Bakarız traducir inglés
6,441 traducción paralela
Croatoan Cafe'ye gidip neler bulabileceğimize bakarız.
We'll go back to the Croatoan Cafe, see what we can find.
Burası ile Manteo arasında bir bağ var mı bakarız.
Look for a connection between here and Manteo.
Jüri üyesi ve müvekkil arasındaki benzerliklere bakarız herhangi bir kişisel bağlantı, jürinin sempatisini kazanmada işimize yarayacaktır.
Similarities between the juror and your client - - Any personal connections that will help the juror sympathize.
Geri kalanın bir hal çaresine bakarız.
We'll just figure out the rest.
Bana "Bundan kurtulursak, geri kalanın bir hal çaresine bakarız." dediğinde bunu duymak benim için çok zordu.
When you said to me, "if we survive this, we'll figure out the rest,"
Bu duyulursa liseyi bırakmak zorunda kalırız, çocuğa nasıl bakarız o zaman!
If the word gets out, we'll be high school dropouts! How can we raise a child? !
Viskiyi açayım da, işler nereye gidiyor bir bakarız.
I'll crack open the scotch, and let's see where this thing goes.
Güneyhaçı'na mı bakarız?
Look up at the Southern cross?
Bakarız. Hâlâ orada öyle dikiliyor mu?
We'll see.
Bizden endişe etme Ray, kendimize bakarız biz.
Don't worry about us, Ray ; we're taken care of.
Ya da hemen gidip bir bakarız.
Or... - We could be in and out.
- Şimdi olmaz tatlım, dönerken bakarız.
Uh, we can't stop now, honey, but on the way back we can.
- Yapabilecek misin, bir bakarız.
- See if you got the stuff.
Biz bakarız.
We got this.
Bakarız.
We'll see.
Evet, oraya... oraya gidince bir çaresine bakarız.
Yeah, no, we'll... we'll figure that out when we get there.
- Tamirhaneyle dondurmacıya bakarız.
We'll check the garage and ice cream shop.
Ama yine de bir bakarız.
But we'll still check them.
Benim dinimde, kadınlara biraz farklı gözle bakarız.
In my culture, we have a slightly different of women.
- Sen de icabına bakarız demişsin.
You said you'd take care of it?
Eğer sadece soygunsa sana bir avukat buluruz ve işimize bakarız.
Yeah. I mean, if it was just a robbery, then we'll just get you an attorney and be on our way.
Neden seni görebileceğim bir yere gelmiyorsun? Çözebilir miyiz bakarız.
So why don't you come round where I can see you, see if we can't resolve this?
bakarız. bunun sonunda kesin fırça yiyecem.
Will I ever hear the end of it if I don't?
Öyle yaparız. Evet, bakarız.
- Yeah, we'll see.
Biz kendi başımızın çaresine bakarız.
We can take care of ourselves.
- Bakarız.
We'll see.
Tamam, biz bakarız.
Ok, we'll look into it.
Biz kendi başımızın çaresine bakarız.
We're out the door ourselves.
Geçmişine bakarız.
We'll run a history.
Bir saniye bakar mısınız?
Wait, wait, wait, wait, wait.
Evet ama planladığımız gibi gitmezse bedenime iyi bakar mısın lütfen?
Yes, but if it doesn't go to plan, Will you handle my body with care, please?
Hiç kimse bir yere gitmiyor, yoksa kız bunun tadına bakar.
No one's going anywhere, or she gets it.
Bakar mısınız?
Look at us.
Şu sıcağa bakar mısınız?
It's... Can you believe this heat?
Bakar mısınız?
Uh, excuse me.
Bakar mısınız, Billy Skolnick'i arıyoruz.
Excuse me. Looking for billy skolnick.
Hey... şahsi kaydına bakar mısınız?
Hey, look, could you just look up in his personal records?
Merhaba, bakar mısınız?
Hi, excuse me?
Bakar mısınız bayım?
Excuse me, sir?
Fotoğrafına bakar mısınız?
Look at the photo, will you?
Bakar mısınız, bir bardak su alabilir miyim?
Excuse me, can I get a bottle of water?
Pardon, bakar mısınız. Bir şeyler söyleyeceğim.
Excuse me, I have an announcement to make.
Bakar mısınız?
Excuse me.
Aman tanrım, şuna bakar mısınız?
Oh, my gosh, will you look at this?
Affedersiniz hemşire, gelip arkadaşıma bir bakar mısınız rica etsem?
Excuse me, nurse, can you come and see my mate, please?
Bakar mısınız?
Excuse me?
- Bakar mısınız Memur bey.
'Scuse me, officer.
Bakar mısınız?
Uh, excuse me?
Rica etsem benim için buna bir bakar mısınız?
Would you mind taking a look at this for me?
Bakar mısınız?
Here...
Bakar mısınız?
Excuse me, sir?