English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Barrier

Barrier traducir inglés

1,740 traducción paralela
bu, sonun başlangıcına işaret olabilir. boyutsal sınırlar bozulmaya başlamış olabilir.
it could be a sign that the end is beginning, that the dimensional barrier is starting to decay.
Oldu, bak, Ming her yarık açışında, boyutsal sınırlara zarar veriyor.
all right, look. every time ming opens a rift, it damages the dimensional barrier.
Eğer gözler ruhun penceresi ise,... keder kapısıdır. Kapalı olduğu sürece, bilmek ve bilmemek arasındaki engeldir.
If the eyes were a window to the soul, then grief is the door... as long as it's closed, it's the barrier between knowing and not knowing.
Benim yumurtalarım ile senin yumurtaların arasında pamuktan bariyer var.
There's a cotton barrier between my eggs and yours.
Diğer bir deyişle, Yoma bu kasabanın kalkanıydı.
In a way, the Yoma was the town's protective barrier.
Açıkça dil tıkanıklığı yaşıyorsunuz.
Clearly there's some kind of language barrier thing happening here.
Bir engel var.
There is a barrier.
Burada dil konusunda da baya sıkıntı var.
There's kind of a major language barrier there too.
Direği kaldırın.
Raise the barrier.
- Zihinsel güvenlik engeli...
- Cephalic pattern security barrier...
EM bariyeri Global'in üstünde.
The EM barrier over Global.
Griffith, bariyeri geriye çekmeliyiz.
Griffith, we gotta get This barrier pushed back.
Bence ikimiz de ne olduğunu biliyoruz. Engelin üzerinden zıplayarak geçmeyi denedim ama hiç de umduğum gibi olmadı yani gitmeme izin verirsen, eve dönüp bu olayı unutacağım ve ikimizde güzel bir Noel geçireceğiz.
I think we both know what's happened, don't we, really What's happened is I've tried to jump over the barrier and that ain't panned out as I had hoped and so if you just let me free, I'll go home and say nothing more about it, we'll both have a lovely Christmas.
Direk hayalete sorsan olmaz mı, yoksa arada lisan engeli mi var?
Can't you just ask the ghost guy, or is there a language barrier?
Olive, 25mm'lik camın hâlâ sevdiği adama sarılmasına nasıl engel olduğunu düşünürken,... turtacı için aralarında her zaman görünmez bir engel olabileceğinin farkına vardı.
As Olive considered how the inch-thick glass prevented her from holding the man she still loved, she realized that for the pie maker, there might always be an invisible barrier between them.
Kan - beyin bariyerini geçtiğinde, kas koordinasyonu ve algıları bozuldu,... bulanık görmeye başladı.
Once it had crossed the blood-brain barrier, she began to suffer from ataxia, sensory disturbance, blurred vision.
Dünden beri buralarda bir bariyer olduğunu seziyordum.
This barrier and'here yesterday.
Ruh-dezenfektan bir bariyer kurun.
Prepare a barrier spiritual cleansing.
Bu set, bir duvar gibi hareket ederek sıcak ve soğuk havanın tehlikeli bileşimini aynı yere sıkıştırıyor.
These ramparts act as a kind of barrier, trapping this dangerous mixture of warm and cold air in the same place.
Bu sis Anbularının kullandığı bir bariyer tekniği.
That is a Barrier Ninjutsu that only us Hidden Mist Black Ops, the Shinobi Tracking Unit, can undo.
Bu mühür sayesinde, artık bu imkânsız.
Though, thanks to your barrier, it's not going to happen at this rate.
Sarı bandın arkasına geç.
Get yourself back beyond the barrier.
Ken ile aramızda bir duvar olduğunu hissetmiştim. Aşamadım o duvarı.
I always felt there was some kind of barrier between Ken and me.
He tests the barrier, but it stands firm.
He tests the barrier, but it stands firm.
Şimdi bu bariyerin "aptalları engelleyici" olduğundan emin olalım.
Let us now make sure this barrier is completely idiot-proof.
Bir, desteklenmesi kiliseyle devlet arasındaki sınırı ihlal eder ;
One, supporting it violates the barrier between church and state ;
Ayrıca bariyerlere çarpınca aldığı hasar, aracı tanımamızı kolaylaştırır.
Plus, the damage sustained from hitting the barrier could help us identify it too.
Kızarıklık,.. ... mercan kayalıkları araştırmasından kalma.
It's a rash from her exploration of the Barrier Reef.
Engeli geçene kadar akıntı onu dipte tutacaktır.
The current will keep it down until past the barrier.
Thames Bariyeri'ne Hoş geldiniz. Yeryüzünün su seviyesi hiç bu kadar artmamıştı.
The Thames Barrier became operational in 1983 and is the largest fixed tidal defence system in the world.
Bariyere gitmen gerekiyor.
You need to go to the Barrier.
Bana Bariyerden Samantha Morrison'u bulur musun?
Penny? - Get me Samantha Morrison at the Barrier.
Yetkililer bana bu fırtınayla ilgili gelişmeler hakkında pek bilgi sahibi olmadıklarını söylüyor.
Keep my office informed of any barrier - operations connected to the storm's progress.
Bunun için bariyeri kapatıyoruz.
Yeah, which is why we are closing the barrier.
Bariyeri küçümseyemezsin.
Don't underestimate the Barrier.
Profesör Morrison, birkaç araştırma yapmış ve... ve elde ettiği bulgulara göre bugünkü fırtınanın gelişimi yıkıcı etkiye sahip büyük su kütlesini sürükleyebilecek güçte... ve bariyeri aşabilir.
Professor Morrison has uncovered some worrying data. According to this, it looks as though the storm and today's spring tide could collide, resulting in a volume of water so great that it could override the Barrier.
Araştırma merkezinin başkanıymış. Alanındaki çalışmalarla ödül bile almış.
He was chief analyst at the Flood Hazard Research Centre, and sat on a Parliamentary advisory committee which reported on the siting of the Barrier.
Bariyerin yanlış yere kurulduğunu iddia ediyormuş. Bu dağın etrafına, denizin yakınına inşa edilmesini tavsiye etmiş.
He reckoned that the Barrier was situated in the wrong place and recommended that it be built closer to the mouth of the Thames Estuary, closer to the sea.
Yani kısacası sürekli bariyerin yıkılacağından bahsederek adamlara epey bir sorun çıkarmış.
Basically, his concern is that under certain tidal conditions the Barrier could be overwhelmed.
Bariyer için burada. Evet, eminim öyledir.
- He's here about the Barrier.
Fırtınayla ilgili araştırma yaptı ve gelip anlattı, değil mi?
Storm surge coincides with the spring tide, and the Barrier won't hold. - Am I right?
O kadar çok su olacak ki... Bariyeri kolaylıkla aşacak.
The combined volume of water will overwhelm the Thames Barrier.
Dalgalar bariyere ulaşmadan önce 3 saatimiz var.
We have less than 3 hours before the surge hits the Barrier.
Bariyer kapakları kapatılıyor ve tahliye işlemi başlatıldı. Efendim...
The Barrier has initiated closure, and evacuation procedures have been activated.
Sam, bariyerdeki tüm video görüntülerini hemen buraya aktar.
Patch all video feeds from the Barrier through to us immediately.
Ona girmemiz gerekiyor. Felaketle ilgili çözüm projenizi düşünüyoruz.
Your Barrier Breach model, we need access to it, and your projections for collateral damage.
Onun şirketi bariyerlerin yapımını üstlenmişti.
His company's under contract to the Barrier.
Evet, bariyer operasyonundan o sorumlu zaten.
- Is in charge of Barrier operations.
Ama asla nasıl olduğunu sorma.
I have broken the sound barrier, but you must never ask me how.
Bariyerdeyiz.
Dad's here with me at the Barrier.
Bariyerdeki görüntüyü hemen geri istiyorum.
I want that Barrier signal back up!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]