English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Badge

Badge traducir inglés

4,771 traducción paralela
- O benim rozetimdi.
- It was my badge.
- O senin rozetin mi?
Is that your badge?
Rozet de verdiler mi birader? Şey...
Oh, brah, did they give you a badge?
İçeri girip, rozetimi gösterebilirim.
I could go in and flash my badge.
Evet, rozetimi teslim ettiğim zaman vaka notlarımı vermeyi unuttum.
Yeah, yeah, it's just when I handed over my badge and stuff, I forgot to give you my case notes.
Ve Orduya katılan ilk tek-bacaklı asker olacaksın anladın mı?
You're gonna be the first fucking one-legged, bunny-hopping badge there's ever been, alright?
Rozetimi çıkaracağım.
It's just my badge.
Rozette "NCIS." yazıyor.
Badge says "NCIS."
Hani rozetin yok mu?
Okay, where's the badge?
Rozeti görene kadar inanmam.
I'm not gonna believe it till I see the badge.
Şoför alış veriş merkezi güvenliği rozeti takıyor. Her hangi biri askeri malzemeciden alabilir.
Driver's wearing a mall security badge someone bought at an army surplus store.
Bazen rozet, bir dizi saçmalıktan daha etkili oluyor Atwater.
Atwater, sometimes the badge is mightier than the B.S.
Onun rozeti var, diğerlerinin yok.
He wears a badge, they don't.
Kimlik ofisinde onun belgesini kendim damgaladım.
I stamped his badge myself in the credentials office.
Güvenlik statümü de kırmızı rozete düşürdüler.
- They did. They lowered my security status to a red badge.
Kimlik kartın nerede?
Hey, where's your badge?
Kimliğini almamız gerekiyor.
We need to get that badge.
- Rozetini göster.
Show me your badge.
Kartınıza bir bakayım.
Let me look up your badge.
Galiba birisi çoktan kartınızı almış.
Um... looks like somebody already picked up your badge. What?
Kartım lazım.
I need my badge.
Misafir kartınız yerine size kalan çıkartması vermek isterdim ama hiç kalmadı. - Ne demek.
I'd like to give you a legacy decal to go on your guest badge, but we don't have any left.
Ama biri kartımı aldı diyorsanız...
Thank you. But you understand that if somebody took my badge...
Eminim kartınız da oradadır.
I'm sure your badge is in there, too.
Birisi benim kimlik kartımı aldı.
Someone took my badge.
Konferans için bana bunu verdiler, çünkü benimki çalındı.
The conference, they gave me this because my badge was stolen.
Kadın benim kimlik kartımla sahneye çıkmış ve kimse onu durdurmamıştır. Lütfen!
She could walk onstage with my badge and nobody would stop her, so please!
Rozet taşımama asla izin vermezler.
Nobody's gonna let me wear a badge again.
Hadi ama, kahraman olabilirsin rozetini geri alabilirsin.
Come on, you could be a hero, get your badge back.
Birde, benim kız arkadaşımın bir rozeti ve silahı var, yani bize biraz inansanız, olmaz mı?
Plus, my girl here's got a badge and a gun, so... have a little faith, will you?
- Üzerinde takip çipi bulunmuyor.
- She wasn't issued a badge with a locator chip.
Artık CIA kimliğim olmadığı için, içeriye girmek için yardımına ihtiyacım var.
Well, I don't have my badge anymore, so I need your help getting into the building.
Her neyse, rozet işiniz ne alemde?
Anyway, what happened with your badge?
Belki de o rozet sana büyük geliyordur.
Maybe that badge is too big for you.
Phil buradaydı ve Julia'nın onun rozetini aldığından şikâyetçiydi ve yiyecek programından da bahsetti.
He was down here grousing about Julia taking his badge and he mentioned something about the food program.
Bunu şeref nişanı olarak addederim.
I'd consider it a badge of honor.
Oraya gittiğinde nişanını hücre arkadaşlarına göstermeyi unutma sakın.
Be sure to show your badge to your roommates when you get there.
Biri burada olduğumu öğrense rozetimi ve silahımı elimden alırlardı. Hayatım boyunca güven gerektiren hiçbir işe de giremezdim.
If anyone knew I was, I'd be asked to hand over my badge and my gun and I would never in my life be able to get a job that required trustworthiness.
25x22 Sezonun son bölümü KORKAKLIĞIN SARI ROZETİ Translated by wild _ cobragirl Efendimiz Buda der ki,
♪ The Simpsons 25x22 ♪ The Yellow Badge of Cowardge Original Air Date on May 18, 2014 Our Lord, Buddha, says,
Sen rozetini geri alıyorsun, ben ise özgür bir adamım.
You're getting your badge back, I'm a free man.
Rozet numarası LV1732.
Badge number LV1732.
Kimin için çalışıyorsan, ve benim rozet numaramı kullanarak... senin o suc mahallilerine gelmeni sağlayan kimse eğer... İçine bulaştiğin bu şey, kötü. Ve ölümüne neden olacak.
Whoever you're working for and whatever's got you showing up at crime scenes using my badge number, this thing you're mixed up in, it's bad, and it's gonna get you killed.
Bu Dedektif Bunch'ın rozeti.
This is Detective Bunch's badge.
Rozet ondaydı.
He had the badge.
Sanırım, rozetin arkasında hiçlik olduğunu söylüyor.
I think it's saying behind the badge there's nothingness.
- Bana rozetini göster bakalım.
- show me your badge po-po.
- Rozet numaranızı söyleyin.
- I'm gonna need your badge number.
- Rozet numaranızı söyleyin.
- Identify your badge number.
İşini doğru yaparsan, Walt, bir süre sonra Şerif rozetini bıraktığında, sen bir suçlusun.
If you do the job right, Walt, by the time you put down your Sheriff's badge, you're a wanted man.
Şimdi bir rozeti ve silahı var.
And now he's got a gun and a badge.
Sen rozetini haraç çetesi kurmak için kullanmıştın.
You used your badge to run an extortion ring.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]