Bacak traducir inglés
2,608 traducción paralela
- Bastıbacak.
- Shorty.
Ceset yok, kol bacak yok, koku yok.
Working hours are set.
Bacak yapmadan önce diş kayıtlarını kontrol edeceğiz.
Whoa. We got a lot of leg work to do before we start asking for dental records.
"Kırık, kanayan bir bacak iyi olmasa da kurşunlara hedef olmakla mukayese bile edilemez."
Walking on a broken, bloody leg isn't good for you, but it's better than taking a bullet.
Bacak kırıkları çok fena olur.
Shin splints are a nightmare.
MI6 da güzel yer ama on yıl öncesine kadar Vauxhall Cross'da bacak egzersizine bile izin verilirdi.
Mi6 is a lovely outfit, but it's ten years Before you're even allowed to stretch your legs Outside vauxhall cross.
- İşte bir bacak.
Here, a leg.
Ve ben bacak ve kırdı benim omuz çıkığı.
And I broke my leg and dislocated my shoulder.
Sağ bacak yukarı, dönün.
Right leg up, and flip your dog.
Hani şu... kol şeyini, belki de bacak şeyini.
The--you know, the arm thing, maybe the leg thing.
~ Bayağı iyi... ~ ~ Bacak aran radyo dalgaları yayıyor. haha ~ ~ Vay canına... ~
simply good may your crotch ride on radio waves lol whoa!
- Sana müthiş bir elbise yapacağım... - yaşam destek ünitesi, bacak...
I'm hooking you up with a super suit, life support, new gams...
Kırık bir bacak ailemle yemek yememek için iyi bir mazeret olurdu.
A broken leg would be a great excuse to get out of dinner with my parents.
O minibüs bir kol ve bir bacak eder ama otomatik rampası yok.
The van cost an arm and a leg and it didn't have an automatic... Ramp... Um...
Bacak arasından uzak durmaya çalışıyorum.
That's a little gay.
Tüm zaman boyunca sanıyordum ki koşma bacak sihiriyle oluyor
This whole time, I thought running was some sort of leg magic.
Koşmak için dört bacak kullanmaya alışık değilim!
FINN : [panting] I'm not used to running on all fours!
Gelmeye cesaretin var mı, tahta bacak?
Care to come along, peg-leg?
Belki de, yaşlı sakallı köpek ile tahta bacak Shaggy dışarıda kalıp, yemek otomatını korumalı.
- Arrgh. Like, perhaps old dogbeard and peg-leg shaggy should stay outside and guard the concession stand.
Sadece bacak aranın birkaç ölçüsünü almam gerekiyor.
I just need to take a measurement- - Of your crotch.
Bir de şu şekilde bak... Bacak kırmanın onca yolu arasında gerçek bir Aşil'i bira fıçısından düşmek kadar onurlandıran bir şey olamaz.
Look at it like this, of all the ways to rupture it, nothing honors the real Achilles more than blowing the dismount on a keg stand.
Bacak kaslarım yanıyor.
My thighs are on fire.
Bacak ağrısı ve psödobulbar etki.
Leg pain and pseudobulbar affect.
Bacak ağrısı ve psödobulbar etki de öyle.
So are leg pain and pseudobulbar affect.
Alınma ama doktor, bir erkek sadece vurulduğunda hastaneye gitmelidir, bacak veya omuzdan, ya da koli bandıyla halledilebilecek bir şeyden bahsetmiyorum.
No offense, doc, but the only time... a man should go to a hospital is when he's been shot, and I'm not talking about the leg or the shoulder... or something you can fix with duct tape. I'm just...
Onun kafasını kestiler ve sonra bacak ve dizlerini önünü kapatıp taşlarla kapladılar mezarda.
- They cut off his head, his legs to the knees, lest he escape from the grave, and covered him in stone.
Bir çocuk var, bana muhtaç Lütfen mösyö, daha bacak kadar
There's a child who sorely needs me Please, monsieur, she's but that high
Peki o doğal erkek şeyini bacak arasına sıkıştırıp banyo aynasının karşısında dans da eder mi?
And does a natural man tuck his business between his legs And dance in front of the bathroom mirror?
Ve bacak yerine var olan dikenler avını avlamak için olabilir miydi?
And were these not legs but spikes, used to stab and grab prey?
Kuzenim Ira'nın ergenlik töreninde Led Zeppelin'in birleşmesi. Sayısız meme frikiği, bacak arası frikiği yıldız kayması ve çift gökkuşağı.
Zeppelin reuniting at my cousin Ira's bar mitzvah, countless nip-slips, crotch shots, shooting stars and double rainbows.
10 adet gözleri vardır sekiz bacak 10 göz.
They've got 10 eyes... eight legs and 10 eyes.
Bir bacak içeride kıç aşağıda girersek, Sharon Stone gibi mi olur?
What if we go one leg in, butt down, Sharon stone?
Bacak masajlarını unuttun mu?
Remember? Remember the leg massages?
Her operasyondan önce, bacak ve kalça kaslarımı çalıştırıp karın kaslarımı geliştiririm.
Oh, yeah. I always like to quad my lutes and do some scrunches before an operational... op.
Seni daha bacak kadarken tanıyordum, ve kötü hiçbir şey yapmadın.
I knowed you since you was knee-high to a grasshopper, and you ain't never done anything wrong.
Hadi gel, titrek bacak.
Come on, jelly legs.
Sol bacak düşüyor.
Left leg going down!
Bacak arandan.
Through the wickets.
- Huzursuz bacak sendromu!
- Restless leg syndrome!
Bana bacak ağrım için bir şeyler ver, seninle dans edebilirdim.
Give me something for leg pain, I could dance with you.
Dinle baba, bacak kadar olduğum günden beri
Look, Dad, ever since I was yea big, it's been,
Çitlere takılmış bir bacak bulduk.
We found a leg over against the fence.
Sol bacak, efendim.
Left foot, sir.
- Sağ bacak efendim, aynen öyle!
- Right foot, sir. That's it.
Bana bacak aşağı titreşimler gönderir.
Sends shivers down me shins.
Sağ bacak!
Right foot!
Sol bacak!
Left foot!
Bacak iltihaplanıp kangren olunca sakin olabilecek misiniz?
Will you remain calm, when the leg putrefies and become gangrenous?
"Ölümcül Pazı Sıkışı" mı yoksa "Ölümcül Bacak Kaldırışı" mı? Yeni başlayanlar için iyi bir harekettir.
Or there's the "Leg Lifts of Death."
Ne bacak var öyle.
There you go. Very strong legs.
- Dört kol, dört bacak.
Four arms, four legs.