English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bağlıyorum

Bağlıyorum traducir inglés

1,027 traducción paralela
Bu ucu buraya yedek lastiğime bağlıyorum
I attach this end to my spare here
Hattını bağlıyorum.
I'll get your party for you.
Bay Reynolds, sizi Londra'ya bağlıyorum efendim.
Mr. Reynolds, I have your call to London, sir.
Hemen bağlıyorum.
I'll put him on right away.
Başka birine bağlıyorum.
Someone else will take your call.
Bağlıyorum.
Consolidated Life. I'll connect you.
- Omaha arıyor. Bağlıyorum.
- Long distance call from Omaha.
- Bir saniye bekleyin bağlıyorum.
- One second, I'll put her through.
- Bayım, Roma'yı bağlıyorum.
- Sir, Rome on the line.
Tamam, bağlıyorum.
I'm connecting you now.
Telefonunuzu dedektifin ofisine bağlıyorum.
Freddy, transfer Mrs. Culpeper to Culpeper's office.
Temiz bir bez bağlıyorum.
I'm getting you a fresh diaper.
Sizi dahili hatta bağlıyorum, böylece burayı ve Omaha'yı duyabileceksiniz.
I'm putting you on the intercom so you can be heard here and in Omaha.
Bağlıyorum.
I'll put him on.
- Dışarı çıkmak için çarşafları bağlıyorum.
- What are you doing?
Kendimi iki defa sana bağlıyorum :
I twice bind myself to thee :
Şimdi koşula bağlıyorum sözümü.
Now I make a condition to the promise.
Aramayı bağlıyorum.
I'll pass you the call.
Rabbi gözlüyorum, Ruhum rabbi gözlüyor. Umut bağlıyorum O'nun sözüne.
I wait for the Lord, my soul doth wait and in his word do I hope.
- Ben kuşak bağlıyorum!
- I wear a girdle!
Mesaj, Kaptan, konuşmacıya bağlıyorum.
Message, Captain. Switching to speaker.
İşbu evlilik töreniyle sizi birbirinize bağlıyorum.
I bind your hands with the sanctity of matrimony.
Bypass devresini şimdi bağlıyorum, efendim.
I'm connecting the bypass circuit now, sir.
Sinirleri bağlıyorum.
Joining ganglia.
Alo, Tamam, Komiser Duboeuf'a, bağlıyorum!
Pochet! Duboeuf here.
Ayrılmayın lütfen. Sizi, Bayan Françoise Martin'e bağlıyorum. - Evet, Ben Françoise.
- A phone call from Francoise Aumartin.
Bağlıyorum.
I'll put you through.
- Evet, bağlıyorum.
- Yeah, I'm making contact.
Genel konuşursak, ben bu durumu karşısında çaldığı dinleyicilerin... kifayetsizliğine bağlıyorum.
In a general sort of way, I think I put it down... to the impotence of the community that he played for.
Bunun birincil sebebi olarak, ortalıkta başıboş dolaşmalarını ve Almanların önceliğinin farklılık arz etmesine bağlıyorum. İkinci olarak bizim bilim insanlarımız ve mühendislerimiz gibi savaşın içinde bizzat yer almalarına izin verilmediğini düşünüyorum.
First, because the Germans were always modifying the priorities, but over all because any active participation was not asked for to them,
Kendimi sandalyeye bağlıyorum ve aniden bir korku filmi başlıyor.
I tied myself to it and then suddenly a scary movie came on.
- Hemen bağlıyorum.
- I'm puttina you throuah.
Seni ilgiliye bağlıyorum.
I'll put ya on a tie-in.
Sizi New York Merkez'e bağlıyorum.
I'm routing you to New York Center.
Bağlıyorum seni, Akbaba.
Routing you, Condor. Stand by.
- Bir dakika bağlıyorum.
- One moment, I'll connect you.
Seni bağlıyorum.
I'm tieing you.
Seni sıkıca bağlıyorum.
I'm tieing you strongly.
Sizi hemen bağlıyorum.
I'll patch you right in.
Apollo Serina Tanrının gözleri altında Kobol Tanrılarının inanç sembolüyle sizi birbirinize bağlıyorum.
Apollo, Serina, under the eyes of God, bound by the symbol of the faiths of the Lord of Kobol,
Ayakkabılarımı bağlıyorum da.
Just doing my shoelace up.
Bağlıyorum.
I'll connect you.
Sizi bir ajana bağlıyorum.
I'll connect you with an agent.
Ne olduğu umurumda değil. Ayrım yapmıyorum, bir görüşe bağlı değilim.
I don't care what he is.
Galiba öyleyim. Bu nasıl baktığına bağlı. Ben o açıdan düşünmemeye çalışıyorum.
Why, yes, I suppose I am... yes it's a way of looking at it, but I'll try not to look at it too often!
Hoparlöre bağlıyorum.
Out...
- Bağlıyorum.
Can you see it, Enterprise?
Gonzo beni burada zorla tutuyor, sıkıca bağlıyım, zor nefes alıyorum.
Gonzo keeps me here by force, tied up so tight I can hardly breathe.
Onun İtalyan olduğunu anlıyorum, ve biz İtalyanların birbirlerine sıkı sıkıya bağlı olmaları gerekir.
I see he's an Italian, and we Italians have got to stick together.
Sana inanıyorum, sadece Sana bağlıyım.
I believe only in You, and I love only You,
Hayır, plaka numarasını okuyamıyorum, ama... arabanın arkasına ufak bir kilise bağlı.
No, I can't make out the license number, but it'd be pulling a small church.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]