Bana inanmıyorsan traducir inglés
598 traducción paralela
Bana inanmıyorsanız, gidin ve onlara sorun.
If you don't believe me, go in and ask them.
Eğer bana inanmıyorsanız Bay Sesamann'a sorun.
If you don't believe me just ask Herr Sesemann.
Eğer bana inanmıyorsan, bakıp görebilirsin.
You can look and see if you don't believe me.
Bana inanmıyorsan Belle'e sorabilirsin.
Ask Belle if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız o zaman onlara inanın.
If you do not choose to believe me, then you must believe facts.
Eğer bana inanmıyorsan.
- Not if you don't believe me.
Pekala, bana inanmıyorsan anahtarlarımı al, beni bir köpekmişim gibi kilitle!
If you don't believe me take my keys, lock me in like a dog!
Bana inanmıyorsanız gidip kendisine sorun.
- Go ask him, if you don't believe me.
Bak, eğer bana inanmıyorsan.
LOOK IF YOU DON'T BELIEVE ME.
Bana inanmıyorsanız kimliğimi gösterebilirim.
"If you don't believe me, I'll show you my credentials."
- Bana inanmıyorsan Londra'ya sor.
- Don't believe me! Check with London.
Eğer bana inanmıyorsan gideyim daha iyi.
If you don't believe me, I'd better go now.
Bana inanmıyorsanız sorun değil.
Well, if you'd rather not take my word, it's all right.
Bana inanmıyorsanız istediğinize sorun.
Don't take my word for it, ask anyone around.
Eğer bana inanmıyorsanız size sebebini söyleyeyim.
If you do not believe me, I'll tell you why.
Bana inanmıyorsanız, kendiniz bakabilirsiniz.
Look for them yourself, if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız, herhangi birinin kuşkuları varsa, Bayan Pryor'un izniyle, hemen şimdi burada bunu size kanıtlayacağım.
If you don't believe me, if anyone has any doubts, with Mrs. Pryor's permission, I'll prove it to you right here and now.
Bana inanmıyorsan yukarı çıkıp bak.
Go up and see if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız, sekreterime sorabilirsiniz.
You can check my secretary, if you don't believe me.
Bana inanmıyorsanız yatak örtülerini değiştirmeme yardım edin.
Listen, if you don't believe me, come on with me. You can help me change beds.
Bana inanmıyorsan arkadaşlara sor.
One more stacked than the other. If you don't believe me, ask my friends.
Bana inanmıyorsanız, gidp bakın!
Take a look if you doubt me.
Bana inanmıyorsanız, gidin kendiniz bakın!
Take a look if you don't believe me.
Bana inanmıyorsan... Öyleyse neden bu evi satıp başka bir yere taşınmayı planlıyorsun?
If you don't believe me, then why are you selling this house and planning to move out?
Bana inanmıyorsan, sıkıysa sesli söyle. Yumruğu yersin.
If you doubt me, say it, and I'll hit you.
Bak, eğer bana inanmıyorsan, Ozaman beni soy ve üstümü ara.
Look, if you don't believe me, then strip me and search me.
Bana inanmıyorsan, kapıya yanaşın ve dinlemeye çalışın.
If you don't believe me, stand by the door and try to listen.
Bana inanmıyorsanız papazı arayın..... hemen!
If you don't believe me, I suggest you ring the vicar..... now!
Bana inanmıyorsan eğer, evine git o zaman anlayacaksın.
If you do not believe me, go to your place, and you will understand.
Eğer bana inanmıyorsanız Miki'ye sorun.
If you don't believe me, just ask Miki.
Kendin bak, bana inanmıyorsan.
See for yourself, if you don't believe me.
Teksas'ta olduğu gibi burada da onları asıyorlar. Bana inanmıyorsanız Goolic'e sorun.
And, if you don't believe me ask Goolic.
Eğer bana inanmıyorsan, bire bir denemek ister misin?
If you don't believe me, you want to try a little one-on-one?
Bana inanmıyorsan, ona kendin sor!
Well, ask her yourself if you don't believe me!
Bana inanmıyorsanız işte pasaportum.
Here, if you don't believe me, here's our passport.
Bana inanmıyorsanız araştırabilirsiniz
If you don't believe me you can search
Bana inanmıyorsan Bay Hepworth'u ara.
If you don't believe me, call Mr. Hepworth.
Bana inanmıyorsanız onu arayın.
Call him if you don't believe me.
Bana inanmıyorsan, babama sorabilirsin.
If you don't believe me, you can ask my daddy.
- Eğer bana inanmıyorsanız, şeye -
- lf you don't believe me, ask- -
Bana inanmıyorsan beni arayabilirsin.
You can ring me back and check if you don't believe me.
Eğer bana inanmıyorsanız gidip kendiniz bakabilirsiniz.
If you don't believe me, you ought to go and look for yourself.
Bana inanmıyorsan, ona sor.
Ask her if you don't believe me.
Bana inanmıyorsan, sık sık tekrarlamam gerekecek.
You don't believe me, so I have to repeat myself.
- Eğer bana inanmıyorsan...
- If you won't believe me...
- Bana inanmıyorsan Komiser Tarrant'ı ara.
- Phone Sergeant Tarrant if you don't believe me.
Bana inanmıyorsan, ilanı da götür ve kendi gözlerinle gör.
T ake the hand bill along with you and see for yourself, if you don't believe me.
Bana inanmıyorsan kendin kontrol et.
If you don't believe me, check it out yourself.
Ve hâlâ bana inanmıyorsanız öldürdükleri adam çatı katındaki odada.
- Are you all right? - Sure Pop.
Size yardım edebileceğime inanmıyorsanız neden bana geldiniz?
Why have you come to me, when you really don't believe... that I can help you?
Eğer inanmıyorsan neden bana söylemiyorsun?
Why do you tell me so if you don't believe so?
bana inanmıyorsanız 18
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana bak 1395
bana öyle bakma 161
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana ver 290
bana biraz su ver 19
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53