benim!
No, I booked this seat months ago!
Şimdi, resmi bir şey ortaya çıkmadan aylar önce olacak ama bazı kayıt ekipmanları sondajdaki iki patlayacının birkaç sesini yakalamış sondajdaki iki patlayacının birkaç sesini yakalamış...
Now, it'll be months before anything official comes out, but some recording equipment picked up the sound of two explosions at the rig...
Miras davasının sonuçlanması aylar sürer.
It can take months for an estate to be sorted out.
Öğrenciyken yaz aylarında firmamızda çalışırdı.
He had holiday jobs with my company as a student.
- Oh, sizi aylar önce görmüştüm.
- Oh, I saw you months ago.
- Tabi ki yaz aylarıydı, - Maison de Moliere'den Marais'e kadar - çay, ya da peynir ya da herhangi bir şey almak için bisikletimi sürüyordum. -
It was in the summer months, of course, and I rode my bike often from the Maison de Molière to the Marais to get my tea, or my cheese, or whatever.
Bu aylar sürebilir.
That could take months.
St. Tropez'de Ralph Lauren olarak geçirdiğim yaz aylarını hatırlattı.
Reminds me of the summer I was Ralph Lauren out in St. tropez.
"Yaz aylarında, ayransın."
"During summer, you are buttermilk."
"Kış aylarında, kahvesin!"
"During winter, you are coffee!"
- Hep onun bankına otururdum. Konuşmaya başlamamız haftalar hatta aylar almıştı.
- Well, I'd always sit on her bench, and she'd sit there, and it took weeks or months before she'd even speak to me.
O bilgilerin tümünü aylar önce rapora koydum ben.
Well, I put all that information together months ago.
- Bumblebee ve ben bulduk ilk olarak. Aylar önce, başka bir görevdeyken.
Bumblebee and I first came across it months ago, on another mission.
Senin öğrenmen bile aylar sürmüş bir şeyi deneyecek zamanımız yok.
We don't have time to practice stuff it took you months to learn.
Rebecca'ya aylar önce söyleyebilirdi.
He could have told Rebecca that months ago.
Tanrım, bu aylar önceydi.
( Car door closes ) God, that was, like, months ago.
Aylar boyunca bana neden yalan söylediğini açıklayabilirdi.
It would explain why you've been lying to me all these months.
Çünkü benim ritüeli öğrenmem aylar aldı.
Because it took months for me to learn the ritual.