English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bağırdım

Bağırdım traducir inglés

1,974 traducción paralela
Beni görmeliydin, bir deli gibi bağırdım.
You should've heard me, I screamed like a lunatic.
Paul ölmüştü ve ona şiddetle bağırdım sanki beni suçlamış gibi.
Paul was dead and... I just screamed at her... as if she was to blame.
Yaşasın özgürlük diye bağırdım.
It's that I began to scream "Long live freedom!"
O yüzden bağırdım zaten.
Which is why I screamed.
Ona bağırdım : "Tanrım, Phelps sakın kuşları vurma."
I yelled at him. I was like, "Jesus, Phelps, don't shoot the birds, man."
Eve girdiğimde bağırdım ama cevap vermedin.
I didn't think you were here. I yelled when I came in, but you didn't answer.
Çok bağırdım.
Too loud.
"Sıhhiye... Sıhhiye" diye bağırdım bir kaç kere. Çocuk çıkaramadı kafasını.
I yelled to the Paramedic a couple of times..... but he could not raise his head up.
Ben bağırdım ve kuş yere düştü.
I yelled, and the bird fell on the floor.
Ama ıskaladım ve bağırdım.
but I missed, and then I cried.
Geri çekildi ona tekrar vurmak istedim ama ıskaladım ve bağırdım.
She went into the back, and I tried to hit her. but I missed, and then I cried.
Düzinelerce haydut birden ortaya çıktı ve bağırdım.
Dozens of outlaws appeared from nowhere and I shouted,
Korkularımı bir insanmış gibi düşünüp onlara şöyle bağırdım.
I imagine my fear is a person Then I shout at him,
Bağırdın mı yoksa?
Did you scream or something?
Yoksa suratlarına bağırırdım'Biriniz de kötü birşey söyleyin.'
I'd have been screaming at them,'Say something bad.
Ayrıca evime geldiğinde sana öyle bağırdığım için de üzgünüm.
And I'm sorry for the way I treated you when you came into my house.
Bağırdığım için özür dilerim.
I'm sorry I yelled at you.
Bak şu bıçağa bağırsaklarına batırdığımı düşün.
Look at this knife. Imagine me sticking it into your gut.
Bu kadar kolay olacağını bilseydim çok daha önceden bağırırdım.
Well, if I had known it was gonna be that easy, I would have yelled at you a lot sooner!
Sana Renee'yle geçmişim yüzünden bağırdığımı sanıyorsan, yanılıyorsun.
If you think I'm yelling at you because of my history with agent walker, you are mistaken.
Rulo köftenin üzerine bağırdığım adam mı?
The guy that I yelled at over your meatloaf?
Ama sadece ikinci kat camıydı, bileğimi kırdım ve de başımı yaraladım. Sonra da bağımlı oldum.
But it was a second-story window, and I broke my ankle, and I got sort of like a little head injury, then I became addicted to...
Bağırdığım için özür dilerim.
Coffee is good.
Kendimi bağışlamayı başaramadım, bu yüzden karımı kendimden uzaklaştırdım.
I haven't been able to forgive myself, and so I push my wife away.
Sana bağırdığımı duymadın mı?
Didn't you hear me shout to you?
Dostum, evinde yangın çıkmış gibi bağırttırdım o hatunu.
Man, I had that bitch screamin'like her house was on fire.
Çantamı kaptırdım.
My bag was snatched.
Kütüklerin arkasına saklanırdı... ve "Gutierrez!" diye bağırdığımızda sahibi gibi serilip yatardı.
He hide behind some logs... And even when we yelled "Gutierrez!" It laid still, like its master had.
Curtis, taşaklarımı kıçının üzerinde uçurarak,... kum torbasında çalışan Mike Tyson gibi şunun kıçının üzerinde çalışırdım.
Curtis, I'd tear that ass up. Be like Roberto Duran on a speed bag with my nuts flying off her ass, dah-duh-duh, dah-duh-duh, dah-duh-duh, dah.
Bağırdığımı mı acaba?
Did I scream?
- Ben bağırdım.
I cried.
Son keçiyi de satmak istediğimde karım bana bağırdı.
When I took out the goat to sell, my wife got mad at me.
Eğer kimse yetkili değilse, yemek siparişini karıştırdığım için bana kim bağıracak?
If no one's in charge, who will yell at me for goofing up the lunch order?
Niye birbirimize bağırdığımızı anlamıyorum, ama bir tartışmayı kaybetmeye alışkın değilim.
I do not understand why we're yelling at each other, But I am not accustomed to losing an argument.
Joy ile aramızdaki her şey düzeldiğinden ve yıllardır birbirimize bağırıp çağırdığımız şeyler hallolunca söylemediğim bir şey kaldığını farkettim.
After everything me and Joy had been through, and after all the things we'd yelled and screamed at each other over the years, I was surprised to find there was one thing I couldn't say.
Senin hiç metro geçidinde araban bozulup yanında utangaç bakışlı bir çocuğun sürekli, durmadan " 7 : 15, 59. ve Lex arasında, 7 : 15, 59. ve Lex arasında diye tekrarladığını ve sürekli daha yüksek sesle bağırdığını yaşadın mı üstüne üstlük bu yetmiyormuş gibi....... kendisine vurmaya başladığını ve etrafta dolaştığını ve sonunda yavaş yavaş sakinleştiğini?
Have you ever been on a subway car that breaks dow and there's some guy... some shy-looking kid who starts repeating something to himself over and over, like, "7 : 15, 59th and Lex. 7 : 15, 59th and Lex," over and over, louder and louder until just saying the words isn't enough and he starts hitting himself and thrashing around and finally has to be subdued and tranquilized?
Eğer bana sürekli bağıran biriyle olmak istesem Bess'le evli kalırdım dedim.
I told her if I wanted somebody yelling at me all the time, I would've stayed married to Bess.
Bağırdığımı duymadın mı?
Didn't you hear me calling?
Jennings'in tıbbi kayıtlarında bağırsak tıkanmasıyla ilgili bir şey yok. Biraz araştırdım.
There was no description of any intestinal obstruction in Captain Jennings'current medical records.
Onun babası ben olsam, 20 dolar ve bir torba çörek için onu yetimhaneye bırakırdım.
If I was his dad, I would've dropped him off at an orphanage with 20 bucks and a bag of doughnuts.
Kendimi Roger'la açık bir ilişkide bulduğum gerçeğinden mi yada Kitty'nin bebek sahibi olacağından bihaber olduğu için ona bağırdığım gerçeğinden mi?
The fact that I find myself involved in an open relationship with roger or the fact that I was in there yelling at kitty and saying she was barely aware she's having a baby?
Ben tekmeler savurur bağırırdım falan... Ama o her zaman bana :
I would kick, I'd scream or whatever, but she would say,
- Ben mi, uyandırdım seni? - Bağırdığını duydum.
Did I wake you?
Şu gerizekalı "derede buluşalım" diye bağırdı.
That idiot shouted out, "meet at the creek."
- Bağırdığının farkında mısın? .
- You realize you're screaming.
Bizi dövdüler... ve bize bağırdılar... tekrar tekrar... beni dinleyin... bu bir hata..
They would beat us... and scream at us... over and over again... Listen to me... this is a mistake... I'm an American...
Sana kitap hırsızı diye bağırdığım için miydi?
Was it because i called you a book thief?
Jamie'yi okuldan eve götürüyordum ve birden bana arabayı durdurmam için bağırdı çünkü Orval çantasından fırlamış.
So, i'm driving jamie home from school, and he suddenly yells at me to stop the car because orval got out of the bag.
Tam azıttığı bir ara, perdenin arkasında bir şeyler kımıldayınca, çekti hemen kılıcını, "Bir fare, bir fare!" diye bağırdı.
In his lawless fit, behind the mirror hearing something stir, whips out his weapon, cries, "A rat, a rat!"
seni alıştırdığım ve bağımlı yaptığım için.
For getting you started. Addicted.
Sana biraz börek ayırdım.
I left you a couple of pastries in the bag.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]