Badder traducir inglés
65 traducción paralela
Yoksa Stegman kendisine daha koca ve daha kötü çocuklar bulacak.
Otherwise, Stegman's gonna find himself some bigger, badder boys.
Kim Shogun'dan kötü?
Who's badder than the Shogun?
Geri dönüyorsun, artık daha büyük ve daha kötü olacaksın.
You are back, my man, bigger and badder than ever.
Bu arada uğraşmam gereken daha pis işler var.
Meantime I've got badder fish to fry.
Döndüm ve her zamankinden kötüyüm!
I'm back, and I'm badder than ever!
Yaşlı King Kong'dan bile kötü
Badder than old King Kong
Haydi, ben bile senden kötüyüm.
Come on, I'm badder than you.
Bu bütün kötülüklerden daha büyük, daha kötü bir kötü olmam gerektiği anlamına mı geliyor?
Does that mean I have to be a bigger, badder badass than the source of all badness?
Tahmin edebileceğinden bile kötü.
Badder than you can imagine.
Kimsenin tahmin edemeyeceği kadar korkunç.
Badder than anyone can imagine.
Daha kötü de.
Call me badder.
Daha kötü!
It's badder!
Evet bu kötü, kötülerden biri.
Very bad, even badder than the bad ones.
Puanın ne kadar az olursa o derece ahlaksız oluyorsun.
The lower the score, the badder you've been.
Öyle zayıf ki uçarcasına zıplayabiliyor!
What makes him badder is that he was quick as an adder, leaping here and there!
- Bunu, herkesten daha, fazla istemelisin. - İstiyorum.
- You've got to want it badder than anybody else.
Ve öldüğünde ise gökyüzüne serbest bırakıldı. Hem de nasıl.
And then when he died, he was released back into the ether badder than ever.
Ve benimki daha büyük, daha iyi, ve daha kötü.
And mine is bigger, better, and badder.
Daha kötü.
Badder.
Kötü Süpermen ve daha kötü Süpermen.
Bad Superman and badder Superman.
Eğer gitar çalıp, yürekten şarkı söyleyebiliyorsanız insanlar süpermen'den bile beter olabileceğinizi anlamaya başlamıştı.
People started realizing that if you can play the guitar and sing your ass off, you could be badder than Superman.
Yani Giselle, sen ve ben, daha iyi değil, daha harika.
So, Giselle, you and me, not badder, but greater.
Denememektense ölmeyi yeğlerim.
Badder men than them have tried.
O sizden daha beterdir, sinsidir, daha tehlikelidir.
She badder, sneakier, more dangerous.
Küçük kız kardeşlerle Compton'da senden on kat daha kötü çete üyelerini tutukladım.
I've busted gang bangers in Compton with little sisters that are ten times badder than you.
Daha kötü, daha radikal ve daha şişko olacak. Neden şimdi bunlar yok. Beni duyuyor musunuz?
It's gonna be badder, radder, and fatter than everything that's out right now.
Ondan daha kötü olursak, En İyi Üç'ü hak edemeyiz.
We're badder than her, we're not deserve to goes top 3.
Benim kötü adamlarım seninkilerden iyidir.
I think her bad guys are badder than my bad guys.
Bu daha iyi bir şey.
The much badder kind.
Böyle çok daha harika olacak.
This would be the much badder kind.
Böyle çok daha harika olacak.
This would be a much badder kind.
Ve senin şu kum torbana göre daha iri ve daha kötü.
And he's a lot bigger and he's a lot badder than this particular dirtbag you got over here.
Tamam o zaman. Kötü polis. Daha kötü polis.
Okay, so bad cop, badder cop...
Var mı bana yan bakan?
You think you're badder than me?
Pekâlâ, hangisi daha kötü?
Okay, bad or badder?
Ya da... daha kötüye.
Or badder.
Kurşun geçirmez misin sen?
You badder than a bullet?
Kurşun geçirmez misin ha?
Are you badder than a bullet?
Hayır. Ben daha kötüyüm.
No. I'm badder.
Hayır, sen daha kötüsün.
No, you're badder.
Badder'lar mı?
Badders?
Senin Graysonlar için daha büyük, daha kötü planların olduğunu sanıyordum.
I thought you had bigger, badder plans for the graysons.
Ne kadar kötülerse, o kadar büyük ödül var!
Badder they are, bigger the reward!
Miami'nin daha büyük ve iyi bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
I just think that Miami is going to be a bigger, badder version of this.
Acapellanın fena çocukları daha bir fena olmuş be.
Boy, the bad boys of a cappella have just gotten badder.
Büyük ve kötü düşmanlar olmadan eğlenemiyorsun öyle mi Day Day?
Can't be fun having bigger, badder enemies, huh, Day Day?
Ve artık Ford Crown Vic emekli oluyor her birinin ününü geri almak için daha büyük daha iyi bir versiyonunu geliştirmede temel bir ilgisi var.
And now that the Ford Crown Vic's being retired, each has a major interest in developing a bigger, badder version to take back the title.
Daha büyük ve daha korkunç.
Bigger and badder.
Hayır, hoşlandığımdan değil ama Harbor Street'te çalışıyorum.
No, I'm a do-badder, but I work at Harbor Street.
Neden hoşlanmıyorsun?
What makes you a do-badder?
- sonra daha iyi yerlere gideriz.
and then move on to bigger and badder things.