Aç mısınız traducir inglés
2,485 traducción paralela
Sormadım, aç mısınız?
I didn't ask. Are you hungry?
Aç mısınız?
You guys hungry?
Aç mısınız?
Are you hungry?
İyi yaptığımız şeyi yaptın bu acıtacak.
You do what we do, right. It's gonna hurt.
Bay McIntosh açıklama yapacak mısınız?
Do you have a comment?
Büyük patlamanın gerçekten açıklanamayışı hayatımızın içine hiçbir zaman ve hiçbir yerde zamanın olmadığını?
Did a Big Bang suddenly and inexplicably burst into life from a time of no-when and a place of nowhere?
Galiba. Bakış açınızı değiştirin mi diyor? Bizim bakış açımız?
Perhaps, maybe he's saying change your perspective, ours...
Yeni bakış açımız ; adamın Hollander ve senin arandaki ilişki.
Yeah. The new focus is the relationship between you and your boy Hollander.
Hayır atamazsınız ve açıkçası bu tehditten biraz sıkılmaya başladım.
- No, you can't. And, frankly, I'm getting a little sick of the threat.
Silas, kızı sadece birkaç gündür tanıyorsun, ve şu aralar bir kriz yaşıyoruz, bu yüzden aç şu sıçtığımının bagajını.
Silas, you've only known her for a couple of days, and this is crisis time here, so open the fucking trunk.
Silas, kızı sadece bir kaç gündür tanıyorsun,... ve şu an bir kriz durumundayız. Bu yüzden aç şu sıçtığımının bagajını.
Silas, you've only known her for a couple of days, and this is crisis time here, so open the fucking trunk.
Orada bir şey var o olabilir yaşlanma Bu tür açıklar mısınız?
Is there anything that can explain that kind of aging?
Sanırım Lux'la harika bir akşam yemeği geçireceksin ve ben de evde sıkışıp kalacağım. Annem bol bol içer ve kardeşimde kendini hala 2008'de sanıyor. O da "Yalnız Bayanlar" şarkısını açıp, bize dans öğretmeye çalışır.
And I suppose you'll have a perfect dinner with Lux and I supposed to be stucked in the house while my mom drinks and my sister, who still thinks it's 2008, puts on "Single Ladies" and tries to teach us the dance.
- Acılı mı aldın acısız mı?
- Well, did you order it spicy or mild?
Bu araştırma projesini açıklar mısınız?
Can you explain this research project?
Zaten hepinizin bildiği bir şeyle zamanınızı harcamayacağım. Bildiğiniz gibi bir El-Kaide ajanı Amerika'ya giriş yaptı ve gayet açık ki bu adam buraya tatil için gelmedi.
I'm not gonna waste your time - as you've probably gathered, we have a known Al Qaeda operative inside the United States, and a tidal wave of chatter that makes it pretty clear he's not here on vacation.
Buraya kadar zahmet edip sekreterimle bir saat oturmaya ve bana bakış açılarımızın farklılığı hakkında nutuk çekmeye gelmedin.
You didn't drive all the way out here And sit with my secretary for an hour So you could lecture me on the difference
Komiserim, açıklama yapacak mısınız?
Lieutenant, any comment?
Champlain gölü kadar olduğunu gösteriyor. Her parça kanıt, ve suyun Marsta bir zamanlar var olduğunun tespiti, evrende yalnız olmadığımızın tespiti açısından önem arz ediyor.
Every piece of evidence about the presence and the history of water on Mars is so important to determining whether we might be alone in the universe.
Çatışma, galaksimizi daha da böldüğü sürece, yaşamın değeri ve özgürlüğün bedeline yönelik bakış açımızı kaybedemeyiz.
As the conflict that divides our galaxy escalates, We cannot lose perspective, on the value of life and the price of freedom.
İzlerini sürdüğümde kızımı öldüren adamlara yaptığım bir insanın çekebileceği en büyük acıydı.
When I tracked them down, what I did to the men who killed my daughter... That's the most pain a person can go through.
Şimdi sırayla konuşalım ve her biriniz ne konuda yazmayı planladığınızı kısaca açıklayın.
Why don't we go around the class? Each of you can briefly describe what you plan to write about.
Başınıza nasıl bir dert açtınız bilmiyorum çocuklar ama herkesin selameti açısından sizi bir an önce kurtarmak gerek.
I'm not sure what you kids have gotten yourselves into but it's in everybody's best interest that we get you out.
Konuşmalarınıza kulak misafiri oldum umarım bölmüyorumdur ama sırf yaptığınız birkaç yorumdan yola çıkarak bir hesaplama yaptım istatiksel açıdan bu kişi her kimse ona güvenebilme şansınız yüzde 74
I couldn't help but over hear you're conversation, I hope I'm not intruding but based solely on a few comments you made, I've been able to crunch some numbers and statistically speaking, whoever this person is you have a 74 % chance you can trust him.
Ama ömür boyu sürecek bir birlikteliğe adım attığınız zaman biri çıkıp gidince sanki böyle anestezi almadan açık kalp ameliyatına girmiş gibi oluyorsunuz.
You know, but if you committed a lifetime to each other and somebody walks, it's like open-fucking-heart surgery without the anesthesia.
- Açıklar mısınız?
Can you elaborate?
Öyleyse önde gelen şirketlerdeki üst düzey kadın yöneticilerin sayısının 10 yıldır neden artmadığını açıklar mısınız?
Then why hasn't the number of women executives changed?
- Lütfen açıklar mısınız?
- Please elaborate.
Seni kurtarmak için siyasi fedakârlıklar yapamam yani ileride beraber çalışmamız açısından umarım iyi iş çıkarırsın.
I can't make political sacrifices to save you - so I hope you'll do a good job.
Kızımın hayatını kurtardığı için adama neredeyse teşekkür edecektim sonra adam kapıyı açıp dışarı çıktı ve ateş etmeye başladı.
I was about to thank the man for saving my daughter's life, And then he just marches out the door and starts firing.
Ayrılığımızın acısı sandığım kadar geçmemiş demek ki.
I guess I wasn't as over our breakup as I thought.
Bir açıklama yapacak mısınız?
Will you make a statement?
Dr. Jonas, lütfen Elissa Davis'in ölüm sebebini açıklar mısınız?
Dr. Jonas, could you please explain to the jury how Elissa Davis died?
Bize olayı bilimsel olarak açıklar mısınız Dr. Seitz?
Can you explain the science, Dr. Seitz?
Aç mısınız?
You bet.
Bayan Cavanaugh, bugün fabrikadaki havalandırma sisteminizin neden kapalı olduğunu açıklar mısınız lütfen? Maliyet düşürücü önlem.
Miss Cavanaugh, can you please explain why you had the ventilation system turned off in the refinery today?
Annesinin şirketi halka açılıp işleri yoğunlaştığında Martha Stewart'ın kızına bir yıl boyunca arkadaşlık yapmıştım.
Martha Stewart's daughter was my assignment for a year when her mom's company went public and she got really busy.
Halka bir açıklamada bulunacak mısınız?
Would you release a statement?
Ş imdi, Top Gear'ın ne olduğuyla ilgili veya size önümüzdeki 10 hafta boyunca neler yapacağımızı açıklamaya başlayabiliriz.
Now, we could go out into a long, drawn-out explanation of what "Top Gear" is, or we could just show you what to expect over the next 10 weeks.
Tatlım, şu işi açıklığa kavuşturmak için..... Bails'le beni bir kaç dakika yalnız bırakır mısın?
Just a couple of minutes to sort this out alone? Uh, okay.
Siz parazitlerden bıktım Bağış ve katkıda bulunmamı istemenizden, veya çekiliş biltenine katılmaktan veya acınası hayatlarınızın aptal olaylarından.
I am sick of you parasites asking me to contribute, donate, or kick in to every charity raffle or stupid event in your pathetic lives.
Affedersiniz, asansör kapısını açık tutar mısınız lütfen?
Excuse me, could you please keep the elevator door open?
Bu konuda ifadenize devam ederseniz... aleyhinizde dava açılabileceğinin farkında mısınız?
JUDGE BASS : Do you understand that if you continue testifying on this issue that you could be faced with criminal charges?
Listeyi nasıl daraltacağımızı açıklar mısın?
Explain to me how to narrow down this list.
Anladığım tek şey, bakış açılarımızın farklı olduğu.
I just found that we don't have the same viewpoint.
Medyada terör saldırısının neyi kapsadığı ile ilgili bir tartışma başlamadan biran önce açıklama yapmamızın politik olarak doğru olduğunu söylüyor ve ben de Ona..
He says it would be politically expedient to do it now before... a whole debate over the definition of what constitutes an act of terror starts in the media and I'm trying to tell him... in so many words that...
Kulağa saçma geldiğini biliyorum ama oğlumun hayatını kurtarmak için o küçük kızı öldürmeliyim. Kendime çok uzun süre kız ölürse neden daha iyi olacağını açıkladım.
Gardener? I know, it sounds crazy, but I'm supposed to kill a little girl to save my son's life.
İki pozisyonu karşılaştıralım. Aynı hız ve hatta çıkıştaki yatış açılarının farkına bakın.
Compare the two, with the speed and line almost identical, look at the difference in exit lean angle.
Açık mısınız?
Hey, you guys open?
Geriye kalanlarımızın durumu çok daha kötü karmaşık, içler acısı.
For the rest of us, it's a bit less romantic. It's complicated and it's messy.
Victor'ın restoranı altı hafta içinde açılacak, bu son fırsatımız.
Well, Victor's restaurant opens in six weeks, so it's our last chance.