Belkide traducir inglés
3,490 traducción paralela
Tamam, belkide beraber çalışmamalıyız.
Well, maybe we shouldn't be doing business.
Evet, ucuz, eğlenceli, ve belkide bir şeyler öğrenebilirsiniz.
Yeah, it's free, it's fun, and you just might learn something.
Yangın merdiveni yok ama belkide klasik bir hikaye olan ve şey tarafından yazılan
Well, there is no fire escape, but maybe you've heard of the classic tale by...
Belkide onları bağlamalıyız.
Maybe we should tie them up.
- Ama yinede... - belkide değilsin.
But then again... maybe not.
Sean, bunun belkide onun planı - olduğunu hiç düşündün mü?
Sean, did you ever think that maybe that was exactly his plan?
Belkide senin acayip meme uçların senin için bir kaç kelam eder.
Maybe your weird nipples can put in a good word for you.
Tamam, belkide Somaliliyi evine göndermelisin.
Okay, perhaps you should send over the house Somalian.
" Belkide bizi farketmemistir.
" May be he didn't see us.
Pekala, belkide kendini çok fazla yoruyorsun.
Well, maybe you're trying to do too much.
Belkide öldürdüğün ilk Jedi olacak.
Perhaps you're first jedi kill.
Belkide adayı daha iyi aramalıyız.
Maybe we should try more in land.
Pekala, belkide gerçek bir dügünün herseyini yapmak bir hataydi.
All right, maybe having all the trappings of an actual wedding was a mistake.
Eğer bunu anlarsak, Belkide bütün bunların arkasında kimin olduğunu anlarız
If we could figure that out, maybe we'll be able to figure out who's behind all this.
Sadece Sdace susup onu dinleseydik belkide o yaşıyo olucaktı
just stopped and listened to him... he might be alive right now.
Belkide çok hızlı solumamalısın yoksa bayılacaksın
Maybe you should try not to breathe as soon, otherwise you fall faint.
- Belkide bir "Felony" dir. ( A.B.D'de cezası bir seneyi aşan suçlara verilen isim )
- Maybe it's a felony.
Evet belkide.
Okay, maybe.
Belkide.
Maybe.
Hey... biliyor musun, belkide daha çok soru çalışması yapmalıyız.
Hey... you know, maybe we should do some more practice questions.
Belkide, bir tür fırlatıcı silahla atılmıştır.
Well, it could have been fired by some kind of projectile weapon.
Ya da belkide bakmadığın yerler vardır.
Yeah, oh. I think you may have missed a spot.
Belkide yeni bitirme tarihine yetişmek için daha fazla ham maddeye ihtiyaç duydun.
Maybe you needed more raw materials to meet the new deadline?
Yatırımcılar bu seferde dikkatlerini Lehman Brothers'a yöneltmiş durumda gelen diğer haberler ise ülkenin en büyük dördüncü yatırım bankası belkide iflas bayrağını çekmek üzere olduğu.
Investors now focusing their attention on Lehman Brothers amid fresh reports that the nation's fourth largest investment bank may be on the brink of bankruptcy.
Kafanı çarpmanı ve atlar için olan bir sakinleştiriciyi almana bakarsak, belkide senin durumun doğuştan uyanıklık diye adlandırılan durumdur.
Which, given you banged your head and took horse tranquiliser, is perhaps an indication that you are what we call born survivor.
orası büyük bir restaurant içinde, belkide.
Well, in the regular restaurant, perhaps.
Belkide kızkardeşiniz Lucrezia'ya bu işi bırakmalıyız?
Or should we leave that responsibility to your sister, Lucrezia?
Belkide sevgili İtalyamızın ayakları bizi teselli eder.
Perhaps the leg of our beloved Italy will provide some solace.
Yani belkide üstüne olmamalarının sebebi orda bir bebek olması olabilir mi?
You know, maybe... maybe the reason they're not fitting is'cause you got a baby in there?
Belkide düğmeleri normal yerlerinde duran eski modelleri, denememe izin verirler dur bir sorayım.
Maybe I'll ask them if I could try on the older ones. You know, where the button's in the old spot.
Burada oturup debelenebiliriz, veya gece şansımızı deneyebiliriz. Belkide hayatımızın en güzel gecesi olur.
So we can sit here and wallow, or we can take a chance on tonight maybe being the greatest night of our lives.
bakan Xu, belkide abartıyorsunuz.
Minister Xu, perhaps you overstate.
belkide yanlış anladınız.
Perhaps you've misunderstood.
Belkide seninle gerçekten konuşmak istemiyor.
Maybe she really doesn't want to talk to you.
Şey, belkide olduğunun yersenin için daha iyidir.
Well, maybe you are better off where you are.
Biz düşündük ki belkide bu çalındı ve düşürüldü.
We thought maybe it was stolen and dumped.
Beklerken, düşündüm ki belkide içeri gelip bir göz atabilirmisiniz.
While we're waiting, though, maybe can you come inside and take a look.
Düşündüm ki belkide birisi bir yerini kesti.
I thought maybe somebody cut themselves.
Belkide telefonumu daha evvel açtım?
So, maybe I turned my phone on earlier?
Belkide unuttum?
Maybe I forgot?
Belkide benden ilişkisini kesmek istedi.
Maybe he wanted to disassociate himself from me.
Belkide Jennifer'ın dediğini kabul etmeliyiz.
Perhaps we should admit that jennifer has a point.
Evet belkide o haklı.
Yeah, maybe she's right.
Bilmiyorum, belkide bir Doktor'a ihtiyacım vardır.
I don't know, maybe I need a Doctor.
Belkide canavarların O'nu mideye indirmesine izin vermeliyiz.
Maybe we should let the monsters gobble him up!
Belkide televizyondaki şeylerdendir?
Maybe it was things on the telly, you know?
Bak, belkide bu kötü bir fikirdi.
Look, maybe this was a bad idea.
- Ya da, belkide dolabı açmamalıyız!
Or maybe we shouldn't open the cupboard!
Ooh, belkide çıkarım.
Ooh, perhaps I would.
Benimle dalga geçeceğinize kesin emindim... ve belkide bir kaç damla gözyaşı döktürmenize.
I thought for sure you would mock me to... And perhaps beyond... the point of tears.
Belkide vardır.
Maybe there is.
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36
belki daha az 29
belki yarın 74
belki biraz 51
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36
belki daha az 29
belki yarın 74